Sen ağlama dayanamam

krizin sorumluları sessiz mütedeyyinler

Sen ağlama ey sessiz mütedeyyin çünkü asıl sorumlu sensin:


Bu gün ülkede ekonomik olarak en sıkıntıda olan kesimler genellikle 60 yaş üzeri emeklilerdir, emeklilerin hele ki sessiz mütedeyyin emeklilerin bu gün düştükleri durumda kendi dahilleri yok mudur?

Ekonomik ve siyasi çöküşün müsebbipleri kimlerdir?


Hemen teşhis koyalım, başka faktörlerde vardır elbette, lakin en başta orta yaşın üzerindeki sessiz kalan hatta destek veren sessiz mütedeyyinlerdir.
Nasıl mı?
Ekonomi çökmüş, siyasal ahlak yerlerde sürünürken sessiz kalmanın ötesinde avuçların patlarcasına alkışlamış sessiz kalmışsın, sen ki ölürken bile sessizce öleceksin, ağlamayacaksın, ağlamak bile sana yasak artık.

Oy verdiğin hükümet yaşam giderlerine inanılmaz zamlar yapmış,
Sen ki hiç sesini çıkarmayacak sineye çekecek, fiyatlarına yansıtmayacak yani sessizce öleceksin.
Boynuna astıkları idam yaftasına rağmen gülümseyerek destek verecek;
Kasaplık koyun misali boynuna uzanan bıçağı iştah ile yalayacaksın.
Sen ki ölürken bile sessizce öleceksin.
Ve dahi hiç ağlamayacaksın ağlayamayacaksın çünkü.
Senin neden öldüğünü bile anlamayacak cenazene gelenler.

Öldü gitti müsrifti zaten herhalde battı gitti diyecekler.
Hele bir kesim var ki arkandan teneke çalacak teneke.
Adam zaten kazıkçı idi geberdi gitti diyecekler mezarlık çıkışı etli pideleri löpür löpür götürürken.
Sen ki başkaları ölürken ağlayamadın.
Cenazene gelenler de hiç ağlamayacak.
Sen ki sessizce Öldüğünle kalacaksın.

Sen ki lüksü şatafatı lânetleye lânetleye yola çıkanlara omuz verdin...
Ve sonrasında lüksün ve israfın kitabını yazanlara sesini çıkarmadın.
Hatta onu 'büyüklük' zannettin.
Dini, dindarlığı hırsızlığına alet ettin

Peygamber efendimiz de devenin iyisine binerdi" diyerek, devletlilerin ve kimi tarikat baronlarının saltanatlarına sözde İslâmî kılıf uyduran şaklabanlara hiç itiraz etmedin...
Bak şimdi hiç kızmayacaksın asla ağlamayacaksın.

Sen ki kıçına pamuk koyulacağını bilen büyük patronların vergi borçları sıfırlanırken bile görmezden geldin.Bugün:
  • Tuvalet kâğıdına
  • A4'e
  • Elektriğe
  • Doğal gaza,
  • Benzine
Ve dahi para eden ne varsa her şeye zam gelirken üzülmeyeceksin.
Keyif almaya bakacaksın emi.

Yine bu ülkenin komünist bir belediye başkanı.
Milleti ucuza taşıyayım, öğrenci okutayım.
Diye nohut yetiştirip satarken, sen;
Umre' ye gidenleri dolandıranlarla, 'metal yorgunlarıyla, parayı ilâhlaştıranlarla yol yürüyordun!..
Şimdi hiç ağlamayacaksın!..

Çok seversin 'İslâmî' görünümlü üç kâğıtçıları...
Her daim onların yollarını gözlersin
Siyasetçisini.
Finansçısını
Müteahhidini, Şimdi yeni bir projeyle gelseler de beni bir daha dolandırsalar" diye!..
 Koyun isen bu senin kaderin, yine imkân vereceksin, önlerini açacaksın!..
Ben yine kazıklandım diye üzülmeyeceksin, sebat edeceksin...

2025 yılında çok daha iyi kazıklanacağın için memnuniyet ve sabırsızlıkla bekleyeceksin!..
Türkiye'nin Vaktiyle 'tarımda kendi kendine yeten ülke' sıfatıyla az övünmedin...
  • Buğdayı
  • Pancarı
  • Pirinci
  • Tütünü ve diğerlerini kaybettin...
Samanı bile ithal ediyorsun artık...Bugün işe yaramayan hatta beton dökülen büyük tarlaların hesabını sormak yerine, arkada bırakıp büyük şehir'e kaçtın
Geçmiş televizyonun karşısına;
  • Abdülhamit'i
  • Dirilişi .
İzlerken, oğlun da bir şirkete temizlik elemanı olarak girdiği için çok mutlu değil mi?
Hiç kasmayacaksın kendini, daha çok gurur duyacaksın!..
Üç yıl taksitle aldığın telefonun taksitlerini ödeyebiliyorsan ve o telefondan sosyal medyaya girip nasıl da dünya lideri olduğumuzu hainlerin kafasına vurabiliyorsan senden iyisi yok!..

Hani paçaları sıvamıştın.
Abdest alıp Şam'da namaz kılacaktın...
Hani Suriye'ye girecektin.
Bir baktın ki sekiz milyon Suriyeli bize girmiş...
Ümmet değil mi olsun, ümidini hiç kesme...
Ensarsın nasıl olsa büyük oyunu bir türlü görmeyen
Hani üç vakte kadar Osmanlı oluyorduk
Ellerini ovuşturup bekliyordun
Geç bir kalem
Arada sırada bir İsrail'i kahret, Cola'yı yerlere dök yeter!..
Sen ki!
Şehirlerden
Dağlardan
Taşlardan
Türk'ün ismi sökülürken hiç sesini çıkarmıyordun...
Bak Şimdi kimseye kızmayacaksın, darılmayacaksın!..
Her Cuma hutbesinde konu Hicret, Ensar ve muhacir

Hiç düşündün mü sana ensar'lıktan söz edip, kendi evlerine bir tane bile muhacir almayanlara hiç bunun sebebini sordun mu?
Mültecilik sığınmacılık söz konusu olunca revaçta olan Ensar edebiyatının Irak Türkmenleri için neden geçerli olmadığını hiç dert etmedin...
Peki mesele ensarlık ise Rusya'ya ve Çin'e iade edilmesi gündeme gelenlerle hiç ilgilenmedin...
Bu nedenle hiç ama hiç üfürmeyeceksin.
O çok sevdiğin çifte standardınla birlikte mutlu mesut yaşayacaksın!..

Alkış yapmaktan ellerin patladı
Ülkenin eksen kaymaları canını sıkmasın...
Zaten senin işin kasabını ellerin çatlayıncaya kadar alkışlamaktı...
Ülke Gümrük Birliği'ne girdi diye az alkışlamadın...
Daha sonra AB'ye gireceğiz diye kandırılırken
Daha sonra AB'ye giremediğimiz anlaşıldığında!..
Ve dahi Avrasya'ya kayarken!..
Hep alkışladın
Şimdi ise Şanghay Beşlisi'ne gireceğiz diye
Ellerin patlayıncaya dek alkışla.
Oraya da almayacaklar, bilesin

Dün Habur'u alkışlayan da sendin, çözüm sürecini destekleyen de.
Süleyman Şah'ın türbesi bir gecede apar topar kaçırılırken gurur duyan da sendin.
En acısı da;
Diyarbakır'daki o meydandan Apo'nun mektubu okunurken gözleri dolan da sendin.
Şimdi yeni bir açılım süreci kapıda, alkışlamak için heyecanla bekliyorsun, ülke bitsin bölünsün senin umurunda mı?

Dün  kalkıp HDP'ye lanet okuyanda, muhalefeti PKK ile iş birliği yapıyor diye suçlayan da ' bu gün APO'yu meclise gelsin konuşşun diyenleri de alkışlayanda sessin.
Öyle yanar dönersin ki1
Bu sebeple ne olursa olsun öfkelenmeyeceksin,
Hatta mümkünse alkışlamaya devam edeceksin!..

Paralarını bile nasıl da ödemiştin,
Barzani Irak'ın kuzeyinden Suriye'nin kuzeyine Türkiye sınırları içinden geçerek silah taşıyan teröristlerin yedikleri kebapların, lahmacunların, fasulyelerin, kadayıfların parasını unuttun mu
Sen alışıksın sen...
Önünde 20 yıldan fazla ödeyeceğin, hazine garantili hastanelerin, köprülerin, havaalanlarının parasını öder gibi...
Şimdi yeniden açılım sürecinin getireceği yükü omuzlarken de ağlamayacaksın

Asla ve kata kesinlikle kızmayacaksın, ağlamayacaksın, mümkünse o köprülerin bacakları görünür şeklide gurur pozu verecek, aileyle birlikte öz çekim yapacaksın!..

Sonuç

Sakın ağlama her haltın müsebbibi sensin
Sen sakın ola ağlama.
Kendi düşen ağlamaz çünkü!

Suskun Suretler şiiri.

Kırık bir saat gibi,
Zamanı göstermeden akıyorlar.
Ne geçmişe bakan gözler,
Ne de yarına dokunuyor elleri.

Göz kapaklarının ardında saklı,
Sessizlikten örülmüş duvarlar var.
Dillerinde mühürlü dualar,
Ama vicdanları, kış uykularındadırlar.

Saksıdaki bir çiçek gibi,
Rüzgârsız, susuz, devam eden tutunan,
Ne kuruyor, ne yeşeriyorlar,
Sadece varlar…

Gölgesini taşıyan ağaçlar gibi,
Hep aynı yerde, hep aynı şekilde,
Ne eğilip ne doğruluyorlar,
Sadece duruyorlar…

Şehir yanarken,
Dumanı gören gözler gibi,
Sızıntının tam ortasında,
Sessizlik yemini eden diller gibi…
Öylece susuyorlar.

Ve bir gün,
Tarih kapıları açıldığında,
Ne suskunlar anılacak,
Ne de dualarına cevap verilecek…

Şiir. Ahmet ATAM
Next Post Previous Post