-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Türkiye de enflasyonun ana sebepleri

Türkiye de enflasyonun ana sebepleri

Türkiye’nin Enflasyonu Neden Düşmüyor? İşte Basit Anlatımıyla 7 Neden

Türkiye’de enflasyon neden düşmüyor? Para basımı, döviz kurları, faiz politikaları ve kamu harcamaları gibi enflasyonu artıran nedenleri sade bir dille anlatalım.

Türkiye’de Enflasyon Neden Düşmüyor? İşte Basit ve Net Açıklamalar

Türkiye’de enflasyon uzun süredir yüksek seyrediyor ve bir türlü tek haneli rakamlara düşmüyor. Peki, enflasyon neden düşmüyor? İşte sade bir dille ve herkesin anlayabileceği şekilde maddeler halinde açıklayalım.

1. Çok Fazla Para Basılması

Merkez Bankası, ekonomi kötüye gittiğinde piyasaya daha fazla para sürüyor. Ancak bu, paranın değerini düşürüyor ve fiyatların artmasına neden oluyor. Daha fazla para, daha fazla enflasyon demek.

2. Döviz Kurlarının Sürekli Artması

Türkiye, birçok ürünü ithal ediyor. Dolar ve Euro yükseldikçe, bu ürünlerin fiyatı da artıyor. Örneğin, benzin, ilaç ve teknoloji gibi ürünler dövizle alındığı için TL değer kaybettikçe pahalılaşıyor.

3. Faiz Politikalarının Yanlış Yönetilmesi

Faiz oranları düşük tutulunca, bankalar daha fazla kredi veriyor. İnsanlar ve şirketler daha çok borç alıp harcıyor. Bu da piyasada fazla para dolaşmasına ve fiyatların yükselmesine yol açıyor.

4. Üretim Yetersiz, İthalat Fazla

Türkiye’de yeterince üretim yapılmadığı için birçok temel ürün dışarıdan alınıyor. Yerli üretim az olduğu için arz düşük, talep yüksek oluyor. Bu da fiyatları artırıyor.

5. Güvensizlik ve Yatırım Eksikliği

Yatırımcılar, ekonomiye güvenmediklerinde paralarını Türkiye yerine yurt dışına çıkarıyor. Yatırım azaldıkça üretim ve istihdam düşüyor, fiyatlar ise yükseliyor.

6. Sürekli Artan Vergiler

Devlet, bütçe açığını kapatmak için sık sık vergileri artırıyor. Elektrik, doğalgaz, akaryakıt ve temel gıdalardaki vergiler yükseldikçe, ürünlerin fiyatı da artıyor.

7. Denetim Eksikliği ve Fırsatçılık

Bazı şirketler ve satıcılar, fiyatları keyfi olarak yükseltebiliyor. Devletin fiyat denetimlerini yetersiz yapması, stokçuluk ve fırsatçılığı artırıyor. Bu da enflasyonu besliyor.

Sonuç

Türkiye’de enflasyonun düşmemesinin birçok nedeni var, ancak en büyük sorun yanlış ekonomi yönetimi ve üretim eksikliği. Enflasyonu düşürmek için doğru politikalar, güven ortamı ve üretimin artırılması gerekiyor.

Enflasyona neden olan diğer sebepler:

Enflasyonun düşmemesinde 5 Milyon haneye sosyal yardım yapılması, kamuda makam otomobilleri, fazladan memur istihdamı, gereksiz muhtarlıklar vb kalemlerin de etkisi yok mudur?

Evet, bütçeden yapılan bu harcama kalemleri de enflasyonun düşmemesinde önemli bir rol oynuyor. Devletin yaptığı yüksek harcamalar, bütçe açığını büyütüyor ve enflasyonu besleyen faktörlerden biri haline geliyor. Bunları daha net şekilde inceleyelim:

1. Sosyal Yardımlar ve Kaynak Kullanımı

Türkiye bir sosyal devlettir elbette zor durumda olanlara yardım edilmesi gerekir, lakin 5 Milyon aileye yardım da bir garabet, hatta şüphe vardır, ki yaklaşık 20 Milyon kişi eder, yardımların tekrar gözden geçirilmesi gerekir, 

Yaklaşık 5 milyon haneye yapılan sosyal yardımlar, ekonomide doğrudan tüketimi artırıyor. Yardım alan kesim, bu parayı genellikle temel ihtiyaçlara harcıyor. Ancak bu yardımların sürdürülebilirliği için devletin bütçeden daha fazla kaynak ayırması gerekiyor. Eğer bu harcamalar üretimi artıracak şekilde yönlendirilmezse, piyasada para arzı artarken mal ve hizmet miktarı sabit kalıyor, bu da fiyatları yukarı çekiyor.

