-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Kütahya efsaneleri Sarıkız Efsanesi

Kütahya efsaneleri Sarıkız Efsanesi
Kütahya efsaneleri Sarıkız Efsanesi

Kütahya Ilıca'nın Sarıkız Efsanesi, Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde anlatılan sarı kız efsanelerinden biridir. Bu özel efsane, Kütahya Ilıca kaplıcalarıyla ilgilidir..

Bir zamanlar, şimdi hamam olarak kullanılan mağara, yaşlı bir ninenin evi ve Boyalık adındaki bir samanlık olarak bilinirdi.
Ninenin sarı saçlı, mavi gözlü, bal rengi tenli bir kızı vardı, kız hem dış görünüşü hem de iç dünyasıyla güzel ve temizdi.

Ninenin kızını çok sevdiği gibi, kızın da çok sevdiği sarı bir ineği vardı.
Kız, bu sarı ineği kendisi büyütmüş ve ona tüm sevgisini vermişti, ineğin yemini ve suyunu her gün kendisi sağlardı.
Bir gece, saman vermek üzere ahıra girdiğinde, kulağına anlaşılmaz uğultular dolmuş.
Derinlerden gelen bu sesleri tanıyamayıp dikkat kesilmiş.
Sesin ona hitap ettiğini fark etmiş. Ses şöyle demiş;

Güzel kız, melek kız!
Geliyorum, geliyorum; harlayarak mı, gürleyerek mi?
Korkuyu hiç bilmeyen ceylan gibi dağ kızı, bu gizemli sesle ilk kez ürpermiş. Hemen ninesine sığınmış.

Ninesinin yanında huzur bulup, başından geçenleri anlatmış, ninesiyle birlikte uzun uzun düşünmüşler, bu neyin nesi acaba?
Dağ anası mı, orman ejderhası mı cin mi, haydut mu, yoksa kıza gönül vermiş sevdalı mı?
Ya harlaması, gürlemesi ne oluyordu.

Bu meseleyi bir türlü çözemediler.
Kimseye açıklayamadılar.
Her iyi ve kötü günün sonunda olduğu gibi, o günün de sabahı geldi.
Gündüz vakti her köşeyi didik didik aradılar, fakat ne in ne de cin bulabildiler.

Ertesi gece, nedense zamanı gelince, kız yine duramadı ve samanlığa koştu.
Bu kez ses daha net duyuluyordu.
Nine oraya vardığında ses birdenbire kesiliverdi.
Kız yalnız kaldığında ses yeniden belirdi, ama o gece de bir şey söyleyemediler.
Üçüncü gün, bu gizemli sesin sahibi kim olursa olsun, ortaya çıkması için sese karşılık vermeye karar verdiler.

O gece kız, karanlığın içinde yine bir ay parçası gibi süzülerek ilerledi, kulak kabarttı; uğultular yükseldi ve kayalar konuşmaya başladı. "Güzel kız, sarı kız, geliyorum, geliyorum, izin ver."
Kızın ağzından çığlık gibi bir söz döküldü:
"İnsan mısın, cin misin, neysen artık gel göreyim."
Kayalardan bir uğultu yükseldi ve, "Harlayayım mı, gürleyeyim mi?"

Bunun üzerine kız, korkuyla, "Harla, ey mübarek, harlayarak gel," dedi.
Bu sesi, her oyuktan fışkıran suların gürültüsü izledi.
Sıcak su, kızı içine çekti.
Ve Ilıca'da, şimdi büyük hamam olarak bilinen Boyalık Hamamı meydana geldi.

 
Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun