-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Tek adamlıktan parlamenter demokrasiye

Parlamenter sisteme dönüş

Türkiye'de Parlamenter Sisteme Dönüş ve Senatonun İhdası: Demokrasi, Siyaset ve Ekonomi Açısından Avantajları


Türkiye’nin parlamenter sisteme dönüşü ve senatonun yeniden ihdas edilmesi, demokratik dengeyi, siyasi uzlaşmayı ve ekonomik istikrarı nasıl güçlendirebilir? 
Türkiye'nin yeni bir anayasa ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden vazgeçip, parlamenter sistem yönetimi ve senatoyu yeniden ihdas etmesi, birçok yönden avantajlar sağlayabilir mi:

Parlamenter Sisteme Dönüşün Demokratik Avantajları:

  • Kuvvetler Ayrılığı: Parlamenter sistemin yürütülmesi, yasama ve yargı organlarının daha net bölünmesi, demokratik dengeyi sağlaması. Cumhurbaşkanlığı sisteminin yürütülmesinin yaşama üzerindeki baskı azalır.
  • Güçlü Denetim Mekanizması: Senatonun yeniden kurulmasını, özelliklerinin daha detaylı incelenmesini ve denetlenmesini sağlar. İki meclisli yapı, hızlı ama denetimsiz karar almanın önünde geçer.
  • Çoğulculuk ve Temsiliyet: Parlamento sistemi, daha fazla siyasi partinin mecliste temsil edilmesini sağlar. Koalisyonlar, farklı ideolojilerin de sürece dahil edilmesine izin verir.
  • Güçlü Yerel Yönetimler: Merkezi otoritenin zayıflamasıyla yerel yönetimlerin eli güçlenir, bu da yerinden yönetim ilkesini güçlendirir.

Önemli Avantajlar:

  • Lider Otoriterliğinin Azalması: Cumhurbaşkanlığı işleminin bir kişinin geniş yetkilerle yönetilmesi, otoriter gidişatı besleniyor. Parlamento sistemi devam ediyor, başbakan ve bakanlar kurulunun ortak kararıyla belirleniyor.
  • Uzlaşma Kültürü: Parlamento sistemi, partileri bir arada çalışmak ve uzlaşmaya zorlar. Senato da bu uzlaşmayı daha sağlam bir zemine oturtur.
  • Daha Dengeli İktidar Geçişleri: Erken seçimlerin ve hükümet değişimlerinin daha yumuşak bir geçişle gerçekleşmesine olanak tanır.

Sosyal Avantajlar:

  • Toplumsal Kutuplaşmanın Azalması: Tek adam yönetiminin dayattığı "biz ve onlar" bilgileri, parlamenter sistemleri daha iyi bir zemine çekilebilir. Senato, toplumun farklı kesimlerinin temsilini sağlayarak kutuplaşmayı yönetecek.
  • Özgürlüğün Genişlemesi: Demokratik denetimin genişlemesinin güçlenmesiyle ifade, basın ve toplanma özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklerde genişleme yaşanabilir.

Ekonomik Avantajlar:

  • Öngörülebilirlik ve Güven: Hukukun bağımsız ve bağımsız yargının güçlenmesi, yabancıların güvenini artırır. Temel kurallar yerine, kurallara dayalı ekonomi yönetimi ön planı çıkar.
  • Sürdürülebilir Kalkınma Politikaları: Parlamenter sistemin getirdiği uzun vadeli planlama imkanı, ekonomik istikrarın çalıştırılmasına olanak sağlanmaktadır.
  • Kurumların Güçlendirilmesi: Merkez Bankası, TÜİK gibi kişilerin bağımsızlığı yeniden tesis edilebilir. Bu da ekonomik verilerin korunmasını arttırır ve piyasaların daha sağlıklı işlenmesini sağlar.

Parlamenter Sisteme Dönüş Ve Senatonun Yeniden İhdası:

  • Senato, meclisin aceleyle alınabileceği kararların aşamasına geçilir, daha kapsamlı bir denetim ve değerlendirme seçenekleri sağlanır.
  • Liyakat esaslı atamalar ve uzun vadeli politikaların kaynaklarında rol oynar.
  • Türkiye'nin farklı bölgelerinden ve sosyal sınıflarından gelen temsilcilerle daha kapsayıcı bir siyaset anlayışı geliştirilebilir.
Sonuç olarak, parlamento sistemi ve senato, Türkiye'nin sadece demokratik ve siyasi elinde değil, ekonomik ve sosyal açıdan olumlu yönlerde bulunabilir. Ancak bu geçişin başarılı olması için güçlü bir anayasal çerçeve, siyasi irade ve toplumsal uzlaşma gerekiyor.

Tek Adamın Gölgesinde Şiiri 


Bir teraziydi adalet, kefeleri dengede 
Bir el uzandı birden bire  
Yürütme eğildi,  yasama sustu 
Ağızlara mühür vuruldu.
Yargı mı o en baştan tuş oldu.

Demirden harflerle yazıldı ferman,  
Mürekkebi susturulmuş dillerden,  
Kanun kitapları kör,  
Kalemler tutsak,  
Ve vicdanlar küle döndü.  

Bir yıldız kaydı meclisin kubbesinden,  
O eski çatının daraldı tavanı
Eskiden üç sütun taşırdı devlet sarayını,  
Şimdi tek bir gölge,  
Karanlık bir kubbe gibi çöktü üstüne.  

Rüzgâr esti,  
Ama ne sancak dalgalandı,  
Ne de bir meşale yandı gecede.  
Yalnızca sessizlik,  
Yalnızca yankılanan bir emir,  
Ve iç çekişleri susturulmuş bir halk…  

Kim bilir,  
Belki bir gün,  
Yeniden doğar güneş,  
Ve kefeler eşit tartar adaleti…

Bir teraziydi vaktiyle,
Adaletin ince ayarını tartan.
Bir elde yasa, bir elde vicdan,
Ve sarsılmayan, dengede duran.

Sonra bir el uzandı zamansız,
Tartının bir kefesine ağırlık bindirdi;
Öyle bir yük ki,
Diğer kefede yalnızca gölgeler kaldı.

Bir kalem kırıldı o gün,
Sessizce, kimse duymadan.
Kelimesiz bir anayasa,
Suskun parşömenlere hapsedildi.

Ve bir mühür,
Tek bir imzanın gölgesine sığındı.
Yasama, bir surete dönüştü,
Ve yargı, önünü ilikledi o gün.

Yürütme, hoyrat bir rüzgar gibi,
Önüne çıkan ne varsa savurdu.
Ve biz,
Kırık bir terazinin altına sıkışanlar,
Bir dengeye hasret,
Bir nefese muhtaç kaldık.

Ama biliriz ki,
Hiçbir gece sonsuz değildir,
Her adaletsiz tartı bir gün bozulur,
Ve bir kalem yeniden yazmaya başlar,
Unutulmuş bir vicdanı...

Şiir: Ahmet ATAM
Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun