Kürtlerin Siyonizm İle ittifakı
Kürtlerin İsrail ile İttifakının muhtemel sonuçları
Bazen Devlet Bahçeli'ye kızıyoruz, çünkü Abdullah Öcalan ve Kürt sorunu konusunda çok radikal beklentilerle yeni bir çözüm süreci başlattığı için.Ancak Sayın Bahçeli, bizim tahmin ettiğimiz bir yakın felaketi görüp, bu felakette Türkiye'nin elini güçlendirmek ve muhtemelen Kürtlerin taraf olarak İsrail'i değil, Türkleri seçmesini sağlamak için bir sürece öncülük ediyor olabilir.
Böyle bir süreç başarılı olabilir mi?
Elbette zor, çünkü sahada çok fazla aktör var ve Kürtlerin beklentileri de oldukça yüksek.
Sosyal Medyada Türkiye İsrail Savaşı
Sosyal medyada bazı Kürt hesaplarının İsrail desteğini vurguladığı dikkat çekiyor. "İsrail, Türkiye'ye saldırırsa doğu, kuzey ve güneyde 400.000 silahlı güç ile İsrail'in yanındayız" şeklinde tweetler paylaşılıyor.
Ve yine Twitter'da İsrailli hesapların Kürtlere ilanı aşkını görebilirsiniz
Olası bir İsrail–Türkiye çatışmasında Kürtler için tarihi bir dönüm noktası yaklaşmaktadır.
Ya bin yıldır aynı topraklarda, aynı kaderi paylaşan Türk kardeşleriyle birlikte zalime karşı duracaklar ya da Siyonistlerin Türkiye, İran, Suriye ve Irak'ta birer piyonu olacaklardır.
Geçmiş, bize pek çok ders sunar.
Tarih, ak saçlı bir bilge gibi nice olayları kaydetmiştir.
Yaklaşık yüzyıl önce Kürtlerin bir kısmı Milli Mücadele’ye destek vererek Türklerin yanında yer aldı.
Buna karşılık, Ermeniler ve Rumlar işgalcilerle işbirliği yaparak ihanet yolunu seçti.
Sonuç olarak,
- Ermeniler tehcir edildi,
- Rumlar ise mübadeleyle ülkeden ayrıldı.
Bugün onların köyleri harabeye dönmüş, definecilerin kazı alanı haline gelmiştir.
Tarih bir kez daha tekerrür etmek üzere.
Ufukta savaş bulutları beliriyor.
İçimizde hainler, dışımızda düşmanlar fazlasıyla mevcut.
Bu kritik dönemeçte Kürtlerin çoğunluğunun tercihleri, yalnızca bugünü değil, gelecek yüzyılları da belirleyecek.
Bu vatanın ekmeğini yiyip suyunu içen, kalbi bizimle atan Kürt kardeşlerimizin varlığını çok iyi biliyoruz.
Onların sadakati, cesareti ve mertliği tarih boyunca defalarca kanıtlanmıştır.
Bugün ise görev bizden çok onlara düşüyor.
Bizlerden ziyade onların sözleri ve tutumları, fitneyi, nifakı ve ayrılık hayallerini boşa çıkaracaktır.
Ancak olayın başka bir boyutu daha var;
İsrail, Türkiye üzerinde tek başına bir operasyon yapmaya kalkışmaz.
Amerika ve İngiltere'yi yanına almadan ve buna Yunanistan gönüllü şekilde razı olmadan harekete geçmez.
Bu durumda TSK, Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu olmak üzere dört cephede birden savaşmak zorunda kalır.
Bu gerçeği fark eden Öcalan, elini güçlü tutuyor; "Suriye kırmızı çizgimiz" derken masada taleplerini artırıyor ve genel af beklentisini dayatıyor.
Böyle bir af çıkar mı?
Zor görünüyor.
Ne yazık ki bu sefer masaya tekmeyi vuranın Erdoğan değil, Öcalan olacağını düşünüy ve çok vahim gelişmelere yol açabileceğinden endişe duyuyorum.
Gerisi için bekleyip göreceğiz. Hakkımızda en hayırlısı olsun inşallah.
Yorum Gönder