66 yaşındayım, askerlik hizmetini saymaz istek bir kez devletin ekmeğini yedim, oda çeyrek ekmek içine biraz peynir konmuş sandviç idi.
1983 yada 84 yılları, Seyit Ömer işçi alacak müracaat ettim, yazılı sınav vardı, tam puan alarak yazılı sınavı kazanmıştım, bir müddet sonra sözlü mülakata çağırdılar, sabahın eken saatlerinde sınav yerine gittim.
Devletin ekmeği havadan gelir.
Sınav yeri tam bir mahşer günü öylesine kalabalık.
Ben diyeyim bin kişi siz deyin 2.000 kişi o denli yani.
Sabahın erken saatlerinde başlayan mülakat öyle üzere oldu hala bitmiyor binlerce kişi tel örgünün öbür tarafında mülakat için çağrılmayı bekliyoruz, karnımız aç.
O esnada tel örgünün yanına bir araba yanaştı arabanın kasasına sandviçleri doldurmuşlar tel örgünün önüne gelen işçi namzetlerine sandviç dağıtmaya başladılar.
Kapan kapana.
Elden dağıtmayı izdiham nedeni ile beceremeyenler, sandviçleri havadan atmaya başladılar.
Bir sandviç kavgası başladı, millet tel örgüleri yıkacak, aslında tamda utanç verici bir durum.
O esnada Bir sandviç benim kafama düştü, işte ilk kez devletin ekmeğini o gün yedim.
Lakin kafama atılmış olsa da ekmek yine ekmekti.
1974 yılında sigorta ödemeye başladım sonra BAĞ-KUR'a geçtim falan derken 9.000 güne yakın prim ile 2001 yılında da sigortadan emekli oldum, ilk maaşımda hiç unutmam 200.000 TL idi, iyi para sayılırdı.
Kadın iki dilim ekmek kızartır, ekmek dilimlerinden biri oldukça kalın ve üzerinde bolca bal ve kaymak.
Diğer ekmek dilimi ise incecik ve üzerinde zar ağda ( Üzüm posası) sürülmüş, kadın bu ekmek dilimini çocuklarının önüne kor iken
Üvey oğluna Dermiş ki: Aslanıma mis gibi ağda dan hanım dilimi
Has oğluna dönerek de: Buda sana bal kaymak domalan dilimi.
Emekliler arası uçurum son yıllarda giderek artmıştır.
Devlet işçi ve işçi emeklisine ağda sürülü hanım dilimi sunarken, memurunun önüne bal kaymaktan domalan dilimi koyuyor.
Ben yaşlarında benim bir akrabam, başta anlattık ya Seyir Ömer imtihanını, o imtihandan yazılıyı 100 tam puanla kazanmış olmama rağmen, torpil bulamadığımdan ben işe giremedim, torpili olan işi kaptı.
İkimizde emekli olduktan sonra sordum bir gün ne maaş bağlandı diye, bana bağlanan maaşın tam üç katı idi.
Şimdi merak ediyorsunuz bu vatandaş ne iş yapıyor diye, kendisi övünerek anlatmıştı nasıl bedava maaş aldığını.
Ne yapıyordu biliyor musunuz?
Hiç bir sorumluğu ve yükümlülüğü olmadan.
Sabah saat on' da, birde öğleden sonra üç sıralarında yarım saat çay dağıtıyordu o kadar.
Ben böyle adaletin içine tüküreyim.
Bu günkü SGK sistemi yanlıştır, tek bir çatı altında yeniden organize edilmeli, yeniden yapılandırılmalıdır.
Son zamanlarda her gün basında haberler var işçi emeklisine büyük zam diye, emekli yaşamının son günlerinde bu denli aşağılanmamalı.
Belediyeler emeklilere nasıl sosyal yardım yaparız arayışındalar.
O da gideceksin belediyeye istedikleri evrakları tamamladıktan sonra el pençe divan durarak verilecek üç kuruş için, minnet göstergesinde bulunacaksın.
