Çözüm Süreci Komisyonu Halkı Niye Dışladı?
Çözüm Süreci mi, Gizem Süreci mi?🕳️
Milli dayanışma kardeşlik ve demokrasi süreci halk arasında ise 2 Çözüm Süreci olarak bilinen süreçte komisyonda konuşulacak ve alınacak kararlara on yıl süre ile gizlilik kararı geldi.Komisyonu’nda alınan gizlilik kararları, halktan neyin saklandığı sorusunu da gündeme getiriyor.
Bu kararlar demokrasiye, şeffaflığa ve halk iradesine aykırı değil mi?
Kusura bakmayın da, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un yaptığı son açıklamaya göre yeni kurulan Milli dayanışma kardeşlik ve demokrasi komisyonun da tam anlamıyla “gizli kapaklı işler” kokuyor.
Ne diyorlar?
- Konuşmalar tutanak altına alınacak ama yayınlanmayacak.
- Tutanaklar 10 yıl boyunca kimseye verilmeyecekmiş.
- Komisyon dışındaki kimsecikler bu meseleleri konuşamayacakmış.
❗Yani Türk halkı, kendi geleceğini belirleyecek konuşmaları **asla öğrenemeyecek.**
Çözüm Süreci Komisyonu Hayırdır, Ne Saklıyorsunuz?🤔
Şimdi biz saf mıyız? Angut muyuz? Aptal yerine mi konuyoruz?
Türkiye'nin en hassas meselelerinden biri olan **Kürt meselesi** ve "çözüm süreci" gibi konular görüşülecek, ama halkın hiç haberi olmayacak?
Türkiye'nin en hassas meselelerinden biri olan **Kürt meselesi** ve "çözüm süreci" gibi konular görüşülecek, ama halkın hiç haberi olmayacak?
Kardeşim bu ülkede yaşayan, vergi veren, asker gönderen, oy kullanan insanlar olarak bizim hiçbir hakkımız yok mu?
Eğer ki alınan kararlar toplumun yararınaysa, neden 10 yıl gizleniyor?
Eğer ki masada sadece iyi şeyler konuşuluyorsa, neden tutanaklar **Meclis üyelerine bile yasak?**
Yoksa konuştuklarınız, açıktan anlatılsa halkı infiale mi sürükler? 🤨
📉 Milli dayanışma kardeşlik ve demokrasi süreci Demokrasiye İndirilen Bir Darbedir
Hele ki bu kadar hayati bir konuda.
Düşünsene, komisyon toplanıyor, kaderimize dair kararlar alıyorlar ama biz sadece tahmin yürütüyoruz.
Gerçekleri 10 yıl sonra mı öğreneceğiz?
Belki de o zaman artık çok geç olacak...
Bilmeyin Daha İyi" Diyen Zihniyet! 🧠
Bu kafanın mantığı şu: Halk anlamaz, karışmasın, biz hallederiz.
Yok ya?
Sizi kim seçti, kim gönderdi oraya?
İşte bu üstenci, vesayetçi bakış açısı, **Türkiye'nin gerçek sorunlarını çözmek yerine halının altına süpürmeye** devam ediyor.
Halktan gizlenen her mesele, **yarın bir gün daha büyük patlamalara** yol açar.
Korkulan şey ne?
💬 Açık Konuşalım:
Korkulan şey ne?
- * Yeni bir af mı?
- * Teröristlerin siyasete entegrasyonu mu?
- * Bölgesel özerklik pazarlıkları mı?
Madem yok böyle şeyler, neden gizlilik?
💬 Açık Konuşalım:
Bu Olay Ahlaki Değil!
Evet, **şeffaflık yoksa ahlak da yoktur.** Bu kadar net!
Devletin varlık sebebi, **milletine hesap verebilmektir.**
Kendi halkını süreçlerin dışına iten, bilgi vermeyen, 10 yıl boyunca "sus konuşma" diyen bir anlayış, halkı sadece kandırır.
Kendi halkını süreçlerin dışına iten, bilgi vermeyen, 10 yıl boyunca "sus konuşma" diyen bir anlayış, halkı sadece kandırır.
Kandırılan halk bir gün mutlaka hesap sorar.
Ey Meclis! Ey Komisyon! Biz bu ülkenin **sahibiyiz**, seyircisi değil!
Yoksa yarın bir gün, "biz demiştik" demek yetmeyecek. Çünkü bu millet, **kendisinden saklanan hiçbir barışa, hiçbir çözüme, hiçbir anlaşmaya** güvenmez.
📢 Son Söz: Bilmek Hakkımız, Susmak Zorunda Değiliz!
Ey Meclis! Ey Komisyon! Biz bu ülkenin **sahibiyiz**, seyircisi değil!
- 🔊 Konuştuklarınızı halkla paylaşın.
- 🔍 Şeffaf olun.
- 💬 Suskunluk değil, açıklık çözüm getirir.
Yoksa yarın bir gün, "biz demiştik" demek yetmeyecek. Çünkü bu millet, **kendisinden saklanan hiçbir barışa, hiçbir çözüme, hiçbir anlaşmaya** güvenmez.
Gizem Masası Şiiri 🖋
Bir masa var,
Üstünde loş bir ampul,
Altında ise kelimeler,
Millet duymasın diye zincirlenmiş.
Camın arkasında bekleyen bir halk,
Kulakları açmış,
Ama ses duvarının ötesine geçemiyor.
Orada konuşulanlar,
Rüzgârın bile hafızasından siliniyor.
On yıl…
Takvim yaprakları suskun,
Saatler kulaklarını tıkamış.
Bir mühür vurulmuş gerçeğin alnına,
Sakıncalı bulunmuş hakikatin nefesi.
Bilmesinler diyorlar,
Görmesinler, duymasınlar,
Hatta merak bile etmesinler
Biz mi?
Angut kuşları gibi başımızı kuma gömelim,
Gözlerimizi kör, dilimizi sağır sanalım.
O masada ne konuşuluyorsa,
Belki bir haritanın çizgileri değişiyor,
Belki kelimeler, barış kılığında bir teslimiyet imzalıyor,
Belki bir ülke, farkında olmadan
Kendi gölgesini satıyor.
Ama biz yokuz orada.
Bizim adımıza konuşuyorlar,
Bizim geleceğimizi mühürlü zarflara koyuyorlar,
Ve diyorlar ki:
On yıl sonra açarsınız,
Ama belki artık o zaman
Bu ülke başka bir ülke olur.
Halk, kapının dışında,
Kilitlerin sayısını ezberlemiş.
Ampul hâlâ yanıyor,
Masadakiler fısıltıyla konuşuyor,
Ve biz hâlâ camın önünde bekliyoruz…
Ahmet ATAM
إرسال تعليق