![]() |
Enflasyon Düşüyor Muş Bilal'den Başka İnanan Var Mı |
Merhaba Bilal, kemerleri bağla, çünkü Türkiye ekonomisinin çetrefilli dünyasında kısa bir tura çıkıyoruz!
Türkiye’de Faizler 46’dan 43’e Düştü: Enflasyonla Dansın Yeni Adımları.
Enflasyon gerçekten düşüyor mu İnanan var mı? Faiz İndirimi Ne Anlama Geliyor? Malum, faizler 46’dan 43’e düşürüldü, bütçe açıkları ve dış ticaret açığı tam gaz devam ederken, kamu harcamaları “israf mı, değil mi” diye tartışılırken, bir de TÜİK’in enflasyon rakamları “yok artık” dedirtirken, bu faiz indirimi enflasyonu nasıl etkiler?Faiz İndirimi Ne Anlama Geliyor, Bilal?
Bilal, faiz dediğimiz şey, paranın fiyatı gibi bir şey.
Merkez Bankası, politika faizini %46’dan %43’e düşürünce, bankaların borç alma-verme işleri biraz daha ucuzladı.
Yani, kredi çekmek isteyenler için hayat bir tık kolaylaşabilir, tabi alabilirse, ama işte bu işin bir de enflasyonla dansı var.
Enflasyon, bakkalda yumurtanın, markette sütün fiyatının roket gibi fırlaması demek.
Peki, faiz düşünce bu fiyatlar durulur mu, yoksa daha mı coşar?
Hadi, dalalım konuya!
Bütçe Açığı ve Kamu Harcamaları: “Para Nereye Gidiyor Bilal?”
Bilal, devletin kasası biraz delik, buna bütçe açığı diyoruz.
Devlet, kazandığından fazla harcıyor.
Üstüne bir de kamu harcamaları var ki, bazıları “israf” diyor, bazıları “gerekli yatırım” diyor. Mesela, köprü yapalım, yol yapalım, güzel.
Ama bazen bu harcamalar “n’aber” dedirtecek cinsten abartılı olabiliyor.
Misal, gereksiz lüks projeler ya da verimsiz yatırımlar…
Devlet bu harcamaları finanse etmek için borç alıyor, borç alınca da piyasada para bollaşıyor. E, para bollaşınca ne olur?
Enflasyon zıplar!
Çünkü herkes o parayla markete koşuyor, fiyatlar da “naber Bilal” diye yükseliyor.
Dış Ticaret Açığı: İthalat, İhracat ve Cebimizdeki Delik
Bilal, bir de dış ticaret açığı meselesi var. Türkiye, dışarıdan daha çok mal alıyor (ithalat), ama dışarıya o kadar çok satamıyor (ihracat). Mesela, telefon, araba, teknoloji…
Bunların çoğu ithal.
Dolarla alıyoruz, TL ile satıyoruz.
Dolar zıplayınca, bu malların fiyatı da uçuyor. Bu da enflasyonu körüklüyor.
Faiz indirimi burada ne yapar?
TL’nin değeri düşerse, ithal mallar daha pahalı olur, enflasyon yine “hadi bakalım” der.
TÜİK’in Enflasyon Rakamları: Gerçek mi?
Bilal, şimdi gelelim TÜİK meselesine.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun enflasyon rakamları açıklıyor ya, işte o rakamlar bazen sokaktaki fiyatlarla “uzaktan akraba” gibi duruyor.
Mesela, TÜİK diyor ki “enflasyon %35”, ama sen markette yumurtaya 100 TL veriyorsun, geçen ay 70’ti.
E, n’oldu bu iş?
Alternatif hesaplayanlar, mesela ENAG, enflasyonu %100’ün üstünde gösteriyor.
TÜİK’in rakamları biraz “iyimser” bulunurken, sokaktaki gerçek enflasyon vatandaşın cebini daha çok yakıyor.
Bu da döviz kurlarını baskılarken, faiz indiriminin etkisini sorgulatıyor:
Faiz İndirimi Enflasyonu Düşürür mü, Yükseltir mi?
Bilal, şimdi asıl meseleye gelelim.
Faiz %46’dan %43’e düştü, bu enflasyonu nasıl etkiler?
Teoride, faiz düşünce insanlar daha çok kredi çeker, daha çok harcar, ekonomi canlanır.
Ama bu canlanma, zaten yüksek olan enflasyonu daha da azdırabilir.
Çünkü piyasada para artarsa, talep artar, fiyatlar da “hadi bakalım” der, yine yükselir. Merkez Bankası, sıkı para politikasıyla enflasyonu dizginlemeye çalışıyor, ama bütçe açığı, dış ticaret açığı ve kamu harcamalarındaki savurganlık devam ederse, bu faiz indirimi “yara bandı” gibi kalabilir, yani bi boka yaramaz.
Merkez Bankası, TL’yi güçlü tutar, rezervleri artırır ve mali disiplin sağlanırsa, bu indirim enflasyonu frenlemeye yardımcı olabilir.
Ha burada döviz kurunu baskılamanın bir başka maliyeti daha var ki, akıllara zarar.
Ama Bilal, işte burası biraz “naber” durumu:
Kamu harcamaları israf seviyesindeyse ve bütçe açığı kapanmıyorsa, faiz indirimi enflasyonu düşürmek için tek başına yetmez.[]
Peki, Ne Yapmalı Bilal?
Bilal, enflasyonla mücadele için sadece faizi düşürmek yetmez.
Devletin bütçe açığını kapatması,
Dış ticaret açığını azaltması lazım.
Kamu harcamalarında “israf” dedikleri şeyleri bi’ gözden geçirmek şart.
Mesela, yandaş müteahhitler ile lüks projeler yerine üretimi artıracak, ihracatı patlatacak yatırımlar yapılsa fena mı olur?
Bir de TÜİK’in rakamları daha şeffaf, daha güvenilir olsa, vatandaş da “hadi canım” demez, değil mi?
Son Söz: Enflasyonla Dans Devam Ediyor!
Bilal, özetle faizlerin %46’dan %43’e düşmesi, enflasyonu düşürmek için bir adım olabilir, ama bu yolda tek başına hiç işe yaramaz.
Bütçe açığı, dış ticaret açığı ve kamu harcamalarındaki savurganlık devam ederse, enflasyon “ben buradayım” diye bağırmaya devam eder.
TÜİK’in rakamları da sokaktaki gerçekle uyuşmazsa, güven sarsılır, enflasyon beklentileri kırılmaz. Yani, bu iş biraz “kemer sıkma”, biraz “akıllı harcama” ve bolca “şeffaflık” ister.
Ne dersin Bilal, bu dansı güzel oynayabilecek misiniz?
Enflasyon: Görünmeyen Yangının Şiiri
Bir sabah kalktığında Bilal,
Ekmek daha ince,
Ama fiyatı kalın olmuştu.
Dedi ki:
Zam gelmiş galiba
Bilmedi ki ,
Gelen zam değil, giden insaftı.
Bilal’in maaşı
Bir kuşun kanadı oldu,
Her ay uçar,
Ama konacak yer bulamaz.
Çünkü enflasyon, bir hırsızıdır
Kalktığında oturduğun tabureyi bile çalar.
Bir pazar sepetiyle
Medeniyetten göç başlar
Önce peyniri çıkarırsın,
Sonra eti,
En son gurur kalır dip de…
Onu da poşetle tartarsın,
Kilosu çok ağır gelir yine de.
Çocuklar artık oyuncak değil,
Okul çıkışı indirim kovalıyor
Anneler sevgi değil,
Etiket okuyor
Babanın sessizliği
Televizyondaki sesleri bastırıyor
Çünkü faturanın sesi daha gür çıkıyor.
Enflasyon sadece rakam değildir Bilal,
O bir ahlak aşınmasıdır
Adam pazarda limonun tanesini satar,
Vicdanı gramla bölüştürür
Esnaf müşteriye değil,
Kur farkına selam verir.
Hoca vaaz verir ama,
Arkasında altın fiyatı konuşulur
Bir zamanlar insanlar borç alırken utanırdı
Şimdi Nisan yağmuru diyor.
Çünkü sistem senin onurunu
Kupür gibi kesip
Üzerine “geçersiz” damgası basıyor
Ve sen hâlâ zannediyorsun ki Bilal,
Bu bir “ekonomi” meselesi
Hayır.
Bu bir vicdan kıtlığı, umut enflasyonu, dayanışma çöküşü
Herkesin cebinde patlayan
Ama kimsenin eline almadığı
Bir bombadır bu enflasyon.
Bazen düşman dışarıdan gelmez Bilal,
Bir bıçağın en keskin tarafı ile içeri sızar
Ve yutar seni,
Sen hiç farkına varmadan…
Medeniyetten göç başlar
Önce peyniri çıkarırsın,
Sonra eti,
En son gurur kalır dip de…
Onu da poşetle tartarsın,
Kilosu çok ağır gelir yine de.
Çocuklar artık oyuncak değil,
Okul çıkışı indirim kovalıyor
Anneler sevgi değil,
Etiket okuyor
Babanın sessizliği
Televizyondaki sesleri bastırıyor
Çünkü faturanın sesi daha gür çıkıyor.
Enflasyon sadece rakam değildir Bilal,
O bir ahlak aşınmasıdır
Adam pazarda limonun tanesini satar,
Vicdanı gramla bölüştürür
Esnaf müşteriye değil,
Kur farkına selam verir.
Hoca vaaz verir ama,
Arkasında altın fiyatı konuşulur
Bir zamanlar insanlar borç alırken utanırdı
Şimdi Nisan yağmuru diyor.
Çünkü sistem senin onurunu
Kupür gibi kesip
Üzerine “geçersiz” damgası basıyor
Ve sen hâlâ zannediyorsun ki Bilal,
Bu bir “ekonomi” meselesi
Hayır.
Bu bir vicdan kıtlığı, umut enflasyonu, dayanışma çöküşü
Herkesin cebinde patlayan
Ama kimsenin eline almadığı
Bir bombadır bu enflasyon.
Bazen düşman dışarıdan gelmez Bilal,
Bir bıçağın en keskin tarafı ile içeri sızar
Ve yutar seni,
Sen hiç farkına varmadan…
Ahmet ATAM
Yorum Gönder