KENDİME YAZILARIM
Türkiye sosyolojisi siyaset ekonomi tarih felsefe ve genel kültür düzeyinde makaleler

KİŞİ KINADIĞINI YAŞAMADIKÇA ÖLMEZ

Cumhuriyet tarihinin en büyük felaketi Hatay depremi
Hatay depremi
Deprem faciası


Süleyman Demirel'in meşhur bir sözü vardı siyasetçi nasıl geldiyse öyle gider, Mustafa Kemal Atatürk'ün sözü daha meşhurdur, Geldikleri gibi giderler, bir söz daha vardır çok meşhur, kişi kınadığını yaşamadıkça ölmezmiş diye.

ÖNLEM ALMAK YERİNE KINAMAYI TERCİH EDENLER:


1999 Gölcük depreminden sonraki ekonomik çöküntüyü diline dolayanlar, gölcük depreminden sonrası yaşanan ekonomik kriz dolayısı ile zamanın başbakanı Bülent Ecevit'i yerin dibine sokanlar, aynı ekonomik çöküntünün sonucu ile iktidarı bırakıp gidecekler gibi, bugünden görünen öyle.
Keşke bu denli kınamanın yerine, zamanında tedbir alınsa idi felaketin boyutları bu denli büyük olmayabilirdi belki.

VEHAMETİ GEÇ İDRAK EDENLER KARAR ALMAKTA GECİKTİ:


Yarattığı tek adam iktidarı beslediği müteahhitlerle beraber göçük altında kaldı
Hiçbir bilim adamının uyarılarına kulak asmadı, tek başına karar verdi tek başına kararlar aldı.
Peki şimdi sonuç ne?
Bugün Türkiye, tarihinin en büyük faciasını yaşıyor, göçük altında kalan yüz binlerce kişi depremin 2 günü feryat figan ediyor.
Tek Adam en kritik saatlerde hızlı karar alamadığı için kurtarma çalışmaları maalesef çok geç başladı.

LİYAKATSİZLİK ORGANİZASYONSUZLUĞU GETİRDİ:


Tek adam, Cumhuriyet tarihinin en büyük yıkımını 1.100 odalı sarayının odasından izliyor.
Facia bölgesinde halkın arasına giremiyor, çünkü toplanan deprem vergilerini kalitesiz işler yapan otoyol müteahhitlerine yedirdi, asırlık Kızılay'a hep yakınlarını doldurdu, Kızılay pert oldu, bağışları ise oğlunun vakfına yönlendirdi.
Hatay'da tam fay hattının üzerine Havaalanı yapılmaz diyen bilim adamlarını teröristlikle suçladı, bugün Hatay Havaalanı facianın yaşandığı ilk günlerde devre dışı.
Yeşil alanları yapılaşmaya açmayın diyen şehir planlamacılarını tu kaka etti, büyük bir deprem, İstanbul depremi kapıda, önlem almak gerekir diyenleri felaket tellallığı ile suçladı.

ASKER KORKUSU YARDIMIN ULAŞMASINI GECİKTİRDİ:


Darbe korkusuyla askeri göreve çağıramadı en Emasya protokolünü iptal etti.
Peki Bugün trilyonlar yaptığınız o Müteahhitler şimdi nerede hiçbirinin ismini cismini duymuyoruz ama düşman ilan ettiğiniz ülkeler yardım yarışında.
Bunun bedeli hem ekonomik hem siyasi, olarak çok ama çok ağır olacak, bu acılı günde ilan edilen milli yas bittiğinde milli kurtuluş günü başlayacak.
Altında kalacağınız bu siyasi enkazda bakalım yardıma gelecek bir Allah'ın kulu olacak mı?

Depremin üzerinden neredeyse iki gün geçtiğinde canlı yayında izliyorum, açız diyor adam açız diyor, ekmek bulamıyoruz diyor, Hadi Karayolları ulaşımı kapalı havadan da mı ekmek atamadınız bu kadar mı acizsiniz.

  • Yol yapmışsın yolun çökmüş.
  • Hastane yapmışsın hastanen çökmüş.
  • Yaptığın havalimanı da çökmüş.
  • Yahu AFAD binan bile çökmüş.

Siz iktidarda olduğunuz müddetçe dışarıdan bir ekonomik yardımın gelmesi de mümkün değil.
Sebebi nereye harcayacağınızın bilinmemesi yandaşlara yalakalara yandaş müteahhitlere aktarılıp aktarılmayacağına emin olunmadığı için dış ülkeler ekonomik yardım yaparmış bilinmez, ülkeye yaşattığınız Böylesi bir acı felaketten dolayı, kınadığınız her felaketi yaşayarak ve yaşatarak gidiyorsunuz.

YÜZ YILIN EN BÜYÜK AFETİ:


Hiç kimse felaketin boyutlarını küçümsemiyor, Türkiye yüz yılın en büyük afetini yaşadı, lakin geç kalan kurtarma çalışmaları, halkın ilk üç gün ekmek, su ve çadıra ulaşamaması, koordinasyonsuzluk, göz ardı edilemeyecek kadar vahim boyutlarda yaşandı.
Tek sorumluluk ise, liyakatsiz ve hazırlıksız kadrolar ile asker korkusu yaşayan tek adamdır, tek adam, kınadığını yaşarken milyonlar ise felaketi iliklerine kadar
Hissettiler.


Ahmet ATAM