İşçi emeklisini yardım dilenir duruma iterek, iaşe dağıtmanın, ömrünün son baharındaki adamın kafasına ekmek atmaktan farkı nedir ki.
O kadar basit çözümü var ki, lakin halkın kafasına etmek atmaktan, onlar kapışırken keyifle seyretmekten zevk alanlar, bu yardımları kendi ikballeri için oya tahvil etmeye çalışanlar, asla çözüme yanaşmıyorlar ve yanaşmayacaklar.
Çözüm:
SGK Kurumunu yeniden yapılandırmaktan geçer.
Türk sosyal güvenlik kurumlarını tek bir çatı altında toplayın.
Her sene enflasyon oranına göre tek bir asgari ücret belirleyin, tüm işçi ve memur maaşlarını ( Cumhurbaşkanından okul hademesine kadar) belirlenen asgari ücretin yüzdesine göre ayarlayın.
İşçi memur ayrımını kaldırın, temel rakam belirlenen asgari ücret olmak üzere, prim gün sayısı baz alınarak, çalışan ve emeklilerin maaşları otomatik asgari ücrete bağlansın.
Yani yüksek maaşı olana yapılan zam en düşük emeklini alacağı maaşın bile iki katıdır, bir kaç sene içerisinde bu fark çığ gibi büyüdüğü için, en düşük emekli maaşlarına, kök ücretlere dokunamadan hazineden karşılanan yardım yapılmaktadır.
O esnada Bir sandviç benim kafama düştü, işte ilk kez devletin ekmeğini o gün yedim.
Lakin kafama atılmış olsa da ekmek yine ekmekti.
1974 yılında sigorta ödemeye başladım sonra BAĞ-KUR'a geçtim falan derken 9.000 güne yakın prim ile 2001 yılında da sigortadan emekli oldum, ilk maaşımda hiç unutmam 200.000 TL idi, iyi para sayılırdı.
2001 Yılı Net Asgari Ücret, Dolar Kuru ve En Düşük Emekli Maaşı
Yıl | Net Asgari Ücret (TL) | Dolar Kuru (TL) | En Düşük Emekli Maaşı (TL) |
---|---|---|---|
2001 | 165.000 TL | 1,60 TL | 200.000 TL |
2023 | 17.000 TL | 30. TL | 10.000 TL |
2001 yılı emekli maaşı 125 Dolar
2023 yılı emekli maaşı 333 Dolar
İşin enteresan yanı dolar bazında neredeyse üç misli artan emekli maaşının, iş satın alma tarafına gelince 2001 yılını dahi yakalayamıyor, ekonomini ne denli içine edildiğinin resmidir bu tablo.
Lakin hiç merak etmeyin, eylül ekim aylarında emekli maaşları devalüasyon nedeniyle yine 150 dolarlara gelecek
Rahmetli annem anlatırdı, üvey evlat ile öz evlat arasındaki farkını
Kadın iki dilim ekmek kızartır, ekmek dilimlerinden biri oldukça kalın ve üzerinde bolca bal ve kaymak.
Diğer ekmek dilimi ise incecik ve üzerinde zar ağda ( Üzüm posası) sürülmüş, kadın bu ekmek dilimini çocuklarının önüne kor iken
Üvey oğluna Dermiş ki: Aslanıma mis gibi ağda dan hanım dilimi
Has oğluna dönerek de: Buda sana bal kaymak domalan dilimi.
Hükümetin bugün yaptığı uygulama tam olarak da budur.
Emekliler arası uçurum son yıllarda giderek artmıştır.
Devlet işçi ve işçi emeklisine ağda sürülü hanım dilimi sunarken, memurunun önüne bal kaymaktan domalan dilimi koyuyor.
Ben yaşlarında benim bir akrabam, başta anlattık ya Seyir Ömer imtihanını, o imtihandan yazılıyı 100 tam puanla kazanmış olmama rağmen, torpil bulamadığımdan ben işe giremedim, torpili olan işi kaptı.
