Nazım Hikmet |
Nâzım Hikmet'in hayatı
Nâzım Hikmet, 15 Ocak 1902'de Selanik'te doğdu. Babası Hikmet Nâzım Bey, Osmanlı bürokrasisinde çeşitli görevler yapmış bir devlet adamıydı.
Annesi Ayşe Celile Hanım ise Polonyalı bir ailenin kızıydı.
Nâzım Hikmet, çocukluğunu İstanbul, Halep ve Kahire gibi farklı şehirlerde geçirdi.
İlk şiirlerini 14 yaşında yazmaya başladı.
Galatasaray Lisesi'nde okurken tanıştığı Yahya Kemal Beyatlı'nın etkisiyle şiire ilgi duydu.
1918'de İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'ne kaydoldu ancak bir yıl sonra askere alındı. Askerlik görevini tamamladıktan sonra Ankara'ya gitti ve Millî Mücadele'ye katıldı.
1918'de İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'ne kaydoldu ancak bir yıl sonra askere alındı. Askerlik görevini tamamladıktan sonra Ankara'ya gitti ve Millî Mücadele'ye katıldı.
Bu dönemde tanıştığı Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Refik Halit Karay gibi yazarlarla dostluk kurdu.
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından Sovyetler Birliği'ne gönderildi ve Moskova Doğu Üniversitesi'nde sosyal bilimler eğitimi aldı.
1924'te Türkiye'ye döndüğünde şiir anlayışını değiştirmişti.
1924'te Türkiye'ye döndüğünde şiir anlayışını değiştirmişti.
Hece ölçüsü yerine serbest nazım kullanmaya başladı.
Şiirlerinde toplumsal sorunlara, işçilerin, köylülerin, emekçilerin yaşamına değindi.
1925'te ilk şiir kitabı Dağların Havasını yayımladı.
Aynı yıl Piraye Hanım ile evlendi.
1928'de Türkiye Komünist Partisi'ne (TKP) üye oldu ve komünist propaganda yaptığı gerekçesiyle tutuklandı.
1928'de Türkiye Komünist Partisi'ne (TKP) üye oldu ve komünist propaganda yaptığı gerekçesiyle tutuklandı.
Bir yıl sonra serbest bırakıldığında Jokond adlı şiir kitabını yayımladı.
Bu kitapta Leonardo da Vinci'nin Mona Lisa tablosunu konu alan uzun bir şiire yer verdi.
1930'larda Varan Sesini Kaybeden Şehir, Benerci Kendini Niçin Öldürdü? Gece Gelen Telgraf gibi şiir kitaplarının yanında Kafatası, Bir Ölü Evi, Unutulan Adam gibi tiyatro eserleri de yazdı. Ayrıca Cici Berber, Düğün Gecesi gibi filmlerin yönetmenliğini ve senaristliğini yaptı.
1933'te TKP davasından tekrar tutuklandı ve 15 yıl hapse mahkûm edildi.
1930'larda Varan Sesini Kaybeden Şehir, Benerci Kendini Niçin Öldürdü? Gece Gelen Telgraf gibi şiir kitaplarının yanında Kafatası, Bir Ölü Evi, Unutulan Adam gibi tiyatro eserleri de yazdı. Ayrıca Cici Berber, Düğün Gecesi gibi filmlerin yönetmenliğini ve senaristliğini yaptı.
1933'te TKP davasından tekrar tutuklandı ve 15 yıl hapse mahkûm edildi.
Ancak 1935'te çıkarılan afla serbest kaldı.
Bu dönemde Taranta Babu'ya Mektuplar, Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı, Portreler gibi eserlerini yayımladı.
1938'de yeniden tutuklandı ve 28 yıl 4 aya mahkûm edildi.
Bu süre zarfında şiir yazmaya devam etti.
Kuvayi Milliye, Memleketimden İnsan Manzaraları, Yatar Bursa Kalesinde gibi şiir kitapları bu dönemde ortaya çıktı.
1950'de Demokrat Parti'nin iktidara gelmesiyle birlikte çıkarılan genel af sayesinde serbest kaldı.
1950'de Demokrat Parti'nin iktidara gelmesiyle birlikte çıkarılan genel af sayesinde serbest kaldı.
Ancak ertesi yıl tekrar tutuklanma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Bu nedenle yurt dışına kaçtı.
