Demokrasi mi Ekmek mi

Demokrasi-mi-Ekmek-mi?
Demokrasi mi Ekmek mi?

Türkiye'nin ikilemi Demokrasi mi Ekmek mi?

🌍 Türkiye’nin Çıkmaz Sokakları: Demokrasi Bir Lüks, Ekmekse "Nimet" Mi? 🍞🗳️


Demokrasi mi, ekmek mi? Soru basit gibi… Ama cevap, Ortadoğu’nun labirentlerinde kaybolmuş bir "narkozlu gerçeklik" gibi. Türkiye’de iktidar sofralarından düşen kırıntılar, halka "lütuf" diye sunulurken, demokrasi ise "vaat edilen cennetin bilet parası" 🎫 gibi pazarlanıyor. Peki seçmen, sandıkta neyi seçiyor: Karnını mı doyurmak, yoksa özgürlüğüne kavuşmak mı?

🔍 Demokrasi: Sofraya Gelmeyen "Hayal Yemeği"


Demokrasinin olmadığı yerde, "ekmek", iktidarın elinde salladığı bir kemik 🦴. Halk, bu kemiği kapmak için sıraya girerken, asıl menüyü yiyenlerin gölgesinde yaşıyor. Türkiye’de emeğin karşılığı, "bir avuç umut" ve "ilahi vaatlerle" damarlara enjekte edilen bir uyuşturucu 💉. Sandıkta tercih yap denilince, "aç mideler" ile "özgür ruhlar" çarpışıyor.

"Demokrasi karnı doyurur mu?" diye soranlara ironik bir yanıt: "Aç insana özgürlüğü anlat, bakalım kaçı dinleyecek!"

📉 Rakamların Dili: Ortadoğu’da Demokrasi "Nadir Nefes"


Türkiye, "kısmen özgür" kategorisinde. Yani: "Özgürlük, ama koşullu tahliyeli!" 🔗
Economist dergisinin 2019 raporunda Türkiye, "melez rejim"ler arasında. Melez rejim ne mi? "Demokrasi maskeli otoriterlik" 🎭.
Ortadoğu’da "özgür" sayılan ülke sayısı: 2 (İsrail ve Tunus). Geri kalanı ya "kısmen özgür" ya da "lidersiz bir tiyatro oyunu" 🎬.

🧩 İkilemin Kökleri: Tarih, Kültür ve "Dış Güçler"


Demokrasi talebi, Ortadoğu’da "çöl ortasında su aramak" 🌵 gibi. Tarihsel yaralar, ekonomik eşitsizlikler ve "dış müdahale" klişesi, her bahane için kullanılıyor. 
Türkiye’de siyasetçiler demokrasiyi "kendi mutfağının anahtarı" 🔑 olarak görüyor. 
Sonuç? "Halkın menüsünde hep aynı yemek: 
Umut çorbası, yanında baskı pilavı." 🍚

💡 Çözüm Reçetesi: Demokrasi Ekmekten Tatlıdır!


Demokrasi "ekmek" değil belki, ama "ekmeği üreten fırının temeli" 🏭. Refah, adalet ve özgürlük, ancak "katılımcı bir sistemle" mümkün. Halkın "narkoza" değil, "haklara" ihtiyacı var.

Unutmayın:

  • Demokrasisiz ekmek, "açlığı erteleyen bir ilaç" 💊.
  • Ekmeksiz demokrasi ise "özgürlüğü açlıkla satın almak" 🛒.

Türkiye’nin gerçek ikilemi: "Halk, karnını mı doyuracak yoksa ruhunu mu besleyecek?" Cevap basit: "İkisi de olmalı. Yoksa sofrada oturanlar, bir gün masayı devirir." 🔥

Ekmeğin Duası Demokrasinin Rüzgarı Şiiri:


Bir çölün ortasında kumlarla konuşur:
Ekmeği sofrada, özgürlüğü rüyada arayanlar…
İktidarın ziyafeti, bir kemik taşır masaya,
Halk, aç midelerle duaları sayıklar:

Demokrasi, uyuşturucu bir ilahî vaat
Damarlarda gezinen yalanın mor ışığı,
Sandıklar narkoz kokar, oylar rüya sayılır,
Hakikat, bir çöl tilkisinin izinde kaybolur.

Tarih, paslı bir kılıç gibi sallanır tepemizde:
Küllerinden doğan “devlet-i ebed müddet”,
Kültür, bir testi… Suyu hep dökülür yarından.
Dış güçler mi? Bulutların üstüne yazılan hikâye!

Gerçek, kendi çölümüzde çırılçıplak:
“Açız, hem de ruhumuzun bağırlarına kadar.”

Bir şiir yazılsa ekmekle demokrasiden,
Mısralar kanayan buğday kokardı belki…
Halk, tarlada bir salkım üzüm gibi süzülürken,
İktidar, bağın bekçisi… Şarap sermaye, şerbet dilek.

Çözüm mü?
Tohum yeşertmek kumun altında,
Küllerden bir zeytin dalı uzatmak göğe:
“Özgürlük ekmeğin mayasıdır,
Açlık zincir, demokrasi çekiç…

Sofra kurulduğunda, 
Hem buğdayI hem rüzgârI çağırın;
Yoksa açlık, 
Bir gün BU masayı yıldızların altında yakar…” 🌾✨


Next Post Previous Post