-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

dua

Dua
Dua



Halil Cibran'ın Dua Hakkındaki Görüşleri- İnsanın Tanrı ile Olan İlişkisini Anlatan Felsefi ve Mistik Düşünceler


Halil Cibran, Lübnan asıllı bir şair, yazar ve ressamdır. 
En ünlü eseri "Ermiş" adlı kitabında, hayatın anlamı, aşk, evlilik, çocuklar, ölüm gibi konularda felsefi ve mistik düşüncelerini dile getirmiştir, Cibran'a göre dua, insanın Tanrı ile olan ilişkisini ifade etmenin bir yoludur.
Dua eden insan, Tanrı'nın varlığını ve gücünü kabul eder, ona saygı ve sevgi gösterir, ondan yardım ve rehberlik ister.
Dua, insanın ruhunu arındırır, kalbini yumuşatır, zihnini aydınlatır.
Dua, insanın kendini tanımasını ve geliştirmesini sağlar.
Cibran, dua etmenin sadece dudaklardan çıkan sözlerle değil, bütün varlığıyla yapılması gerektiğini vurgular.
Dua eden insan, Tanrı'ya sadece isteklerini değil, aynı zamanda şükranlarını ve övgülerini de sunmalıdır.
Dua eden insan, Tanrı'nın iradesine teslim olmalı, onun hikmetine güvenmeli, onun lütfuna umut bağlamalıdır.
Dua eden insan, Tanrı'nın kendisine verdiği nimetleri fark etmeli, onları başkalarıyla paylaşmalı, onları hayra kullanmalıdır.


Cibran, dua etmenin sadece belirli zamanlarda ve yerlerde değil, her an ve her yerde yapılması gerektiğini söyler.
Dua eden insan, Tanrı'yı sadece ibadetlerde değil, hayatın her alanında hatırlamalıdır.
Dua eden insan, Tanrı'ya sadece kendisi için değil, bütün yaratıklar için de dua etmelidir.
Dua eden insan, Tanrı'nın kendisine verdiği yetenekleri ve fırsatları değerlendirmeli, onun rızasını kazanmak için çalışmalıdır.Cibran'ın dua hakkındaki düşünceleri, bize dua etmenin ne kadar önemli ve güzel bir ibadet olduğunu göstermektedir.
Dua etmek, bizi Tanrı'ya yaklaştırır, bize huzur ve mutluluk verir.
Dua etmek, bizi kendimize ve başkalarına iyilik yapmaya teşvik eder. Dua etmek, bize hayatın anlamını ve amacını öğretir.

Halil Cibran bize Dua dan bahset

 
Ve o dedi ki:
Siz sıkıntılı anlarınızda ya da ihtiyacınız olduğunda dua edersiniz;
Neşeniz bol olduğunda ve günleriniz bolluk bereket içinde olduğunda da dua edemez misiniz?
Çünkü dua kendi benliğinizi göklerin sonsuzluğuna doğru açmak değil midir?
Ve eğer içinizdeki sıkıntıyı boşluğa bırakmak sizi rahatlatıyorsa, yüreğinizin ferahlığını ortaya dökmek de sizi mutlu eder.
Ruhunuz sizi dua etmeye çağırdığında ağlamaktan başka bir şey yapamıyorsanız, ağlasanız da sizi tekrar güldürene kadar çağırmaya devam etmelidir.
Dua ettiğinizde göğe yükselip aynı anda dua edenlerle buluşursunuz ve etmeyenlerle karşılaşmazsınız.

Öyleyse o mabede olan ziyaretinizi bırakın gizli kalsın, bir coşku ve tatlı bir paylaşım olsun.
Yoksa o mabede dilemekten başka bir amaçla girerseniz, bir şey alamazsınız.
Ve o mabede kibrinizi kırmak için girerseniz, yüceltilmezsiniz.
Ve hatta o mabede başkalarının iyiliğini istemek için girseniz bile, sesinizi duyuramazsınız.

O mabede görünmeden girmek yeterli olacaktır.
Kelimelerle nasıl dua edeceğinizi size öğretemem.
Çünkü Tanrı sizin dudaklarınızla sözcükleri söylediğinde sizi dinler.
Ve ben size denizlerin, ormanların ve dağların dualarını öğretemem.
Ama denizlerin, dağların ve ormanların çocukları olan sizler o duaları içinizde bulabilirsiniz.

Ve gecenin sessizliğinde onları dinlediğinizde onların sessizce şöyle dediğini işitirsiniz:
Ey bizim kanatlı varlığımız olan Tanrımız, bizim istediklerimiz senin isteğindir.
Bizim arzu ettiklerimiz senin arzun dur.
Senin olan gecelerimizi yine senin olan gündüzlere dönüştüren senin gücün' dür.

Senden bir şey isteyemeyiz,
Çünkü sen ihtiyaçlarımızı içimizde doğmadan önce bilirsin.
Bizim gereksinimimiz sensin; bize kendini daha da gösterirsen, bize her şeyi vermiş olursun.


Halil Cibran
Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun