 |
| Uçak mı Pahalı Can mı Ucuz Bilal: Yoksa Hesaplanan Fiyat Performans İlişkisi Mi |
Yanan Ormanlar Uçup Giden Yaşamlar
Ormanlar Yanarken Seyirci Kalmak: “Uçak mı pahalı, can mı ucuz Bilal?”
Kardeşim Bilal,Bak şimdi sana net konuşacağım. Hani yaz sıcağında bir gölgelik bulamazsın da, çırpınırsın, ama kimse anlamaz ya…
Türkiye'de ormanlar da aynen öyle çırpınıyor.
Ciğerimiz yanıyor, ama "kaç para bu uçak benzinini litresi" hesabı yapılıyor.
Vallahi bak, yanmış bir çamın dili olsa da konuşsa, “Beni değil, bütçeyi düşündüler!” derdi…
Evet, yanlış duymadın Bilal…
Orman yanıyor, ama uçak yok!
Diyorlar ki: “Efendim, uçak pahalı... Bakımı var, masrafı var, amortismanı var...”
Ulan canın amortismanı olur mu?
Bilal, orman deyince aklına sadece ağaç gelmesin. Orman demek:
Ama bizimkiler için orman, yandıktan sonra "imar alanı" demek oldu.
Bak bir yangın çıkıyor, söndürme ekipleri gecikiyor, uçak yok, helikopter az...
Yangın işçisi kardeşlerimiz neyle savaşıyor biliyor musun Bilal?
Ama karşılarındaki ateş ejderha gibi kusuyor alevi!
Ellerinde ne termal kamera var, ne gece görüş dronu, ne de doğru düzgün koruyucu kıyafet...
Sadece vicdanları var.
Ama vicdan ateşi söndürmüyor kardeşim!
Bak işin bam teline geliyorum:
Bu işin adı 'fiyat/performans' olmuş.
Diyorlar ki:
Uçak alırsak zarar ederiz.
Senin ihmalkârlığın yüzünden sincaplar kavruluyor, ağaçlar alev alev intihar ediyor!
Ama sorumlu yok…
Yanan yandı, yiten gitti, ama jet yakıtı harcamadık, oh ne güzel değil mi?
Bak Bilal, biz bu kafayla gidersek, bir gün ormanda selfie çekecek tek ağaç bile bulamayacağız.
Instagram’da “doğa aşığıyım” diye poz veren tiplerin, seçim bitince uçak alımına hayır dediğini unutma!
Bu ülkede bazı şeyler para ile ölçülüyor…
Ve ne yazık ki bir orman, bir uçağın fiyatı kadar değerli değil.
Bir can, bir sandalyeden daha ucuz!
Bilal, bu yangın sadece ormanı değil, adaleti, aklı, vicdanı da yaktı.
Biz sustukça, her yaz ciğerimizden bir dilim daha kopacak.
Sen en iyisi bu yaz bir ormana git, son kez kokla çam kokusunu…
Çünkü belki de seneye orada sadece külleri kalacak.
Alev, gökyüzünü dil gibi yaladı,
Çamlar bağırdı,
Ama sesi rüzgâr duydu sadece…
Toprak çıplak kaldı bir kadının
Çığlıkla yırtılmış iç çamaşırı gibi.
Bir serçe,
Kanadını küle bulayıp düştü,
Ölüm değil, unutuluş acıydı ona…
Kökler,
Annesi ölmüş bir çocuk gibi
Boynu bükük, sustu.
Bir geyik,
Yitik yuvasının dumanına baktı
Sanki bütün geçmişi,
Bir sigara gibi söndürülmüştü.
Yangın, sadece ağaçları değil,
Bir milletin vicdanını da kavurdu.
Ama televizyonlar sessizdi,
Ekranlar yanmamıştı henüz.
Bir hortum uzandı geç kalmışlıktan,
Bir damla düştü,
Bir ormanın son duasıydı belki de o…
Ama artık geçti,
Her kıvılcım bir kelime oldu,
Hiç yazılmayacak bir ağıttan.
Geriye ne mi kaldı?
Kavrulmuş bir karınca,
Yanmış bir orman işçisinin çığlığı,
Ve betona aç bir müteahhidin çizdiği
Uçuk bir tatil köyü rüyası.
Sen hâlâ “kaç hektar?” diye mi soruyorsun?
Bir orman ölçüyle yanmaz,
Bir can fiyatla düşmez yere...
İşte biz,
🔥 "Yangına uçakla değil, dua ile müdahale ediyoruz!"
Evet, yanlış duymadın Bilal…
Orman yanıyor, ama uçak yok!
Diyorlar ki: “Efendim, uçak pahalı... Bakımı var, masrafı var, amortismanı var...”
Ulan canın amortismanı olur mu?
Ağaç dediğin sadece odun mu ya?
