Türkiye'nin Mülteci Sorunu
Türkiye, son on yılda dünyanın en fazla mülteci barındıran ülkesi haline geldi.
Özellikle Suriye'deki iç savaş nedeniyle Türkiye'ye gelen yaklaşık 10 milyon Suriyeli mülteci, Türkiye'nin hem siyasi hem de sosyal açıdan önemli bir sorunu oldu.
Türkiye, mültecilere geçici koruma statüsü vererek, onlara sağlık, eğitim, sosyal yardım gibi hizmetler sunmaya çalıştı.
Ancak mültecilerin entegrasyonu, kayıt dışı çalışması, yerel halkla ilişkileri gibi konularda ciddi zorluklar yaşandı.
Bu zorluklar, özellikle ekonomik kriz ve işsizlik gibi faktörlerle birleşince, mülteci karşıtlığı ve şiddeti arttı.
Türkiye'nin mülteci sorununu çözmek için hem ulusal hem de uluslararası düzeyde etkin ve sürdürülebilir politikalar geliştirmesi gerekiyor.
Türkiye, son yıllarda dünyanın en büyük mülteci barındıran ülkesi haline geldi.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) verilerine göre, Türkiye'de 2020 yılı sonu itibarıyla 3,6 milyon kayıtlı Suriyeli mülteci bulunuyor.
2023 Yılında telaffuz edilen rakam ise daha ürkütücü, 10 Milyon.
Bunun yanı sıra;
- Afganistan
- Irak
- İran ve diğer ülkelerden gelen.
Yaklaşık 400 bin mülteci ve sığınmacı da Türkiye'de yaşıyor.
Mülteciler Türkiye'nin demografik yapısını nasıl etkiliyor?
Niteliksiz mültecilerin Türkiye'nin ekonomik ve sosyal gelişimine katkısı olabilir mi?
Yoksa Türkiye'nin kültürel kimliğini ve milli birliğini tehdit eden bir unsur mu?
Bu sorulara cevap vermek için, öncelikle niteliksiz mülteci kavramını tanımlamak gerekiyor.
Niteliksiz mülteci, eğitim düzeyi düşük, mesleki becerisi olmayan veya uyum sağlamakta zorlanan mülteci anlamına gelir.
Bu tür mülteciler, genellikle işgücü piyasasında rekabet edemeyen, sosyal yardımlara bağımlı veya kayıt dışı çalışan kişilerdir.
Niteliksiz mültecilerin sayısı, Türkiye'deki toplam mülteci nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturuyor.
Niteliksiz mültecilerin Türkiye'nin demografik yapısına zararı olur mu?
Bu sorunun net bir cevabı vardır, Mülteciler Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG'ye alan açmak adına Türkiye'ye sürülen kişilerdir.
- Niteliksiz mültecilerin Türkiye'de kalıcı olması durumunda, Türkiye'nin nüfus yapısı değişecektir.
Özellikle doğurganlık oranları farklı olan Suriyeli mültecilerin nüfus artışına katkısı olacaktır.
Bu durum, Türkiye'nin yaş ortalamasını düşürebilir, ancak aynı zamanda eğitim ve sağlık hizmetlerine olan talebi artırabilir.
- Niteliksiz mültecilerin Türkiye'de geçici olması durumunda, Türkiye'nin nüfus yapısı fazla etkilenmeyecektir.
Ancak bu durumda da niteliksiz mültecilerin işgücü piyasasına ve sosyal güvenlik sistemine olan etkisi göz ardı edilemez.
Niteliksiz mülteciler, düşük ücretli ve kayıt dışı işlerde çalışarak yerli işçilerle rekabet edebilir veya sosyal yardımlara muhtaç olabilir.
Yoksul mültecilerin Türkiye ekonomisine katkısı ya da zararları nelerdir?
Bu sorunun cevabı basit değil.
Türkiye, son 10 yılda yaklaşık 10 milyon mülteciye ev sahipliği yaptı.
Bunların büyük çoğunluğu Suriyeli. Mültecilerin Türkiye ekonomisine etkileri hem olumlu hem de olumsuz yönde olabilir.
Olumlu yönde.
Mültecilerin ucuz iş gücü olarak çalışması, bazı sektörlerde üretimi ve rekabeti artırabilir.
Özellikle tekstil, inşaat ve ticaret gibi sektörlerde mültecilerin önemli bir rol oynadığı biliniyor. Ayrıca mültecilerin tüketimi, piyasaya canlılık katabilir.
