Türkiye totaliter donuşum

2025 Türkiye'sinde "Totalitarizmin Zaferi Türkiye'nin totaliter dönüşümü , 2025 Türkiye'sinde Erdoğan 'ın 'milli ir...

2025 Türkiye'sinde "Totalitarizmin Zaferi

Türkiye'nin totaliter dönüşümü, 2025 Türkiye'sinde Erdoğan'ın 'milli irade' vurgusuyla attığı şaşırtıcı adımlar: İmamoğlu'nun gözaltı süreci, ve ardından tutuklanması üniter devletin tasfiyesi ve 'ömür boyu başkanlık' için anayasal değişiklikler. 

Demokrasiden totaliter rejime geçiş mi? 

İşte 'Türk tipi istikrar modelinin' ironik analizi!

2025 Türkiye'sinde ' Totalitarizmin Şöleni'  Erdoğan'ın Ömür Boyu Başkanlık Yolunda Tarihi(!) Adımlar

Türkiye, 2025 yılına "istikrar" ve "istikrarlı liderlik" vurgusuyla girerken, siyaset sahnesinde yaşananlar demokrasi tarihine "altın harflerle" yazılıyor. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "milli iradeyi koruma" adına attığı adımlar, muhalefetin "sessiz çoğunluğu" tarafından (!) coşkuyla karşılanıyor. 

Peki, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "aniden" gözaltına alınması ve üniter devlet yapısının "yeniden tanımlanması", 

Erdoğan'a ömür boyu başkanlık yolunu mu açıyor? 

İşte, "demokrasinin yeni çağına" dair çarpıcı (!) detaylar…

Demokrasi Fabrikasında Yeni Model: İmamoğlu'nun Gözaltı Reklam Arası

2025'in ilk çeyreğinde, "siyasi dengeyi korumak" adına alınan "önleyici tedbirler" kapsamında Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması, iktidar partisi çevrelerinde "keşke daha erken yapsaydık" yorumlarına neden oldu. 

Yetkili kaynaklar, bu hamlenin "ülkenin bölünmez bütünlüğüne yönelik tehditleri önleme" amacı taşıdığını vurgularken, sosyal medyada #DemokrasiNöbeti etiketiyle paylaşılan devlet destekli tweetler, "halkın desteğini" yansıtıyor. 

Bir vatandaşın, "Artık her sabah uyandığımda 'Acaba bugün hangi muhalif gözaltına alınacak?' diye merak ediyorum. 

Heyecan verici!" sözleri ise durumun vahametini (!) özetliyor.
 

Ömür Boyu Başkanlık: Milletin Teklifine Ret Yok!

TBMM'de kabul edilen "Cumhurbaşkanının Görev Süresini Sevgiyle Uzatma Kanunu", halk oylamasına sunulmadan yürürlüğe girdi. 

Anayasa hukukçuları, "Bu kadar hızlı bir değişikliği ancak Türkiye başarabilirdi" diyerek övgü yağdırırken, yeni sistemin detayları şöyle:

• Liderlik süresi: "Millet istediği sürece" (bilimsel olarak 120 yıl).
• Muhalefet: "Gönüllü sessizlik" statüsünde.
• Seçimler: "Halkın enerjisini boşa harcamamak" için dijital alkış ölçümüyle yapılacak.

Bir emekli öğretmenin, "Artık seçim stresi yaşamıyoruz. Her sabah ekrana bakıp liderimizin yüzünü görüyorum, oyum hazır!" sözleri, sistemin toplumsal karşılığını gösteriyor.

Sonuç: Demokrasi Bizim İşimiz(!)

2025 Türkiye'si, "güçlü lider, güçlü devlet" sloganıyla dünyaya örnek oluyor. 

Erdoğan'ın "demokrasiyi korumak" için attığı adımlar, Batı medyasında "şaşkınlık ve hayranlıkla" karşılansa da, yerli ve milli uzmanlarımız bu süreci "Türk tipi istikrar modeli" olarak tanımlıyor. 

Unutmayalım: Totaliter rejimler halkın rızasıyla kurulmaz, ama "rıza üretmek" de bir sanattır.

Ömür Boyu Başkanlık: Yeni Türkiye Masalı Şiiri

Bir varmış, bir yokmuş, 

Demokrasi diye bir şey varmış…
Seçimle gelir, seçimle gider, 

Halk ne derse o olurmuş meğer
Ama sonra biri çıkmış, 

Bu iş böyle yürümez!" demiş,
Halk ne anlar seçimden? 

En iyisini ben bilirim demiş

Önce bir sistem değişmiş, Yetkileri yukarı taşınmış,
Meclis mi? Formalite kalmış, 

Yargı desen, şaşmış kalmış?

İmamoğlu’na ne olmuş dersin? 

Halk sevmiş, sandıkta yükselmiş,
Ama “haddini aşmış” olmalı ki, 

Bir sabah ansızın gözaltına alınmış!

Sebep mi? 

Çok da mühim değil,

Hukuk dedik, torbaya girdi.
Davanın adı: "Büyük Tehlike!" 

Sanığın suçu: "Seçilmekti!"
Üniter devlet? 

Aman efendim, O da biraz fazlaymış zaten!
Emirle atananlar gelsin, 

Ama hepsi "tek lidere" baksın!

Milli irade mi? O da neymiş? 

Bir kişi karar versinmiş!
Seçime ne gerek varmış? 

Halk zaten hep "Reis" dermiş!
Ve nihayet büyük soru: 

Ömür boyu başkanlık olur mu?
Halka soralım bir referandumda,

İster misiniz istikrar sonsuza?"

Güneş, sandığın içinde battı birden,
Bir "zafer" çiçeği açtı küllerinden.
Yapraklar dökülürken özgürlük ağacından,
Kürsüde promterde bir gölge uzadı: 

Yaman mı yaman!

Rüzgâr, propagandayla doldu sokaklarda,
Özgürlük, bir çocuk oyuncağı oldu.
İnsanlar aynalara sordu: "Gerçek ne?"
Ayna sustu…

Cevabı ''siz seçtiniz" dedi sessizce .

Şimdi bulutlar bile karakolda ifade veriyor,
Yağmur, raporlarda "halkın gözyaşı" diye damlıyor.
Ve bir şiir, korkudan yayınlanmadı kaldı defterde:
Demokrasi, bir palyaçonun son şakasıydı belki de…

Ve işte sevgili çocuklar,
Böylece yazıldı tarihi sayfalar…
Demokrasi, bir masal oldu,
Yeni Türkiye artık "tek sesli" oldu!