Koskoca ülkede, yılda üç tane yangın söndürme uçağı uçuramıyorsak, o saraylarda uçan jetler neyin nesidir? 🤷♂️
Koskoca ülkede, yılda üç tane yangın söndürme uçağı uçuramıyorsak, o saraylarda uçan jetler neyin nesidir? 🤷♂️
🌲 "Kimi gözünü ormana, kimi parasına dikmiş!"
Bilal, orman deyince aklına sadece ağaç gelmesin. Orman demek:
- Su kaynağı demek
- Temiz hava demek
- Hayat demek
Ama bizimkiler için orman, yandıktan sonra "imar alanı" demek oldu.
Bak bir yangın çıkıyor, söndürme ekipleri gecikiyor, uçak yok, helikopter az...
Sonra ne oluyor?
Orası bir bakmışsın ya bir maden sahası yada otel alanı olmuş! 🏨
🧯"Ekipman yok, umutla söndürmeye gidiyorlar"
Yangın işçisi kardeşlerimiz neyle savaşıyor biliyor musun Bilal?
- ⛏️ Kürekle,
- 🚿 Hortumla,
- 💧Damla damla suyla...
Ama karşılarındaki ateş ejderha gibi kusuyor alevi!
Ellerinde ne termal kamera var, ne gece görüş dronu, ne de doğru düzgün koruyucu kıyafet...
Sadece vicdanları var.
Ama vicdan ateşi söndürmüyor kardeşim!
💸 "Fiyat/performans mı, yoksa hayat mı?"
Bak işin bam teline geliyorum:
Bu işin adı 'fiyat/performans' olmuş.
Diyorlar ki:
Uçak alırsak zarar ederiz.
Ee orman yandığında ne oluyor?
Yapacak bir şey yok, kader planı...
Kader değil kardeşim, ihmal bu!
Yapacak bir şey yok, kader planı...
Kader değil kardeşim, ihmal bu!
Senin ihmalkârlığın yüzünden sincaplar kavruluyor, ağaçlar alev alev intihar ediyor!
Ama sorumlu yok…
Yanan yandı, yiten gitti, ama jet yakıtı harcamadık, oh ne güzel değil mi?
👁️🗨️ "Bilal, gözünü seveyim bak etrafına!"
Bak Bilal, biz bu kafayla gidersek, bir gün ormanda selfie çekecek tek ağaç bile bulamayacağız.
Instagram’da “doğa aşığıyım” diye poz veren tiplerin, seçim bitince uçak alımına hayır dediğini unutma!
Bu ülkede bazı şeyler para ile ölçülüyor…
Ve ne yazık ki bir orman, bir uçağın fiyatı kadar değerli değil.
Bir can, bir sandalyeden daha ucuz!
🌪️ “Yangın bizim içimizi yakıyor, onların sadece bütçesini...”
Bilal, bu yangın sadece ormanı değil, adaleti, aklı, vicdanı da yaktı.
Biz sustukça, her yaz ciğerimizden bir dilim daha kopacak.
Sen en iyisi bu yaz bir ormana git, son kez kokla çam kokusunu…
Çünkü belki de seneye orada sadece külleri kalacak.
Yanarken Sustuk… (Yanan ormanların, giden canların ardından)
Alev, gökyüzünü dil gibi yaladı,
Çamlar bağırdı,
Ama sesi rüzgâr duydu sadece…
Toprak çıplak kaldı bir kadının
Çığlıkla yırtılmış iç çamaşırı gibi.
Bir serçe,
Kanadını küle bulayıp düştü,
Ölüm değil, unutuluş acıydı ona…
Kökler,
Annesi ölmüş bir çocuk gibi
Boynu bükük, sustu.
Bir geyik,
Yitik yuvasının dumanına baktı
Sanki bütün geçmişi,
Bir sigara gibi söndürülmüştü.
Yangın, sadece ağaçları değil,
Bir milletin vicdanını da kavurdu.
Ama televizyonlar sessizdi,
Ekranlar yanmamıştı henüz.
Bir hortum uzandı geç kalmışlıktan,
Bir damla düştü,
Bir ormanın son duasıydı belki de o…
Ama artık geçti,
Her kıvılcım bir kelime oldu,
Hiç yazılmayacak bir ağıttan.
Geriye ne mi kaldı?
Kavrulmuş bir karınca,
Yanmış bir orman işçisinin çığlığı,
Ve betona aç bir müteahhidin çizdiği
Uçuk bir tatil köyü rüyası.
Sen hâlâ “kaç hektar?” diye mi soruyorsun?
Bir orman ölçüyle yanmaz,
Bir can fiyatla düşmez yere...
İşte biz,
Tam da bu yüzden yanarken susuyoruz.
Ahmet ATAM
.
Post a Comment