2. Kamuda İsraf: Makam Araçları ve Lüks Harcamalar

Türkiye’de kamuda kullanılan makam araçları, gereksiz lüks harcamalar ve aşırı temsil giderleri ciddi bir yük oluşturuyor. Devletin gelirleri yetersiz kaldığında, bu tür giderleri finanse etmek için ya vergiler artırılıyor ya da daha fazla borç alınıyor. Borçlanma, enflasyonu artıran bir faktör çünkü devlet borç ödemek için para basarsa, bu para değer kaybediyor ve enflasyonu tetikliyor.

3. Kamuda Gereksiz İstihdam ve Verimsiz Büyüme

Fazla memur alımı ve verimsiz kamu istihdamı, bütçeye ciddi yük bindiriyor. Türkiye’de kamuda çalışan kişi sayısı çok fazla ve verimlilik düşük. Özel sektör üretkenlik artırmaya çalışırken, kamu sektöründeki fazla personel gereksiz maaş yükü oluşturuyor. Bu maaşlar, vergi artışı veya borçlanmayla finanse edildiğinde yine enflasyona katkı sağlıyor.

4. Muhtarlıklar ve Diğer Gereksiz Kamu Yapıları

Türkiye'de yeniden bir idari reform yapılarak belediyeler kaldırılmalı ve İllerde valiliklere ilçelerde kaymakamlığa bağlı bir müdürlük haline getirilerek hem yerel yönetimlerde çift başlılıktan kurtulunmalı hem de kaynak israfının önüne geçilmeli.

İlaveten, Türkiye’de 50 binin üzerinde muhtarlık var ve bunlara her yıl milyarlarca lira maaş ödeniyor. Dijitalleşmenin arttığı günümüzde, birçok muhtarlık işlevsiz hale gelmiş durumda. Eğer gereksiz kamu yapıları azaltılsa, devletin harcamaları düşer ve enflasyon üzerindeki baskı hafifler.

Sonuç

Kimse iktidar değişirse enflasyon düşer, gelir dağılımı daha adil olur diye bir beklenti içine girmesin, Türkiye yapısındaki bozukluğu giderici bahsettiğim türden yapısal değişikliğe gitmedikçe ne enflasyon düşer ne gelir dağılımı düzelir.

Bu tür harcamalar, doğrudan veya dolaylı olarak enflasyonu artırıyor. Eğer devlet gelirlerinden daha fazla harcama yaparsa, bu açığı kapatmak için ya vergileri artırır, ya borç alır, ya da para basar. Üçü de enflasyonu artıran faktörlerdir.

Enflasyonu kontrol altına almak için kamu harcamalarının daha verimli kullanılması, sosyal yardımların üretken yatırımlara yönlendirilmesi ve israfın önlenmesi gerekiyor.

Enflasyonun Halleri şiiri;

Yine zam geldi, yine arttı fiyatlar,
Ne yapsak bilmem, nasıl geçer bu aylar.
Markete giriyorsun, ateş pahası her şey 
Sesimi duyan var mı, ses verin ses, hey.

Soğan olmuş elli lira, domates desen yetmiş,
Maaş minnacık zaten, üç günde bitmiş.
Eskiden alırdı bol bol meyve sebze,
Şimdi tane ile alıyor, o da zor bela işte.

Gökten yağmur yerine vergi yağıyor,
Zamlar öyle coşmuş ki, bir biri ile yarışıyor.
Elektrik, su, doğalgaz, hep birden şahlanırken,
Cüzdanlar boş, faturalar dalga geçiyor.

Kredi kartı borçları, gırtlakları sıkıyor,
Asgariyi ödüyor, borç elbette bitmiyor.
Bankalar Sağ olsun, durmadan faiz koyuyor 
Her sabah kalktığında bakmış, borç ürüyor.

Evde oturur, çayını içerken demlikten
Düşünür durur bu işin sırrını derinden.
Enflasyon canavarında ne zaman kurtulacağız,
Yoksa bu hayat pahalılığına hep mi alışacağız.

Bir köşede bakanlar, ballı maaşla güler,
Makam aracı konvoyları Çakarlı geçer.
Biz halk otobüsünde sıkışır, zamlı mazota yanarız,
Onlar keyif sürerken, bizler bön bön bakarız.

Muhtar efendi rahat, hiç müşkülü yok onun,
Ne icraat beklenir, ne de iş ondan.
Bir mühür, bir maaş, oh ne tatlıdır bu düzen,
On dönüm bostan yan gel yat Osman.

Bir umutla bekleriz, belki bir gün düzelir,
Ama şimdilik, karınlar aç, cepler delik deşik.
Enflasyonun halleri böyle işte, ne yaparsın,
Vallahi hepimiz figüranıyız bu absürt hayatın.

Şiir: Ahmet ATAM


Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun