-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Türkiye'nin Batı tarafından yalnızlığa İtilişinin Çaresi: Rusya, Çin ve İran ile Yeni İttifaklar Brich

Türkiye'nin Batı tarafından yalnızlığa İtilişinin Çaresi var mıdır? Dünya gerek siyasi ve gerek ekonomik olarak yeni ittifaklar peşinde iken, askeri ittifaklar ekonomik ittifaklar ile perçinlenirken, AB'nin Türkiye'yi ortaklığa kabul etmesi olasılığının sıfır olduğu bir ortamda, Türkiye ne yapmalı hangi ittifaka dahil olmalıdır

Türkiye'nin Batı'dan Yalnızlığa İtişinin çaresi var mıdır?

Türkiye'nin batı bloğu ile çatlayan ilişkileri


Türkiye'nin Batı'dan Yalnızlığa İtişinin çaresi var mıdır? Bu soru, son yıllarda Türk siyasetinin ve diplomasisinin en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. 
Türkiye hem coğrafi hem de kültürel olarak Doğu ile Batı arasında bir köprü konumunda. Ancak bu köprü, son zamanlarda giderek yıpranmış ve çatlamış görünüyor. 
Türkiye, Batı ile olan ilişkilerinde pek çok sorunla karşı karşıya. 
AB üyelik süreci tıkanmış, ABD ile stratejik ortaklık zayıflamış, NATO içinde güven bunalımı yaşanmıştır. 

Türkiye'nin Batı ile olan sorunlarının temelinde hem iç hem de dış politikada yaşanan değişimler yatmaktadır. 
Türkiye, son 20 yılda ekonomik, siyasi ve askeri olarak büyük bir güç haline gelmiştir. 
Bu güç, Türkiye'ye daha bağımsız ve özgüvenli bir dış politika izleme imkânı sağlamıştır. Ancak bu bağımsızlık, aynı zamanda Türkiye'yi Batı'nın çıkarlarına ve değerlerine ters düşen bazı kararlar almaya da itmiştir. 

Örneğin, Türkiye'nin Suriye'de Esad rejimine karşı muhalifleri desteklemesi, Rusya ile S-400 hava savunma sistemi anlaşması yapması, Kuzey Irak'ta PKK'ya karşı operasyonlar düzenlemesi, Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi ile enerji kaynakları konusunda anlaşmazlığa düşmesi, Batı ile olan ilişkilerini bozmuştur. 

Türkiye'nin Batı ile olan sorunlarının diğer bir boyutu da iç politikada yaşanan demokratik gerilemedir. 
Türkiye, son yıllarda otoriterleşen bir yönetim tarzına doğru kaymıştır. 
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile yasama, yürütme ve yargı erkleri arasındaki denge ve denetim mekanizmaları zayıflamıştır. 
Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, insan hakları gibi temel demokratik değerler ihlal edilmiştir. Bu durum, Türkiye'nin AB üyelik kriterlerinden uzaklaşmasına ve Batı'nın eleştirilerine maruz kalmasına neden olmuştur.

Peki, Türkiye'nin Batı'dan Yalnızlığa İtişinin çaresi var mıdır? Bu sorunun cevabını bulmak için, öncelikle Türkiye'nin Batı ile olan ilişkilerinin önemini ve faydalarını hatırlamak gerekir. Türkiye, Batı ile olan ilişkileri sayesinde pek çok avantaj elde etmiştir. 
Bunlar arasında; 
  • Ekonomik iş birliği ve ticaret hacmi.
  • Teknolojik gelişme ve yenilikçilik.
  • Eğitim ve kültür alışverişi
  • Güvenlik ve istikrar sağlanması gibi unsurlar sayılabilir. 
Ayrıca, Türkiye'nin Batılı değerlere bağlılığı, uluslararası toplumda saygın bir konum kazanmasına ve bölgesel liderlik rolü üstlenmesine katkı sağlamıştır. 
Bu nedenle, Türkiye'nin Batı ile olan ilişkilerini tamamen koparması veya alternatif arayışlarına yönelmesi akılcı bir seçenek değildir. 
Türkiye'nin çevresindeki coğrafyada yaşanan krizler ve belirsizlikler göz önüne alındığında, Batılı müttefiklerinin desteğine ihtiyacı vardır. 
Aynı şekilde, Batı da Türkiye'nin bölgedeki etkinliğinden ve katkısından yararlanmaktadır. Türkiye hem NATO hem de AB için stratejik bir ortaktır. 
Bu ortaklık hem tarafların çıkarlarına hem de küresel barış ve güvenliğe hizmet etmektedir.

