GERÇEK YOKSULLUK

Yoksulluğun tanımı ve bir öykü, Felsefi öyküler

Yoksulluğun tanımı ve bir öykü:

Yoksulluk, bir bireyin veya ailenin yeterli ve sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için temel ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz olması durumudur, peki ya gerçek yoksulluk.

Yoksulluğun kriterleri ülkeden ülkeye ve bölgeden bölgeye farklılık gösterebilir, ancak genellikle aşağıdaki faktörler göz önünde bulundurularak değerlendirilir:

Gelir düzeyi: 

Yoksulluk genellikle düşük gelirli bireyleri veya aileleri kapsar. 

Gelir seviyesi, kişinin veya ailenin temel ihtiyaçlarını karşılayabilme ve standart bir yaşam sürebilme kapasitesini belirleyen önemli bir faktördür.
Temel ihtiyaçlara erişim: 

Bir kişi veya ailenin gıda, barınma, sağlık hizmetleri, eğitim gibi temel ihtiyaçlarına erişiminin yetersiz olması da yoksulluk göstergesi olarak kabul edilir.
Sosyal dışlanma: 

Sosyal dışlanma, yoksul bireylerin toplumun ekonomik ve sosyal hayatına tam katılım sağlayamaması durumudur. 

Örneğin, işsizlik, eğitimsizlik veya düşük nitelikli işlerde istihdam edilme sosyal dışlanmanın belirtileridir.
Kimler yoksul sayılır konusunda, bir kişinin veya ailenin yoksul sayılıp sayılmadığı, gelir düzeyi, yaşam standartları ve temel ihtiyaçlara erişim gibi faktörlere bağlıdır. 

Kişi veya aile, belirli bir yoksulluk sınırının altındaki gelir seviyesine sahipse ve temel ihtiyaçlarını karşılamada güçlük çekiyorsa yoksul kabul edilebilir. 

Bu kriterler genellikle ülkeden ülkeye ve bölgeden bölgeye farklılık göstermektedir.

Bir yoksulluk öyküsü

Günlerden bir gün zengin bir baba oğlunu bir köye götürdü.
Bu yolculuğun tek amacı vardı.
İnsanların ne denli yoksul olabileceklerini oğluna göstererek, yaşadıkları zenginliğin değerini daha iyi anlamasıydı.
Çok yoksul bir uzak akrabalarının evinde bir gün ve bir gece geçirdiler.
Yolculuk dönüşü baba oğluna sordu:
Orada gördüğün her şeyden sonra insanların ne kadar yoksul olabileceklerini anlamışsındır sanırım.
Şimdi bizim zenginliğimizle onların fakirliklerini bir kıyasla bakalım.

Çocuk anlatmaya başladı:
Bizim evde bir köpeğimiz var, onların dört tane vardı.
Bizim evde çok büyük bir havuz var.
Onların ise içinde binlerce balığın oynaştığı uçsuz bucaksız dereleri var.
Bizim bahçemizi aydınlatan lambalarımız, onların bahçelerini aydınlatan yıldızları var.
Bizim görüşümüz ön bahçeye kadar, onlar ise tüm gökyüzünü görüyor.
Ve babasının hayret dolu bakışları arasında devam etti:

Teşekkürler baba, ne kadar yoksul olduğumuzu gösterdiğin için!