YOKSULLUĞUN ONURU - Kendime Yazılarım

YOKSULLUĞUN ONURU

Yoksulun onuru
Yoksulun onuru

Yoksulluğun da bir onuru vardır diye düşünüyorum bazen. Belki de bu, hayatın zorluklarına karşı direnmenin bir yolu, belki de umudun kaynağıdır.

YOKSULUNDA BİR ONURU VARDIR

Yoksulluk, insanı yıldıran, ezilen, horlanan bir durum olsa da yoksulların arasında bir dayanışma, bir paylaşma, bir sevgi vardır. 

Yoksulluk, sadece maddi yoksunluk değil, aynı zamanda insan onurunun da ihlalidir.

Yoksullukla mücadele etmek, insan haklarını savunmak demektir. 
Yoksullukla mücadele etmek;
  • İnsana yakışır işler yaratmak
  • Eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimi sağlamak
  • Gelir dağılımını adaletli hale getirmek demektir. 
Yoksullukla mücadele etmek, kapitalizmin yarattığı eşitsizlikleri ortadan kaldırmak demektir. Yoksulluğun da bir onuru vardır, ama bu onurun daha parlak olması için hepimizin sorumluluğu vardır.
Yoksulun onuru olmaz mı, öylesine ki zenginin parasından yoksulun onuru daha değerlidir

Kısa boylu ufak tefek bir adamdı.
Ayak parmaklarının üzerinde çöp konteynırını karıştırıyordu.
Arabaya binmek üzere iken damat seslendi.

Baba şu parayı verebilir misin?
Cüzdanından elli lira çıkarmıştı yaşlı adama vermek üzere, arkasından gördüğüm kadarı ile eski bir asker parkası giymiş son derce zayıf bir adam, parkayı da çöpten bulduğu anlaşılıyordu.

Kendisi gibi içine bir kişi alacak büyüklükte bir parka, hâkî rengi güneşten solmuş biraz da kirden rengi değişmiş neredeyse siyaha çalar bir halde idi
Arkasından yaklaşarak yavaşça omuzuna dokundum
Birden döndü ve yüz yüze geldik, yüzünü ilk kez o vakit gördüm, uzamış ve taranmadığı için kırış kırış olmuş bir sakalı vardı.
Çökmüş avurtlarını o kırışık sakalların altına gizlemeye çalışıyordu anlaşılan
Ayağında ise yine çöpten bulduğu anlaşılan bir pantolon vardı paçaları yerde sürüklenen, kemer yerine bir iple bağlamıştı pantolonunu.

Bana döndüğünde sadece yüzüme baktı
Arkadan en az yetmişli yaşlarda diye tahmin ettiğim kişinin en fazla ellili yaşlarda olduğunu görünce birden şaşırdım, belli ki hayat öylesine acımasızca vurmuş ki, yaşamadığı yıllar bedenine yapışmıştı.
Avucumun içinde sıkıştırdığım elli lirayı cebine koymaya çalışırken, birden iki adım geri gitti ve elleri ile ceplerini kapatarak
Olmaz anlamında başını sağa sola salladı.
Bu kez parayı eline vermeye kalktım bir adım daha geri giderek elleri ile bu parayı kabul edemeyeceğini anlatmaya çalıştı.

Şaşırma mı diyeyim, tereddüt mü bir an ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilemedim, hayatımda ilk kez birisi yardım etmek maksadı ile verdiğim bir parayı geri çeviriyordu.
O esnada bir bayan daha bizi görünce o da çantasına davrandı yardımcı olmak için.
Sadece bir cümlesini duyduk

Ben dilenci değilim.

Sonra usul adımlar ile arkasını dönerek gitti
Bakakalmıştık ardından
Damadım geldi o esnada yanıma
Baba ben adamı tanıyorum, oğlu vefat etmiş başka kimsesi yok bir toruna bakıyor, çöpten topladığı yiyecekler ile dedi.
Geçen hafta biz arkadaşlar ile 3 Bin liraya yakın para topladık yardımcı olmak adına lakin kabul ettiremedik.
Bizden almadı belki senden kabul eder diye beklemiştim.

Sadece yutkundum kaldım
Böylesi bir dünyada yardımı kabul etmeyerek onuru ile yaşamaya çalışan daha kaç kişi var ki.

Yoksulun yoksulluğun da bir onuru olduğunu o an anladım

Acaba ne yaşamıştı
Hangi tecrübe, başkasından gelecek bir yardımı almasını reddediyordu
Ne yaşamış, nasıl yaşamıştı ki, hak etmediğini düşündüğü bir parayı almayı reddediyordu.
Ne demiş atalarımız

Aç adamı doyurmak kolaydır
Zor olan tokları doyurmaktır diye


O yoksul adam kim bilir neler yaşamıştı, ne zor şartlar altında torununun boğazından kendi emeğinin haricinde bir şey geçmesine gönlü razı olmuyordu.
Bir kez daha anladım ki, zor olan yoksulu doyurmak değil, gözü aç olanları doyurabilmek.

Yoksulluk aç olmak açıkta olmak değil
Gözü aç olmakmış.


Ahmet Atam.


0 تعليقات

Yorumlarda lütfen saygılı olun