Türkiyenin sorunu uygulanan vahşi liberalizmdir

🔥 Sistem mi? İnsan mı? Türkiye’nin Kaderi

📌 Yanlışın %80’i sistem, %20’si insan mı? Bir düşünür böyle söylüyordu, ama biz gerçekten hatalarımızın sistemsel mi yoksa bireysel mi olduğunu sorguluyor muyuz? Türkiye’de siyaset değişse de ekonomi politikasının aynı kalması, bizi gerçekten ileriye mi taşıyor?

💰 Liberalizmin Duvara Çarptığı Yer

🛑 40 yılın sonunda ne değişti? Türkiye, vahşi kapitalizm ve liberalizmi en acımasız haliyle yaşadı. Kendi kaderini belirleyecek sanılan ekonomi politikaları, aslında yalnızca küresel finans sisteminin köprücüğünü inşa etmek için kullanıldı. AKP iktidarı, din ve ümmet söylemiyle bu süreci yönetirken, muhalefetin ekonomik argümanı nerede?

🔄 Sorunun Kaynağı: Sürekli Aynı Çözümü Denemek

🎭 "Ben dürüstüm, namusluyum!" Söylemleri yetiyor mu? Sistem aynı kaldığında, aktörlerin değişmesi neyi değiştirir? Yönetim kademesinde isimler farklı olabilir, ama sahnenin dekoru ve perde arkası aynıysa, gerçekten yeni bir oyun mu sergileniyor?

🏗️ Üretim Ekonomisine Geçiş: Masal mı, Gerçek mi?

🧐 Kim, hangi kaynakla üretime geçecek? Bugüne kadar emperyalizmin cömert kredileri köprüler, parklar ve bahçeler için aktı. Ancak üretim ekonomisi için kredi vermek, kendi kurşunu ile kendini vurmak değil midir? Türkiye’nin borçla tüketmeye değil, öz kaynaklarıyla üretmeye geçmesi gerektiğini söylüyoruz. Ama bunu gerçekleştirmek için hangi somut finansal stratejiler var?

📌 Sistem Değişikliği: Adam Değiştirmek Yeterli mi?

🚀 Türkiye, köklü bir sistem değişikliğine hazır mı?

  • Faşizm mi?

  • Sosyalizm mi?

  • Karma Sistem mi?

  • Daha radikal bir ekonomik model mi?

📢 Bir siyasi liderin net bir şekilde ‘şu sistemi uygulayacağız’ dediğini hiç duydunuz mu? Eğer sistem aynı kalırsa, lider değişiminin yalnızca sahnedeki yüzleri değiştirmekten ibaret olduğu gerçeğiyle yüzleşmek gerekir.

🛑 Sonuç almak istiyorsak artık ‘takım tutar gibi’ lider tutmayı bırakmalı, sistem değişikliğine kafa yormalıyız.

🎭 Çarklar ve Gölge Oyunu

Gün doğarken kırık aynalarda, 
Hakikat eğilip bükülür, 
Sözler parlak bir maden gibi, 
Ama ellerde hep paslı zincir.

Kimin yanlış, kimin doğru? 
Sorgular başıboş sokaklarda yankılanır, 
Sistem, bir satranç tahtası, 
Ve piyonlar, kaderi mürekkep gibi bulanık.

Bir el yükselir gökyüzüne, 
“Sözümüz namus!” der, 
Ama çarşıda ekmek, 
Ve vicdan terazisi kırık.

Paralar akar, köprüler ve bahçeler büyür, 
Ama toprağın karnı aç kalır, 
Tohum, finansın koyu gölgesinde çürür, 
Emperyal efendi, kendi yolunda yürür.

Ve biz, suya çizilmiş harfler gibi, 
Hangi rüzgârla savrulacağımızı bilmeden, 
Aynı yolları yürür, Ve farklı ufuklar hayal ederiz.
Ama biliriz ki, Adam değişince, hikâye değişmez, 
Çünkü dekor aynı kaldığında, 
Oyun, hep aynı sahnede oynanır.


 


Next Post Previous Post