Romanya, Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, Çin ve Sovyetler Birliği'nde yaşadı.
Bu dönemde Yeni Şiirler, Son Şiirleri, Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim, Kan Konuşmaz gibi eserlerini yayımladı.
1951'de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı ve Polonya vatandaşlığına geçti.
1963'te Moskova'da kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
Mezarı Novodeviçi Mezarlığı'ndadır.
2009'da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına yeniden kabul edildi.
Nâzım Hikmet, Türk şiirinde bir devrim yaratan bir şairdir.
Nâzım Hikmet'in şiirleri
Nâzım Hikmet, Türk şiirinde bir devrim yaratan bir şairdir.
Şiirlerinde serbest nazım kullanmış, toplumsal gerçekçilik akımını benimsemiş, lirik ve epik unsurları birleştirmiştir.
Şiirlerinde sevgiyi, özgürlüğü, barışı, doğayı, insanlığı ve vatan sevgisini işlemiştir. Şiirleri sade, akıcı ve etkileyici bir dille yazılmıştır.
- Memleketimden İnsan Manzaraları: Türkiye'nin farklı bölgelerinden insanların yaşamını, sorunlarını, umutlarını anlatan uzun bir şiirdir.
- Yaşamak Bir Ağaç Gibi Tek ve Hür: Şairin yaşama sevincini ve özgürlük tutkusunu dile getirdiği bir şiirdir.
- Otuz Beş Yaş: Şairin otuz beş yaşına girdiği gün yazdığı bir şiirdir. Yaşadıklarını, pişmanlıklarını ve gelecek beklentilerini anlatır.
- Kız Çocuğu: Bir kız çocuğunun savaşın acımasızlığı karşısında duyduğu korkuyu ve çaresizliği anlatan bir şiirdir.
- Davet: Şairin komünist ideolojisini ve devrimci ruhunu yansıtan bir şiirdir. Halkı özgürlük mücadelesine çağırır.
Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim
Akar suyun
Meyve çağında ağacın
Serip gelişen hayatın düşmanı
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına.
Çürüyen diş, dökülen et-
Bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler
Ve elbette ki, sevgilim, elbet
Dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya
Dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle işçi tulumuyla
Bu güzelim memlekette hürriyet.
Bursa da havlucu Recebe
Karabük fabrikasında tesviyeci Hasan'a düşman
Fakir köylü Hatçe kadına
Irgat Süleyman'a düşman
Sana düşman, bana düşman
Düşünen insana düşman
Vatan ki bu insanların evidir
Sevgilim, onlar vatana düşman.
NAZIM
Nâzım Hikmet'in şiirleri arasında en bilinenleri şunlardır:
- Kuvayi Milliye Destanı: Kurtuluş Savaşı'nın çeşitli kesitlerini anlatan uzun bir şiirdir.- Memleketimden İnsan Manzaraları: Türkiye'nin farklı bölgelerinden insanların yaşamını, sorunlarını, umutlarını anlatan uzun bir şiirdir.
- Yaşamak Bir Ağaç Gibi Tek ve Hür: Şairin yaşama sevincini ve özgürlük tutkusunu dile getirdiği bir şiirdir.
- Otuz Beş Yaş: Şairin otuz beş yaşına girdiği gün yazdığı bir şiirdir. Yaşadıklarını, pişmanlıklarını ve gelecek beklentilerini anlatır.
- Kız Çocuğu: Bir kız çocuğunun savaşın acımasızlığı karşısında duyduğu korkuyu ve çaresizliği anlatan bir şiirdir.
- Davet: Şairin komünist ideolojisini ve devrimci ruhunu yansıtan bir şiirdir. Halkı özgürlük mücadelesine çağırır.
Nazım hikmet düşman şiiri
Düşman.Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim
Akar suyun
Meyve çağında ağacın
Serip gelişen hayatın düşmanı
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına.
Çürüyen diş, dökülen et-
Bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler
Ve elbette ki, sevgilim, elbet
Dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya
Dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle işçi tulumuyla
Bu güzelim memlekette hürriyet.
Bursa da havlucu Recebe
Karabük fabrikasında tesviyeci Hasan'a düşman
Fakir köylü Hatçe kadına
Irgat Süleyman'a düşman
Sana düşman, bana düşman
Düşünen insana düşman
Vatan ki bu insanların evidir
Sevgilim, onlar vatana düşman.
NAZIM
Yorum Gönder