Zoraki misafirler nasıl geldilerse öyle giderler

Zoraki misafirler nasıl geldilerse öyle giderler

Yeni ve yeniden bir mülteci akını kapıda, Sn. Erdoğan kapıların açık olduğunu tüm dünyaya ilan etti, Türkiye nereye gidiyor.

Yurtta sulh, cihanda sulh diyerek yemin ettik,
Toprağımızın her karışına ter döktük can verdik.
Fakat birdenbire, açıldı ve aşıldı sınırlar,
Akın akın geliyorlar, dikkat edin işgal var.

Feryadımız yükselir göklere, fakat duyulmaz sözümüz,
Yöneticiler görmez bizi, bilmez halimiz, özümüz.
Biz bu vatanın evlatlarıyız, biz bu toprağın kökü,
Yeter bu kadar işgalci biz kaldıramayız bu yükü?

Elbet bu topraklar, misafirperverdir asırlardan beri,
Gönüller açıktır, her gelen yabancıya.
Ancak şimdi durum değişti, taşlar yerinden oynadı,
Yavaş yavaş Anavatan'ın işgali başladı.

Sosyal dokumuz yırtılıyor, bir bir çözülüyor bağlar,
Demografik yapımız değişiyor, kayboluyor izler.
Kimseye kin beslemiyoruz, nefret gütmüyoruz
Lakin daha fazla işgalci de istemiyoruz .

Biz bu duruma razı değiliz, sesimiz yükselir daima,
Ancak reis duymaz bizi, gündemi hep başka.
Bir gün gelecek, bu hesap mutlaka, sorulacak
O gün göreceğiz, kim gidecek kim kalacak.

Yöneticilerimiz, görmezler mi halimiz?
Bu vatanın evladı değil miyiz biz?
Sınırlar açık, geleceğimiz belirsiz,
Kim verecek cevabı? Ne olacak halimiz.

Ey millet, ey garip halk, ne oldu bu halin?
Yurdundan kovulmuş bir garip misalin

Biz sussak taşlar haykırır, bu zulme isyan eder,
Zoraki misafirler nasıl geldilerse öyle giderler

İşgalci akını altında eziliyorken bağrın,
Ekmeğini suyunu geçtim bölünüyor toprağın.
Sosyal doku yırtılıyorken, örgütleniyor nifak,
Ey Türk milleti kaldır başını, bir bak.




Ahmet ATAM