KENDİME YAZILARIM
Türkiye sosyolojisi siyaset ekonomi tarih felsefe ve genel kültür düzeyinde makaleler

Yeni anayasa: Federal Türkiye mi

Yeni anayasa: Federal Türkiye mi, Yeni anayasa tuzağı
Yeni anayasa: Federal Türkiye mi


Yeni anayasa tuzağı

Yeni anayasa: Federal Türkiye mi? Basından takip ettiğim kadarı ile 8 Ağustos'ta PKK'nın bir kongresi planlanıyor. Muhtemelen birçok ülke buraya temsilci gönderecek. Tahminim, YPG'nin sözde bir orduya dönüşmesiyle gerilla savaşının sona erdiğini ilan edecekler ve sözde Türkiye Kürdistanı için kent yapılanması ve siyasi örgütlenme konusunda yeni kararlar alacaklar.

Görünüşe göre, Batı'nın Türkiye'ye federatif bir yapı oluşturma baskısı "sivil anayasa" adı altında yapılıyor. Ayrıca halka bu yapılanın "kapsayıcı anayasa" ve "PKK sorununa köklü çözüm" olduğu şeklinde satılmaya çalışılacak.

Apo'nun ünlü Nevruz mektubunda örgüte "Suriye'de ABD bizi ordu haline getirecek, oraya gidin" telkininin, halka "PKK silah bırakıyor, analar ağlamayacak" şeklinde sunulmasıyla aynı taktik kullanılıyor.

Bu süreç, muhafazakar kesime "Osmanlı dönemine geri dönüyoruz" ve muhalif kesime ise "Kürt sorunu artık çözülüyor" şeklinde sunulacak.

Türkiye'nin Kürt bölgesinin, geleneksel bir savaşa dönüşmeden, Türkiye Federasyonu yapısı içinde "eyalet" olarak kurulması planının temelidir. Bunun için anayasanın ilk 4 ve 66. maddelerinin mutlaka değiştirilmesi gerekmektedir. Eğer Türkiye bu tarihten önce kapsamlı bir operasyon başlatırsa, durum değişebilir.

Anayasanın 4. Maddesi: Anayasanın 1. maddesinde Devletin Cumhuriyet şeklinde olduğu belirtilirken, 2. maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesindeki hükümler değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

Anayasanın 66. Maddesi: Herkes Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı ise o kişi Türk'tür. Türk bir babanın veya Türk bir annenin çocuğu da Türk'tür. Vatandaşlık, belirli şartlarla kazanılır ve sadece kanunda belirtilen durumlarda kaybedilir. Hiçbir Türk, vatanseverlikle uyuşmayan bir eylemde bulunmadığı sürece vatandaşlıktan çıkarılamaz. Vatandaşlıktan çıkarma kararlarına karşı yargı yolu açık tutulmalıdır.

Bu durumu anlamak zaten zor değildi, çünkü AKP, CHP, MHP ve HDP ortak hareket ediyorlar ve bu nedenle Suriyelileri 'iç savaş' bahanesiyle ülkeye yerleştirerek Kürtlere alan açtılar. Amaçları boş topraklar oluşturup, bilerek ve isteyerek Suriyelileri ve Afganları barındırmaktır. Aslında gelen paraların kaynağı AB ve ABD'dir ve bu paraların amacı da bunu desteklemektir.

Birçok PKK, hücresi yanı sıra, kaçak ve sığınmacı kılığında ülkeye yerleşmiş IŞİD türevi Selefi hücreler de harekete geçmeye hazır durumda. Tehlikeli bir durumla karşı karşıyayız.

Hemen, kaçak ve sığınmacıların gerektiğinde zorla geri gönderilmesi, YPG'ye karşı kapsamlı bir operasyon ve PKK ile ilişkili siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının kapatılması gereklidir. Durum hiç iç ama hiç iç açıcı değil, bilesiniz.

Bu ülkede federasyonda konuşulmalı Eyalet sistemi de tartışılmalı, lakin Oslo'daki gibi kapalı kapılar ardında değil, televizyonlarda halkın gözü önünde, halkın büyük çoğunluğunun içselleştiremeyeceği kabul etmeyeceği ve sindiremeyeceği bir sistem Türkiye'de uygulanamaz..