![]() |
Fener Rum Patrikhanesi’nin Ekümeniklik İddiaları ve Lozan'ın Kırmızı Çizgileri
🔍 Fener Rum Patrikhanesi ve Heybeliada Ruhban Okulu: Tarihsel Bir Analiz ve Güncel Tartışmalar
Fener Rum Patrikhanesi'nin Ekümeniklik talebi, Türkiye'nin "İkinci Vatikan" kurulmasına izin verecek mi?
Türkiye'nin uzun yıllardır gündemindeki "kadrolu dertleri" arasında bulunan Fener Rum Patrikhanesi ve Heybeliada Ruhban Okulu, özellikle siyasi atmosferin yoğunlaştığı dönemlerde yeniden tartışmaya açılıyor.
Peki, bu meselenin perde arkasında neler yatıyor?
Fener Rum Patrikhanesi, İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından Rusya’nın Ortodoks dünyasındaki etkisini kırmak amacıyla desteklendi.
Cumhuriyetin ilanından sonra, Lozan Antlaşması'nda Patrikhanenin Türkiye dışına çıkarılması talep edilse de Batılı devletler buna izin vermemiştir.
Peki, dünya genelinde birçok ülke (özellikle Rusya) Patriğin “Ekümenik” unvanını reddederken, Patrikhane neden bu konuda ısrarcı?
Bugün Türkiye’den Ekümeniklik ve özerklik talep edenler:
Kimse Lozan Antlaşması’nın tek bir hükmüyle oynamaya kalkmamalıdır. Türk milleti, böyle bir ihanet girişimine karşı direnme hakkını kullanacak güce sahiptir.Asıl Amaç: İkinci Vatikan Devleti? 🏰 nihai hedefin Türkiye topraklarında tıpkı Vatikan Devleti gibi, kendi hukukuna tabi özerk bir bölge oluşturmak ve ülkeyi bölme çalışmalarına buradan devam etmek olduğudur.
Tarihî gerçekler ve hukuki çerçeve, Fener Rum Patrikhanesi meselesinin nasıl ele alınması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü ve Lozan Antlaşması’nın hükümleri tartışmaya kapalıdır.
Artık bu cennet vatanda, hainlerin suçlarının bedelini milletimiz çekmeyecek!
Vatikan’a özenen kuklalar,
Dinler arası diyalog masalında,
Medeniyetler buluşması tuzaklarında,
Kaybolan izler, kırılan pusulalar.
Ey toprak, sen söyle kadim toprak,
Kaç defa dirildi aynı yara?
Kaç defa çiçek açtı hain tohumlar,
Senin bağrında?
🏛️ Osmanlı Döneminde Patrikhane: İzin, Destek ve İsyan
Fener Rum Patrikhanesi, İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından Rusya’nın Ortodoks dünyasındaki etkisini kırmak amacıyla desteklendi.
Zamanla farklı kiliselere taşınan Patrikhane, 1602’den itibaren Aya Yorgi Kilisesi’nde faaliyet göstermeye başladı.
Ancak Osmanlı döneminde üç patriğin idam edilmesi, ilişkilerin her zaman sorunsuz olmadığını ortaya koyuyor.
Patrik I. Kiril: 1638’de Sultan IV. Murat tarafından, Cizvitler ve Kalvinciler arasında nifak soktuğu gerekçesiyle asıldı.
Patrik III. Parthenius: 1657’de Köprülü Mehmet Paşa tarafından, Eflak ve Boğdan isyanlarını kışkırttığı gerekçisiyle idam edildi.
Patrik V. Gregorius: 1821’de Sultan II. Mahmut’un emriyle, Mora İsyanı’na öncülük ettiği ve Patrikhane’de silah bulundurduğu gerekçisiyle Kin Kapısı önünde asıldı.
Patrik I. Kiril: 1638’de Sultan IV. Murat tarafından, Cizvitler ve Kalvinciler arasında nifak soktuğu gerekçesiyle asıldı.
Patrik III. Parthenius: 1657’de Köprülü Mehmet Paşa tarafından, Eflak ve Boğdan isyanlarını kışkırttığı gerekçisiyle idam edildi.
Patrik V. Gregorius: 1821’de Sultan II. Mahmut’un emriyle, Mora İsyanı’na öncülük ettiği ve Patrikhane’de silah bulundurduğu gerekçisiyle Kin Kapısı önünde asıldı.
📜 Lozan Antlaşması ve Patrikhanenin Hukuki Statüsü
Cumhuriyetin ilanından sonra, Lozan Antlaşması'nda Patrikhanenin Türkiye dışına çıkarılması talep edilse de Batılı devletler buna izin vermemiştir.
Lozan'da alınan kararlara göre, Patrikhane Türkiye'deki Rum Ortodoks azınlığın dini ihtiyaçlarını karşılayan yerel bir kurum olarak kabul edilmiştir. “Ekümenik” (Evrensel) sıfatı ve uluslararası statü iddiaları tanınmamıştır.
Ancak Patrik, yurt dışı gezilerinde bu unvanı kullanmaya devam etmektedir.
🌍 Neden “Ekümenik” Israrı? Küresel Dinamikler ve Türkiye’ye Yansımaları
Peki, dünya genelinde birçok ülke (özellikle Rusya) Patriğin “Ekümenik” unvanını reddederken, Patrikhane neden bu konuda ısrarcı?
Bunun yanıtını, küresel din ve siyaset ilişkilerinde aramak gerekiyor.
ABD merkezli Evanjelist gruplar ve büyük sermaye çevreleri, “tek dinli bir dünya” ve “bölünmüş şehir devletleri” senaryosuna destek veriyor. “Dinler Arası Diyalog” ve “Medeniyetler Buluşması” gibi projeler de Türkiye’yi Vatikan benzeri bir özerk yapıya dönüştürmeyi amaçlıyor.
⚠️ UYARI: Kimse Lozan’ın Tek Bir Harfiyle Oynamaya Kalkmasın!
Bugün Türkiye’den Ekümeniklik ve özerklik talep edenler:
- Fener Rum Patrikhanesi,
- Bölücü Kürtçü gruplar,
- Suriyeli sığınmacılar ve Arap azınlıklar.
- Ancak şunu net olarak belirtmek gerekir:
Kimse Lozan Antlaşması’nın tek bir hükmüyle oynamaya kalkmamalıdır. Türk milleti, böyle bir ihanet girişimine karşı direnme hakkını kullanacak güce sahiptir.Asıl Amaç: İkinci Vatikan Devleti? 🏰 nihai hedefin Türkiye topraklarında tıpkı Vatikan Devleti gibi, kendi hukukuna tabi özerk bir bölge oluşturmak ve ülkeyi bölme çalışmalarına buradan devam etmek olduğudur.
✅ Sonuç: Tarih ve Hukuk Bizimle!
Tarihî gerçekler ve hukuki çerçeve, Fener Rum Patrikhanesi meselesinin nasıl ele alınması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü ve Lozan Antlaşması’nın hükümleri tartışmaya kapalıdır.
Artık bu cennet vatanda, hainlerin suçlarının bedelini milletimiz çekmeyecek!
Vatikan’a özenen kuklalar,
Dinler arası diyalog masalında,
Medeniyetler buluşması tuzaklarında,
Kaybolan izler, kırılan pusulalar.
Ey toprak, sen söyle kadim toprak,
Kaç defa dirildi aynı yara?
Kaç defa çiçek açtı hain tohumlar,
Senin bağrında?
Yorum Gönder