Kütahyalı Divan şairi Askeri, |
Kütahyalı Divan şairi Askeri
Kütahyalı Divan şairi Askeri, 1615-1625 yılları arasında Kütahya'nın Zemme köyünde doğdu. Babası Gülâbi, annesi Fatma Hanım'dır. İlk tahsilini köyündeki medresede babasının yanında yaptı. On beş-on altı yaşlarındayken Kütahya'ya giderek medrese öğrenimini tamamladı. İlmini geliştirmek için bir süre Şam'da ve Buhara'da bulundu.
Askerî, şiirde Şeyh Galib'in en önemli müridlerinden biridir. Divan şiirinin klasik geleneğine bağlı kalarak yazdığı şiirlerinde tasavvufî temalara ağırlık verdi. Özellikle Allah aşkını ve insan-Tanrı ilişkisini işleyen şiirleri ile tanınır.
Askeri'nin eserleri
Askerî'nin en önemli eseri, 1649 yılında tamamladığı "Divan"ıdır. Divan'da 15.000'den fazla beyit bulunmaktadır. Divan'ın yanı sıra, "Sekiz Gazel", "İki Kaside" ve "Bir Mesnevi" adlı eserleri de vardır.
Askerî, 1674 yılında Kütahya'da vefat etti. Mezarı, Kütahya'nın Zemiha köyündedir.
Askerî'nin şiirlerinden bazıları şunlardır:
- "Gülşen-i Hüsn-i İlahi" adlı kasidesinde Allah'ın güzelliğini ve kudretini anlatır.
- "Nağme-i Dil" adlı gazelinde gönül ahını dile getirir.
- "Aşk-ı İlahi" adlı gazelinde Allah aşkını anlatır.
- "Mekteb-i Aşka Girdim" adlı gazelinde aşkın yolunu arar.
- "İsm-i Celil" adlı şiirinde Allah'ın ismini zikreder.
Askerî, Divan şiirinin klasik geleneğine bağlı kalarak yazdığı şiirleriyle Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Tasavvufî temalara ağırlık veren şiirleri, Allah aşkını ve insan-Tanrı ilişkisini işleyen şiirleri ile tanınır.
Uzun yıllar Halveti şeyhi olarak görev yaptı.
1693’te Afyonkarahisar’da vefat etti.
Mutasavvıf dîvân şâiridir.
4000 beyitlik dîvânında aruz ve hece ölçüleriyle yazdığı şiirlerde dinî ve ahlakî konuları işledi.
Bu arada âyetlerden ve hadislerden faydalandı.
280 civarındaki beyitte 59 âyete yer verdi.
Askerî bu âyetlerle şiirlerdeki fikrini ve düşüncesini kuvvetlendirmiştir.
Pâk oldı göñülde kalmadı hiç pâs
Unutdı agrâzın “hannâs u vesvâs”
Birikdi bir oldı hem hams-ı havâs
Çok şükür Yâ Rabbi el-hamdüli’llâh
Her türlü inancımızı ve yaşayışımızı bünyesinde bulunduran Eski Türk Edebiyatı’nın “en belirgin ve umumi bir özelliği temelinde dînî kültüre yer vermesi”olup temel kaynakları İslâmî kaynaklardır.
Tutdugumuz kâmil mürşid elidür
Gütdüğümüz ıkrâr “kâlû belâ”dur
Kâfile başımuz hazret ‘Alîdür
Zâtu’llâha gider bizim yolımuz
Hem âyetlerin divan şiirindeki önemini ve yerini anlamamız hem de Askerî’nin âyetlerden ne kadar çok yararlandığını görmemiz açısından önemlidir.
Kaynak : http://www.turkiyatjournal.com/Makaleler/1618810116_Mehmet%20SARI.pdf
Yorum Gönder