no fucking license
Bookmark

Asrın Kazıgı Şehir Hastaneleri


Asrın Vurgunu Şehir Hastaneleri

Asrın Kazığı Şehir Hastaneleri: YİD mi, Kamu Yatırımı mı?  Hangisi Daha Ekonomik

Şehir hastaneleri YİD modeliyle gerçekten daha mı hesaplı? Yapım ve işletim maliyetlerini karşılaştırarak devletin "kiracı" olma hikayesini ve uzun vadeli kar-zarar dengesi

Devletin kendi eliyle ev yapmasıyla, bir müteahhitte "sen yap, ben sana 25 yıl kira ödeyeyim" demesi arasındaki fark gibi düşün. 
Gel Bilal, 
Bu "kar-zarar" hesabına bir göz atalım. ☕

Yap İşlet Devret Modeli Nedir? Devletin "Kiracı" Olma Hikayesi 🏘️

Öncelikle, şu YİD (Yap-İşlet-Devret) meselesi neymiş, ona bakalım. 
Normalde devlet, hastane yapmaya karar verdiğinde, ihale açar, bütçesinden parayı ayırır ve hastaneyi kendi yapar. 
Bildiğin usul yani.

Ama YİD modelinde işler farklı yürüyor. 
Devlet, elindeki Hazine arazisini bedelsiz olarak bir şirkete veriyor. 
Şirket, hastaneyi kendi parasıyla yapıyor (Büyük olasılıkla devlet bankasından kredi çekiyor) 💸. 
İnşaat bitince, bina şirketin oluyor. 
Devlet ise bu hastanenin tam 25 yıl boyunca kiracısı haline geliyor ve hem kira hem de bazı hizmetler için para ödüyor.

Dışarıdan bakınca, "Ne güzel, devletin kasasından hemen para çıkmıyor, hastaneler de hemen yapılıyor" gibi görünüyor.
Sen öyle san Bilal.
Zaten modelin savunucuları da en çok bu noktanın altını çiziyor.

Paranın Hesabı: YİD mi, Kendi Evimiz mi Daha Hesaplı? 🤔

Şimdi gelelim asıl soruya: 
Bu "kiralık ev" mantığı, devlet için daha kârlı mı? 
Sayılara bakınca durum biraz karışık.

1. Yapım Maliyeti: Taşlar Yerine Oturunca Gelen Şok 🤯

YİD ile Hastane: Yapılan araştırmalara göre, YİD modeliyle yapılan 18 şehir hastanesinin toplam maliyeti yaklaşık 11.5 milyar dolar.
Bu da yatak başına ortalama 424.000 dolara denk geliyor
27.123 yatak.
Devletin Kendi Yapımı: 
Şanlıurfa'da yapılan bir karşılaştırma, aynı hastanenin devlet bütçesinden ihale edildiğinde, yatak başına maliyetin yaklaşık 150.000 dolar olduğunu gösteriyor.
Yani:
  • Yap işlet devret ile 424 000 Dolar yatak başı
  • Devlet yaparsa 150 000 Dolar yatak başı.
Yani devlet kendi yapsaydı, toplamda 11.5 milyar dolar yerine yaklaşık 4 milyar dolara mal olacaktı. 
Aradaki fark: Tam 7.5 milyar dolar! 😱 
Bu parayla neler neler yapılır, düşünsene...hatta bu paraların kimlerin cebine gittiğini ve gideceğini.

2. İşletim Maliyeti: Faturalar Hiç Bitmiyor 🧾

Asıl büyük yük, hastaneler bittikten sonra başlıyor. 
Devlet, 25 yıl boyunca sadece hastane binasının kirasını ödemiyor. 
  • Temizlik, 
  • Güvenlik, 
  • Yemek, 
  • Laboratuvar ve 
  • Görüntüleme gibi bir sürü hizmetin parasını da ödüyor.
2024 Bütçesi: Sadece 2024 yılı için şehir hastanelerine ayrılan toplam bütçe 83.7 milyar TL. Bunun 57.5 milyarı kira, 26.1 milyarı ise hizmet alımı için ayrılmış.

Doluluk Garantisi: Bir de "doluluk garantisi" diye bir şey var. 
Şirketlere, hastanelerin %70 dolulukta olacağı garantisi verilmiş.
Hastane boş kalsa bile, devlet o doluluk oranına göre ödeme yapmak zorunda kalıyor.
Bu da bildiğin "Boş duran evin kirasını ödemek" gibi bir şey. 🤦‍♂️

Kur Farkı: Şirketler kredilerini genelde dövizle aldığı için, kur artışından kaynaklanan zararı da hastane döner sermayesi karşılıyor. 
Yani dövizdeki dalgalanma riskini bile devlet ( Aslında sen) üstleniyor.

Sayıştay denetim raporlarında bu konuda pek çok sorun da ortaya çıkıyor. 
Mesela, Ankara'daki bir hastanede güvenlik hizmeti verilmediği için bir servis hizmet dışı kalmış , ya da tüp bebek hizmeti sunulmamasına rağmen bu hizmet için ödeme yapıldığı tespit edilmiş.
Düşünsene, kullanmadığın şeye para ödüyorsun!

Sonuç: Kâr mı, Zarar mı? ⚖️

Kısacası, YİD modeli kısa vadede devlete "Şimdi bütçeden para çıkmasın, taksit taksit öderiz" dedirtse de, uzun vadede aslında çok daha pahalıya patlıyor. 

Yani ben hastane yaptım diyor oy alıyor bedelini ise gelecek nesiller ödüyor.
Şirketler, yaptıkları yatırımın maliyetini sadece 3-4 yılda çıkarıp, kalan 20 yılda neredeyse risksiz bir şekilde kâr etmeye devam ediyorlar.2

Öte yandan, eski ve merkezi hastanelerin kapatılması ve yeni hastanelerin şehrin uzak bölgelerine yapılması, hastalar için ulaşımı zorlaştırırken, sağlık çalışanlarının döner sermayeden alacağı ek ödemelerin belirsizleşmesine de neden oluyor.

Özetle Bilal, bu durum "pahalı ama konforlu" bir durum değil, aksine "görünüşte konforlu, ama aslında inanılmaz pahalı" bir duruma benziyor. 
Hesabın sonunda kazananın devlet olmadığı, Sayıştay raporlarıyla bile ortada duruyor. Şimdilik durum budur. 😉

Şehir Hastaneleri Kamulaştırılabilir mi?

Bak Bilal! 👋Hani bir ev kiralarsın ve sözleşme imzalarsın ya, aynen öyle düşün. Devlet de bu projeler için şirketlerle 25 yıla varan çok uzun bir sözleşme yapmış. 📜

Devlet Vazgeçebilir mi? Kar-Zarar Ne Olur? 🧐

Kısaca: Vazgeçmesi çok çok zor, hatta neredeyse imkansız. Çünkü bu sözleşmeler, öyle "Ben caydım." demekle bitmiyor.

  • Sözleşme Büyüsü: Bu sözleşmelerde öyle maddeler var ki, devletin tek taraflı feshetmesi durumunda şirketlere çok ciddi tazminatlar ödemesi gerekir. Bu tazminatların bedeli, projenin bugüne kadarki tüm maliyetini, şirketin gelecekteki kar beklentisini ve faizini kapsayabilir. Yani belki de ödenmesi gereken miktar, hastaneye bugüne kadar ödenen toplam kiranın kat kat üstüne çıkar! 💸

  • Döviz Çıkmazı: Sözleşmelerin çoğu döviz bazlı. 💰 Türk Lirası her değer kaybettiğinde, devletin ödemesi gereken miktar daha da artıyor. Bir de üzerine, şirketlerin yabancı bankalardan çektiği kredilerin garantörü devlet. Yani proje batsa bile, devlet o krediyi ödemek zorunda. 😱

  • İşletim Çilesi: Farz edelim ki devlet bir şekilde sözleşmeyi feshetti. Peki o koca hastaneyi kim işletecek? Güvenlik, temizlik, yemek, laboratuvar hizmetleri... Bütün bu süreçleri yeniden organize etmesi, personel alması ve yönetmesi gerekir. Bu da kısa vadede büyük bir kaosa yol açabilir. 🤯

Sonuç Olarak Asrın Vurgunu Şehir Hastaneleri İçin Ne Diyebiliriz? 🤔

Devlet bu projelerden anında vazgeçemez. 
Vazgeçmeye kalktığında ise yeni bir maliyet faturasıyla karşılaşır ki, bu mevcut faturadan çok daha ağır olabilir. 
Bu yüzden, tıpkı bir ev kiralarken 25 yıllık sözleşme imzalamış gibi, bu sözleşmelerin sonuna kadar gitmek durumunda. 
En iyi ihtimal, sözleşmeler bittikten sonra bu hastanelerin devlete devredilmesi... ama o zamana kadar daha çok su akar. ⏳

Yani Bilal, bu işin özeti şu: 
Şehir hastaneleri aslında uzun vadeli, kilitli bir finansal anlaşma gibi. 
Devletin elini kolunu bağlayan bir sözleşme zinciri. 
Bu yüzden de "keşke yapmasaydık" demek kolay ama o zinciri kırmak, çok daha büyük bir bedel ödemeyi gerektirir. ⛓️

Yani Bilal Asrın lideri ve ekonomi doktoru Reis parsayı oy olarak peşin topladı, bedelini gelecek nesiller ödeyecek, Şehir hastaneleri dümeniyle vatandaşa giren kazığı anlayabildin mi, daha bunun havalimanları var, otoyolları var, sittin sene bu halkın beli düzelmez artık.


Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorum Gönder