17 AĞUSTOS DEPREMİ ACININ YILDÖNÜMÜ - Kendime Yazılarım

17 AĞUSTOS DEPREMİ ACININ YILDÖNÜMÜ

 
17 Ağustos Gölcük depremi
17 Ağustos Gölcük depremi

17 Ağustos Gölcük depremi, Gediz depremini yaşamış biri olarak 17 Ağustos depremi kıyas kabul etmezdi, deprem merkezine en az 400 km uzaklıkta dahi o korkunç saniyeler hafızalardan yıllar geçse de silinmeyecek, hiç bitmeyecekmiş gibi geçen dakikalar, tarihler 17 Ağustos 1999’da sabaha karşı 03:02'yi gösterirken ülke tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşandı.

GÖLCÜK DEPREMİ

Gölcük depremi felâketi resmi rakamlara göre

  • 17,480 kişi hayatını kaybetti,
  • 23.00 yaralı
  • 500 kişi sakat kaldı
  • 280,000 ev yıkıldı
  • 42,000 İşyeri ise hasarlandı kullanılamaz oldu

Gölcük depremi gayri resmî sonuçları

  • 65.000 ölü
  • 100.000'den fazla yaralı
  • 133.000 bina çökmüş
  • 600.000 civarında vatandaş evsiz kalmıştı
Türkiye ekonomisini derinden etkileyen bir yıkımdır Gölcük depremi (1)
Ruhları şad, mekanları cennet olsun 
Aradan bunca zaman geçmesine karşı bütün Türkiye'nin acıyla hatırladığı ve hatırlayacağı gün
Yüreğimizde bir sızı, boğazımızda ise bir düğüm var her 17 Ağustos günü.

17 Ağustos günü ne olmuştu

Uyumuştu, Devlet uyumuştu, devlet!
Daha olayın başında ne olduğunu, nerede olduğunu bile bilemedi.
Batı illerinde yaşayan herkes sokaklara doluşmuş, cep telefonlarından ne olduğunu anlamaya çalışıyordu, gecenin o zifiri karanlığında ne bir haber ne bir duyum, ancak saatler sonra sabaha karşı vahameti anladı Türk milleti.
Depremin olduğu 3:02'den yaklaşık yaklaşık bir buçuk saat daha uyudu.
Hepimiz dışarılarda idik, lakin saatlerce nerede ne olduğunu tam olarak bilemedik
  • Önce iletişim altyapısı, göçtü.
  • Kimse kimseyi ne arayabildi ne sorabildi.
  • Çok övünülen iletişim şebekeleri,
  • Alternatifleri olmadığı için uzun süre sustu.
  • Binalar, çöktü.
Gözünü para hırsı bürümüş, İş bilmez, müteahhit bozuntularının deniz kumundan yapılan çürük binalar bir bir yıkıldı.
Ne canlar gitti.
Kimisi enkaz altında hayatını kaybetti.
Kimisi kendi imkanları ile enkaz altından kurtularak hayata tutundu.
O deprem anında yaşattığı büyük travmayı yüreklerine hapsederek yaşamaya devam etti.
17 Ağustos Gölcük depreminde insanlara mezar olan binaları yapanlar.
Çoğunun davası zaman aşımına uğradı,
Bir kısmı üç kuruş tazminatla yırttı,
Kimisi de kısa ve indirimli ceza süresini çekip cezaevinden çıktı.
Olan giden canlara yok olan milli servete oldu.

17 Ağustos depreminde sınıfta kalanlar

Türk Kızılay'ı, köhnemiş, yırtık pırtık su alan çadırları ve iş görmeyen teçhizatıyla kendisinin yardıma muhtaç olduğu görüldü
Saatler, her birine umut bağlandı.
  • Sesimi duyan var mı?
17 Ağustostan kalan bir acı seda olarak yüreklere nakışlı kaldı
Her geçen saatler dakikalar bir umuttu.
Günler sonra bile enkaz altından sağ salim çıkan her can umutları yeşertti.
Sesimi duyan var mı? Nidaları, her enkaz başında her daim yankılandı durdu.
Kulaklar toz toprak içinde beton ve moloz yığınlarına dayandı.
O esnada zaman duruyor ses seda kesiliyor, çıt çıkmıyordu adete
Makinalar susuyordu, tüm mahlukat susuyordu
Saatler
Her geçen saat bir umuttu
Umutlar birbirlerine bağlı.

17 Ağustos depreminde toplanan yardım paraları ne oldu

Devlet hazırlıksız yakalanmıştı, vatandaştan yardım toplanmasına karar verildi
Öyle ki Saddam dahi yardıma geldi, vatandaşta dış dünyadan yardım yağdı
Lakin yerine ne kadarı ulaştı bilinmez.
Hiç ama hiç kimse toplanan yardım paralarının nerelere harcandığını öğrenemedi
Yardımların akıbetleri ne kadarının iç edildiği ve ne kadarının kamu hizmeti için harcandığı üzerinden yıllar geçse de hiçbir zaman öğrenilemedi
Gözyaşları, sel olup aktı.
  • Ben ağladım
  • Sen ağladın
  • Biz ağladık
  • Herkes ağladı.
Lakin ne kadar zaman geçse de, acılar közlense de. Unutulmadı
Lakin, deprem konusunda ders ve önlem alması gereken
Kişilere, unutulmaması gereken şeyleri bir bir unutturdu.
  • Şehirler
  • İlçeler.
  • Köyler yerle bir olmuş.
Köprüler yıkılmış, yollar kapanmış; on binlerce insan vefat etmiş, pek çok çocuk öksüz ve yetim kalmış, nice insan sakat kalmış, birçoğu isimsiz olarak toplu şekilde defnedilmiş
Türkiye’nin sanayisi adeta çökmüş ve Türk milleti bu depremle can evinden vurulmuştur.

SONUÇ

17 Ağustos depremi, Türk seçmeninin seçtiği vekillere yaptığı 
Sen benim imarsız, ruhsatsız, malzemeden çalınmış kaçak binamı görmezden gel, ben de senin çalıp çırptığını, yolsuzluğunu görmezden geleyim
Siyasi ahlaksızlık antlaşmasının yeni yeniden tekrarlanacak bir faturası olarak kaldı   
Depremden sonra imar yasası çıkardık, lakin daha mürekkebi kurumadan hazineye üç kuruş için imar affı getirdik

Kaynaklar


0 تعليقات

Yorumlarda lütfen saygılı olun