Mültecilerin kurduğu işletmeler de Türkiye ekonomisine katkı sağlayabilir.
Olumsuz yönde.
Mültecilerin kayıt dışı çalışması, vergi kaybına ve sosyal güvenlik sorunlarına yol açabilir. Mültecilerin düşük ücretle çalışması, yerli işçilerin ücretlerini ve istihdamını olumsuz etkileyebilir.
Mültecilerin eğitim ve sağlık gibi kamu hizmetlerinden yararlanması, bütçeye yük getirebilir. Mültecilerin sosyal uyumu da önemli bir sorundur.
Mültecilerin Türkiye ekonomisine etkilerini değerlendirirken hem niceliksel hem de niteliksel verilere ihtiyaç vardır.
Görünen o ki gelen mültecilerin çoğunluğu tamamen niteliksiz, işsiz güçsüz insanlar olup serseri mayın gibi tehlike saçmaktadır.
AKP neden mültecilerin kalmasından yanadır?
- AKP, bölgede İslamcı yönetimler kurmak istiyor ve mültecileri bu amaçla kullanıyor.
- AKP, mültecileri kayıt dışı çalıştırarak patronlara ucuz iş gücü sağlıyor ve ekonomik çıkar elde ediyor.
- AKP, mültecilerin demografik yapısını değiştirerek siyasi desteğini artırmayı hedefliyor.
Türk devleti ekonomik ve sosyal yönden yük haline gelen mültecileri nasıl gönderebilir
Türkiye, dünyada en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke olmasına rağmen, bu durumun ekonomik ve sosyal açıdan yarattığı sorunlar giderek artmaktadır.
Türkiye'nin mültecileri nasıl gönderebileceği konusunda birçok seçeneği vardır, ancak bunların hiçbiri kolay veya risksiz değildir.
Bu seçenekler şunlardır:
- Mültecilerin geri dönüşünü teşvik etmek:
Türkiye, Suriye'de güvenli bölgeler oluşturmak için çaba göstermiş ve Suriyeli mültecilerin gönüllü olarak ülkelerine dönmelerini desteklemiştir.
Ancak, Suriye'deki çatışma ve istikrarsızlık devam ettiği sürece, bu seçenek çok az mülteciyi ikna edebilir.
- Mültecilerin entegrasyonunu sağlamak:
Türkiye, mültecilere geçici koruma statüsü vermiş ve onlara sağlık, eğitim, sosyal yardım ve çalışma izni gibi bazı haklar tanımıştır.
Ancak, mültecilerin topluma entegrasyonu için yeterli kaynak ve siyasi irade bulunmamaktadır.
Ayrıca, yerel halkın mültecilere karşı artan hoşnutsuzluğu ve ayrımcılığı da bu seçeneği zorlaştırmaktadır.
- Mültecilerin üçüncü ülkelere yerleştirilmesini sağlamak:
Türkiye, 2016 yılında Avrupa Birliği ile bir anlaşma imzalamış ve Türkiye üzerinden AB'ye giren düzensiz göçmenleri geri kabul etmeyi, karşılığında da AB'nin Türkiye'deki Suriyeli mültecilerden belirli bir sayıyı üye ülkelere yerleştirmeyi taahhüt etmiştir.
Ancak, bu anlaşma uygulamada çok az sonuç vermiş ve AB'nin yerleştirme sözünü yerine getirmemesi nedeniyle Türkiye'nin eleştirilerine maruz kalmıştır.
Bu seçeneklerin her birinin avantajları ve dezavantajları vardır.
Türkiye'nin mülteci sorununu çözmek için uluslararası toplumla iş birliği yapması ve hem mültecilerin hem de ev sahibi toplumun hak ve çıkarlarını gözeten kapsamlı bir strateji geliştirmesi gerekmektedir.
O strateji ise
Tüm sosyal yardımları kesmekBarınma ihtiyaçlarını zorlaştırmakMülk alımlarını engellemekEn ufak suçta derhal sınır dışı etmek
Hiçbiri sonuç vermiyor ise yapacak tek şey kalıyor, zorla göndermek.
Şu bir gerçek ki, bazı yerleşim bölgelerinde daha bugünden çoğunluğu sağlamış olan mülteciler, çok yakın bir zamanda Türkiye için beka sorunu haline gelecektir.
Ahmet Atam
Yorum Gönder