Bu bağlamda, Türkiye'nin Batı'dan Yalnızlığa İtişinin çaresi, ilişkileri onarmak ve güçlendirmek için yapıcı bir diyalog kurmaktır. 
Türkiye, Batı ile olan sorunlarını çözmek için gerçekçi, pragmatik ve uzlaşmacı bir tutum sergilemelidir. 
Türkiye, Batı'nın çıkarlarına ve değerlerine saygı duymalı, ortak noktalar bulmaya çalışmalı, karşılıklı güveni tesis etmeli ve iş birliğini arttırmalıdır. 
Türkiye, aynı zamanda iç politikada;
  • Demokratik reformlar yapmalı
  • Hukukun üstünlüğünü sağlamalı
  • Temel hak ve özgürlükleri korumalı ve toplumsal uzlaşıyı sağlamalıdır. 
Bu şekilde, Türkiye hem Batı ile olan ilişkilerini iyileştirebilir hem de kendi ulusal çıkarlarını koruyabilir. 

Türkiye'nin Batı'dan Yalnızlığa İtişinin çaresi var mıdır? 

Evet, vardır. Ama bu çare, sadece Türkiye'nin değil, Batı'nın da iradesine ve çabasına bağlıdır.
Türkiye, son yıllarda Batı ile yaşadığı siyasi ve ekonomik krizler nedeniyle giderek yalnızlaşan bir ülke haline geldi. 
Özellikle AB ile ilişkileri kopma noktasına gelen Türkiye, alternatif arayışlarına girdi. 
Ancak dünya, yeni ittifaklar kurmakta ve mevcut ittifaklarını güçlendirmektedir. 
Bu durumda Türkiye'nin ne yapması gerektiği büyük bir soru işareti olarak karşımıza çıkıyor.

Türkiye, tarihi ve coğrafi olarak hem Avrupa hem de Asya ile bağlantılı bir ülkedir. 
Bu nedenle Türkiye'nin hem Batı hem de Doğu ile iyi ilişkiler kurması önemlidir. 
Ancak Türkiye'nin Batı ile yaşadığı sorunlar, Doğu ile de yeni sorunlar yaratmaktadır. 
Örneğin, Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşması, ABD ve NATO ile gerilim yaratmaktadır. Türkiye'nin Çin ile iş birliği yapması, Uygur Türkleri konusunda hassasiyet göstermesini zorlaştırmaktadır. 
Türkiye'nin İran ile ilişkileri, Ortadoğu'da yaşanan çatışmalarda farklı pozisyonlara düşmesine neden olmaktadır.

Bu durumda Türkiye'nin hangi ittifaka dahil olması gerektiği sorusu, tek bir cevaba sahip değildir. 
Türkiye'nin çıkarlarına uygun bir ittifak bulması zor olabilir. 
Ancak Türkiye'nin mevcut ittifaklarını tamamen terk etmesi de doğru bir seçenek değildir. Türkiye'nin hem Batı hem de Doğu ile diyalog kanallarını açık tutması, ortak noktalar bulmaya çalışması ve çatışmalardan kaçınması gerekmektedir. 
Türkiye'nin bölgesel ve küresel güvenlik ve istikrar için önemli bir aktör olduğunu unutmaması ve bu rolüne uygun davranması gerekmektedir.
Türkiye'nin Batı'dan yalnızlığa itişinin çaresi, tek taraflı bir yöneliş değil, çok yönlü bir dengelenmedir. 
Türkiye'nin kendisini izole etmesi değil, entegre etmesidir. 
Türkiye'nin kendisini kapatması değil, açmasıdır.

Türkiye Brich birliğine katılmalı mıdır?

BRIC ülkeleri, Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'i ifade eden bir akronimdir. Ancak, bu terim eskidiği için artık "BRICS"
  • Brezilya
  • Rusya
  • Hindistan
  • Çin ve Güney Afrika olarak bilinir.
Bu beş ülke, dünya ekonomisinin önemli oyuncularıdır ve giderek daha fazla küresel etki sahibi olmaktadırlar.
Ekonomik hedefleri arasında büyüme, yatırım ve kalkınma yer almaktadır.
Aynı zamanda siyasi hedefleri arasında da uluslararası ilişkilerde daha fazla etkili olmak, kendi bölgesel liderliklerini sağlamak ve küresel düzeyde daha fazla söz sahibi olmak bulunmaktadır.
Bu ülkeler, büyük nüfusları, geniş toprakları ve doğal kaynaklarının zenginliği nedeniyle büyük bir potansiyele sahiptirler.
Bu ülkeler arasındaki ticaret ve yatırımların artması, dünya ekonomisinde önemli değişikliklere yol açmaktadır.

Türkiye'nin BRICH ülkelerine katılma niyeti var mıdır?

Türkiye'nin BRIC ülkelerine (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) resmi olarak katılma düşüncesi bulunmamaktadır.
Ancak Türkiye, BRICS ülkeleriyle ticari ve ekonomik ilişkilerini güçlendirme çabalarını sürdürmektedir.
Türkiye, BRICS ülkelerine yatırımlarını ve ticaretini artırmayı hedeflemekte, bu ülkelerle stratejik ortaklıklar kurmaya çalışmaktadır.
Bununla birlikte Türkiye, BRICS ülkeleriyle yapılan toplantılara davet edilen konuk ülkeler arasında yer almaktadır.
Ancak bu, Türkiye'nin BRICS ülkelerine tam üyelik ya da resmi olarak katılma düşüncesini yansıtmamaktadır.
 
Bu beş ülke, dünya ekonomisinin önemli oyuncularıdır ve giderek daha fazla küresel etki sahibi olmaktadırlar.
Ekonomik hedefleri arasında büyüme, yatırım ve kalkınma yer almaktadır. 
Aynı zamanda siyasi hedefleri arasında da uluslararası ilişkilerde daha fazla etkili olmak, kendi bölgesel liderliklerini sağlamak ve küresel düzeyde daha fazla söz sahibi olmak bulunmaktadır.

Bu ülkeler, büyük nüfusları, geniş toprakları ve doğal kaynaklarının zenginliği nedeniyle büyük bir potansiyele sahiptirler. 
Bu ülkeler arasındaki ticaret ve yatırımların artması, dünya ekonomisinde önemli değişikliklere yol açmaktadır.
Ancak, bu ülkelerin aynı zamanda iç problemleri de vardır ve ekonomik ve siyasi hedeflerine ulaşmak için bazı zorluklarla karşılaşmaktadırlar.

Türkiye'nin Brıch ülkelerine tam üye olarak katılmasının ekonomik ve siyasi faydaları neler olabilir, Türkiye Brıch birliğine katılma baş vurusu yapmalı mıdır?

Türkiye'nin BRIC ülkelerine tam üye olarak katılmasının ekonomik ve siyasi faydaları şunlar olabilir:

Ticaret ve yatırım olanakları:


BRIC ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) dünya ekonomisinin büyük oyuncularıdır.
Bu ülkelerle tam üyelik, Türkiye'ye büyük ticaret ve yatırım olanakları sağlayabilir.
BRIC ülkelerinin büyüme potansiyeli yüksektir ve ekonomik olarak Türkiye'ye alternatif pazarlar sunabilir.

