-->
awTJ8oIyB94nutbC1bJoZn5dMRTh5VC3z3VvpzU4

SAVUNMA

Bookmark

Netanyahu Kim Tutuklayacak Kim Yargılayacak

Netanyahu Kim Tutuklayacak Kim  Yargılayacak
Netanyahu'yu Kim Tutuklayacak Kim  Yargılayacak 

Netanyahu'yu Kim Tutuklayacak Kim Yargılayacak

Erdoğan’ın “Netanyahu Yargılanmalı” Söylemi: Timsahın Gözyaşları mı, Gerçek Bir Meydan Okuma mı?


Erdoğan’ın Netanyahu hakkında yaptığı “yargılanmalı” açıklaması, uluslararası adaletin sembolik gözyaşları mı ve dokunulmazlık zırhına bürünen Netanyahu'yu kim tutuklayıp kim yargılayabilecek

🧠 Bilal, bak şimdi...

Diyelim ki bir mahallede bir kabadayı var. 
Herkese meydan okuyor, kimse sesini çıkaramıyor. 
Sonra bizim muhtar çıkıp, “Bu kabadayı yargılanmalı!” diyor. 
Güzel söz, ama Bilal, kabadayı hâlâ sokakta dolaşıyor. 
Ne oldu şimdi? Söz mü, icraat mı?

🎯 Erdoğan ne dedi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail Başbakanı Netanyahu ve kabinesine "soykırım kadrosu" diyerek uluslararası yargıya çağrıda bulundu. "
Derhâl yargılanmalı ve cezalandırılmalı" ifadesini kullandı. 
Bu açıklama, iç politikada destek bulabilir, ancak dış politikada yankı uyandırır mı yoksa sessiz mi kalır, işte bu belirsiz..

👀 Trump’ın gözünün içine bakarak söyleseydi...

Bilal, düşün: Mahalledeki kabadayıyı koruyan bir ağabey var, adı Trump. Muhtar bu lafı onun gözünün içine baka baka söyleseydi, “Vay be!” derdik. Cesaret, kararlılık, meydan okuma... Ama şimdi, bu laf biraz “arkadan konuşma” gibi görünüyor. Etkisi sınırlı.

🔗 Yargılamak için önce tutuklamak gerek

Diyelim ki uluslararası bir mahkeme kuruldu ve Netanyahu’yu yargılayacak. Peki, kim tutuklayacak? 
İsrail mi, ABD mi, yoksa bizim mahalle mi? 
Bilal, kimse kabadayıyla yüzleşmeyi göze alamıyor. Söz var, ama icraat yok. İşte bu da işin “timsah gözyaşı” kısmı.

📢 Söylem mi, eylem mi?

Bu tür açıklamalar genellikle iç kamuoyuna hitap eder. “Bakın, biz dik duruyoruz!” mesajını vermek amaçlanır. 
Ancak dış dünyada işler bu şekilde yürümez. 
Uluslararası hukuk, diplomasi ve güç dengesi gibi unsurlar lafla değil, eylemle şekillenir. Erdoğan’ın sözleri cesur olsa da somut sonuçlar doğurma ihtimali düşüktür.

🧩 Bilal’e özetle:

Erdoğan’ın çıkışı, iç politikada “gaz alma” işlevi görüyor.

  • Dış politikada ise “laf var, ama tutuklama yok”.
  • Netanyahu’nun yargılanması için önce uluslararası irade, sonra cesaret gerek.
  • Trump’a doğrudan söylenmeyen söz, biraz “duvara konuşmak” gibi.

Bu söylemler, timsahın gözyaşları mı? Belki. Ama halkın duygusunu okşadığı kesin.

Timsahın Kürsüsü (siyasi hiciv, serbest şiir)


Bir mikrofon dikilir kürsüye, 
Göğsünde kırmızı bir kravat, sesi yankılanır: 
Yargılanmalı!” 
Ama yankı, duvara çarpar,
Duvarın adı: diplomasi.

Bir timsah çıkar sahneye, 
Gözünden bir damla düşer, 
Gözyaşı mı, mürekkep mi belli değil. 
Üzerinde yazılı: “Uluslararası Adalet” 
Ama dişleri hâlâ keskin, 
Ve ağzı açık, 
Yargılamaya değil, ağlamaya programlı.

Camdan bir kutuda oturur bir adam, 
Elleri bağlı değil, ama dokunulmaz. 
Üzerinde etiket: Netanyahu,
Arkasında bayraklar, 
Bir tanesi çok yıldızlı, 
Diğeri zeytin dalı ile süslü, 
Ama ikisi de sessiz.

Erdoğan parmağını kaldırır, 
Göğe değil, gösteriye. 
Sözleri keskin, ama kılıç değil,
Balon. İçinde gaz, dışında alkış.

Bilal izler kenardan, 
Elinde bir dürbün, gözünde bir soru: 
Gerçek mi bu?” 
Yanıt gelir timsahtan: 
Ben sadece ağlarım, mahsustan.

Ahmet ATAM
Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun