Kütahya’nın Germiyanoğulları ile Osmanlılar arasında el değiştirdiği dönemde kadılık yapan İshak Fakih Halil tarafından yaptırılmıştır, 825 (1422) yılında düzenlenen vakfiyesinde mescitle derununda ölümünden sonra türbesi için bir zaviye, çeşme ve kütüphanesi bulunan medreseden söz edilmektedir.
Bugün mevcut olmayan çeşmenin kitabesi Kütahya Müzesi’nde (nr. 108) muhafaza edilmekte olup üzerinde 823 (1420) tarihi mevcuttur.
Bu dönemde beyliğin başında Germiyanoğlu II. Yâkub Bey vardı.
İshak Fakih Cami ve külliyesi
Cami, son cemaat yerinin bulunduğu kuzey cephesinde yalnız kesme taş, diğer taraflarda taş arasında tuğla hatıl örgülü duvarlara sahiptir.
Üzeri tek kubbeyle örtülü olan yapının önünde üç bölümlü bir son cemaat yeri mevcuttur.
Son cemaat yerinin batısında biraz uzatılmış bölüm çinili sandukaların yer aldığı bir türbe olup bu durum vakfiyede belirtilen zaviyeye (köşe) uygundur.
Doğu tarafındaki minare ise dışa çıkıntı yapar.
Kapı üzerinde sülüs hatla yazılmış dört satırlık Arapça kitabe 837 (1433-34) tarihli olup burada adı geçmemekle birlikte II. Murad devrine aittir.
Vakfiyesinde ayrıntılarına işaret edilen medresenin yıkılmış olduğu sanılıyordu.
Ancak bu yapı, vakfiyede belirtildiği gibi dershane mescidinin derununda müderrislerle talebe için vakfedilen kitapların saklanmasına mahsus hücreyle (kütüphane) birlikte ayaktadır.
Caminin karşısındaki yapı, XX. yüzyılda üstüne ikinci bir kat ilâve edildiği ve cephesi değiştirildiği için araştırmacıların dikkatini çekmemiştir.
İshak Fakih Külliyesi bünyesindeki yapıların nispetleri mütevazidir.
II. Yâkub Bey’in beyliğini Osmanlılara devrettiği geçiş döneminde her iki saltanata hizmet ettiği anlaşılan bânisinin düzenlemiş olduğu vakfiyeye aynen uyan yapılarıyla mimarlık tarihinde üzerinde durulması gereken bir külliyedir
Yorum Gönder