Enerji kaynakları:

BRIC ülkeleri, dünyanın önemli enerji kaynaklarını kontrol etmektedir.
Türkiye enerji ithalatçısı bir ülke olduğu için bu ülkelere tam üye olarak enerji tedarik güvenliğini artırabilir ve daha rekabetçi enerji fiyatlarına ulaşabilir.

Siyasi güç ve itibar:

BRIC ülkeleri, uluslararası alandaki etkilerini artırmış durumdadır. Türkiye'nin tam üyelikle bu ülkelerle daha yakın bir ilişkisi olması, Türkiye'nin uluslararası arenadaki siyasi gücünü ve itibarını artırabilir.

İnovasyon ve teknoloji:

BRIC ülkeleri, teknoloji ve inovasyon konusunda hızla gelişmektedir.
Türkiye'nin bu ülkelerle tam üyelikle iş birliği yapması, Türkiye'nin teknoloji ve inovasyon alanında daha hızlı ilerlemesine katkıda bulunabilir.
Ancak, Türkiye'nin BRIC birliğine tam üye olmak için başvuruda bulunması konusunda bazı faktörleri de göz önünde bulundurmak gerekir:

Siyasi ve kültürel farklılıklar:

BRIC ülkeleri ile Türkiye arasında siyasi ve kültürel farklılıklar bulunmaktadır.
Bu durum, tam üyelik sürecinde bazı zorluklara neden olabilir.

Rekabet:

BRIC ülkeleri arasında rekabet de yaşanmaktadır.
Bu nedenle, Türkiye'nin BRIC birliğine tam üye olması, bu ülkeler arasındaki rekabete dahil olmak anlamına gelebilir.
Bu da Türkiye'nin kendi ulusal ekonomik çıkarlarına zarar verebilir.

Diğer uluslararası bağlantılar:

Türkiye, halihazırda farklı uluslararası organizasyonlarda üyedir ve bu organizasyonlar aracılığıyla avantajlar elde etmektedir.
Bu nedenle, Türkiye'nin BRIC birliğine katılma talebi, mevcut diğer bağlantıları etkileyebilir veya çatışmalara neden olabilir.

Sonuç olarak, Türkiye'nin BRIC birliğine tam üye olma başvurusu yapması durumunda ekonomik ve siyasi faydalar elde edebilir.
Ancak, böyle bir adımın zorlukları ve riskleri de bulunmaktadır ve bu nedenle başvuru yapmadan önce dikkatli bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

Türkiye son dönemde rotayı ekonomik destek bulmak amacı ile batıya kırmıştır, Türkiye'nin batıdan bir destek ve yardım bulması söz konusu koşullarda pek mümkün değildir.
  • Türkiye'yi Avrupa birliğine almayacakları kesin
  • NATO'dan dışlanıyor
  • NATO savunma hattını Yunanistan'da kuruyor.
Türkiye Osmanlı'nın son dönemindeki gibi belli bir plan dahilinde askeri siyasi ve ekonomik olarak yalnızlığa itiliyor, batıdan bir fayda yok, Türkiye ittifaklarını batıyı yıkmadan doğuda aramayı denemeli, tarih tekerrürden ibarettir, yıkım projesinin ekonomik ayağı tamamlandı, Türkiye ekonomisi bir avuç dolar için el açmış vaziyettedir, ülke birliğini bütünlüğünü koruyacak kabiliyetten içeriye sızan milyonlarca mülteci sebebiyle gün geçtikçe uzaklaşmaktadır.

Türkiye'nin Batı tarafından yalnızlığa İtilişinin Çaresi  yeni ittifaklar kurmaktır, Türkiye'nin üzerine oynanan bu oyunu boşa çıkarması için hem askeri hem de ekonomik olarak geç kalmadan Rusya, Çin ve İran ile yeni ittifaklar kurması elzemdir, Türkiye geç olmadan Brich'e katılma başvurusu yapmalıdır.


Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun