 |
| Kütahyalı halk şairi Pesendi Hacı Ali Dede |
PESENDİ HACI ALİ DEDE
Kütahyalıların Hacı Pensendi diye bildiği Hacı Ali Dede Kütahya'nın maruf Mahallesi'nde çakır Hacı Ali oğullarındandır.
1841 yılında dünyaya gelen Ali Dede tahsilini Kütahya'da yapmıştır, halk şairliğine ve şiire meraklı Dolayısıyla Esas mesleği olan muaflığa (Keçi kılından bir nevi dokuma) fazla rahmet etmez
Devrin tanınmış hocalarından dolarlı Doğlarlı Osman efendinin medresesine yazıldı, dini eğitim aldı.
Medresede birkaç sene okuduğu tahmin edilen Pesendi , saza ve söze olan düşkünlüğünden tahsilini yarım bırakmıştır.
Daha sonra hacca giderek beş sene orada kalmış, hat ve tırnak yazısını orada öğrenmiştir.
Memlekete döndüğünde çeşitli tarikat şeyhlerine mürit olma üzere başvursa da sazı ile ayrılamadığından hiçbirine kabul edilmez.
Pesendi Hacı Ali Dede yi Eskişehir Mevlevi şeyhi Hasan Hüsnü Dede, bir tanede sazlı müridimiz olsun diyerek dervişliğe kabul etmiştir.
Böylece Mevlevi tarikatına giren Pesendi , başında mevlevi sikkesi ile uzun abasının cebinde kabaktan yapılmış portatif nargilesi dolaşmaya başlar.
Hacı Pesendi nin kundukviran da bir bahçesi vardir .
Sohbetine müdavim olanlar şiir edebiyat ve tasavvuf ehli kimseler oraya giderler.
Kendisinin bir merkebi vardır onu sofu diye çağırır Hacı Pesendi .
İrticalen söylenen bu manzumelerin çoğu hece veznindedir
Çoğu Mustafa hakkı Yeşil tarafından yayınlanmıştır.
Hamza Güner de Kütahya şairleri kitabında yer vermiştir.
1841 yılında dünyaya gelen Ali Dede tahsilini Kütahya'da yapmıştır, halk şairliğine ve şiire meraklı Dolayısıyla Esas mesleği olan muaflığa (Keçi kılından bir nevi dokuma) fazla rahmet etmez
Kütahyalı Arif'i şiirdeki üstadıdır.
Arifi 'nin yanında saz çalmayı öğrendi tahsil hayatına Mahalle mektebinde başladı.Devrin tanınmış hocalarından dolarlı Doğlarlı Osman efendinin medresesine yazıldı, dini eğitim aldı.
Medresede birkaç sene okuduğu tahmin edilen Pesendi , saza ve söze olan düşkünlüğünden tahsilini yarım bırakmıştır.
Daha sonra hacca giderek beş sene orada kalmış, hat ve tırnak yazısını orada öğrenmiştir.
Memlekete döndüğünde çeşitli tarikat şeyhlerine mürit olma üzere başvursa da sazı ile ayrılamadığından hiçbirine kabul edilmez.
Pesendi Hacı Ali Dede yi Eskişehir Mevlevi şeyhi Hasan Hüsnü Dede, bir tanede sazlı müridimiz olsun diyerek dervişliğe kabul etmiştir.
Böylece Mevlevi tarikatına giren Pesendi , başında mevlevi sikkesi ile uzun abasının cebinde kabaktan yapılmış portatif nargilesi dolaşmaya başlar.
Hacı Pesendi 1913 yılında vefat etmiştir.
Vasiyeti üzerine Yukarı hisar altındaki Sarıkaya kabristanına defin edilmiştir.Hacı Pesendi nin kundukviran da bir bahçesi vardir .
Sohbetine müdavim olanlar şiir edebiyat ve tasavvuf ehli kimseler oraya giderler.
Kendisinin bir merkebi vardır onu sofu diye çağırır Hacı Pesendi .
Rindmeşrep , zarif ve nüktedan birisidir Pesendi Hacı Ali dede.Pesendi'nin şiirleri meclisinde olanlar tarafından kaleme alınır
İrticalen söylenen bu manzumelerin çoğu hece veznindedir
Çoğu Mustafa hakkı Yeşil tarafından yayınlanmıştır.
Hamza Güner de Kütahya şairleri kitabında yer vermiştir.
Gönül hiç kimsenin izin izleme
Nefsini bil el kusurun gözleme
Su-i zan edersen sakın yüzleme
Belki anın andan yoktur medhali
Gençliğinde Doğlarlı nın medresesine devam ederken bir gece bitişiğindeki düğün evinden manici bir kadın, Pesendi'nin medresede olduğunu öğrenince ona mâni atar.
Arkadaşları ve mollalar Pesendi'ye haber verirler.
Karşılıklı mâni atma sabaha kadar sürer.
Osman Hoca vaziyetten haberdar olunca Pesendinin elinden tuttuğu gibi Arifi' ye götürür.
Pesendi , Şair Arifi ile tanışırken medrese hayatı da sona erer.
Pesendi Hacı Ali Dede köylü destanı link
Kaynaklar: Resim ve yazı, Mustafa Kalyon Kütahya da son Osmanlılar
إرسال تعليق