İkimizde emekli olduktan sonra sordum bir gün ne maaş bağlandı diye, bana bağlanan maaşın tam üç katı idi.
Şimdi merak ediyorsunuz bu vatandaş ne iş yapıyor diye, kendisi övünerek anlatmıştı nasıl bedava maaş aldığını.
Ne yapıyordu biliyor musunuz?
Hiç bir sorumluğu ve yükümlülüğü olmadan.
Sabah saat on' da, birde öğleden sonra üç sıralarında yarım saat çay dağıtıyordu o kadar.
Ben böyle adaletin içine tüküreyim.
Bu günkü SGK sistemi yanlıştır, tek bir çatı altında yeniden organize edilmeli, yeniden yapılandırılmalıdır.
Son zamanlarda her gün basında haberler var işçi emeklisine büyük zam diye, emekli yaşamının son günlerinde bu denli aşağılanmamalı.
Belediyeler emeklilere nasıl sosyal yardım yaparız arayışındalar.
- Kimisi su
- Kimisi Gıda
- Kimisi de ayni yardım.
O da gideceksin belediyeye istedikleri evrakları tamamladıktan sonra el pençe divan durarak verilecek üç kuruş için, minnet göstergesinde bulunacaksın.
İşçi emeklisini yardım dilenir duruma iterek, iaşe dağıtmanın, ömrünün son baharındaki adamın kafasına ekmek atmaktan farkı nedir ki.
O kadar basit çözümü var ki, lakin halkın kafasına etmek atmaktan, onlar kapışırken keyifle seyretmekten zevk alanlar, bu yardımları kendi ikballeri için oya tahvil etmeye çalışanlar, asla çözüme yanaşmıyorlar ve yanaşmayacaklar.
Çözüm:
SGK Kurumunu yeniden yapılandırmaktan geçer.
Türk sosyal güvenlik kurumlarını tek bir çatı altında toplayın.
Her sene enflasyon oranına göre tek bir asgari ücret belirleyin, tüm işçi ve memur maaşlarını ( Cumhurbaşkanından okul hademesine kadar) belirlenen asgari ücretin yüzdesine göre ayarlayın.
İşçi memur ayrımını kaldırın, temel rakam belirlenen asgari ücret olmak üzere, prim gün sayısı baz alınarak, çalışan ve emeklilerin maaşları otomatik asgari ücrete bağlansın.
- 10 000 TL emekli maaşı alanın %50 zam alması halinde alacağı zan 5.000 TL
- 40 000 TL emekli maaşı alanın %50 zam alması halinde alacağı zam 20 000 TL
Yani yüksek maaşı olana yapılan zam en düşük emeklini alacağı maaşın bile iki katıdır, bir kaç sene içerisinde bu fark çığ gibi büyüdüğü için, en düşük emekli maaşlarına, kök ücretlere dokunamadan hazineden karşılanan yardım yapılmaktadır.
Bu yanlış sistem yüzünden emekliler siyasetçilerin iki dudağı arasından çıkacak rakama mahkum edilmektedir.
Emekliye seçim öncesi yeni bir düzenleme gelir mi?
Bakın iddia ediyorum, eğer ki bir ay sonra Reis İstanbul seçimlerini kazanamayacağını görürse en düşük emekliye bir %50 zam daha yapacaktır, Beştepe'den civciv yemler gibi emeklinin iştikakını emeklinin başına atacaktır, acısını sonradan çıkarmak kaydı ile, bu sadakayı oya tahvil etme kurnazlığıdır, ne ahlaka nede adalete sığar
Bu sistem yanlıştır, haksızlıktır, adil değildir.
Daha yüksek emekli aylığı talep edenleri de özel emeklilik şirketlerine yönlendirin, bu kadar basit.
Bu sistem yanlıştır, haksızlıktır, adil değildir.
Daha yüksek emekli aylığı talep edenleri de özel emeklilik şirketlerine yönlendirin, bu kadar basit.
Ahmet ATAM
Yorum Gönder