-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

GADİRİ HUM BAYRAMI NEDİR

Gadir-i Hum 





19/Ağustos/2019

GADİR-İ HUM 


Gadir-i Hum bayramı nedir



Gadir-i Hum Bayramı kutlaması, Hz Muhammed’in aynı adlı yerde yaptığı Veda Haccı hutbesinde söylediği bir ifadeye istinaden kutlanmaktadır.

Peki Gadir-i Hum Bayramı hangi ifadeye dayanıyor?
Gadir-i Hum Bayramı niye kutlanıyor?
İşte Gadir-i Hum Bayramı’na dair detaylar, açıklamalı bilgiler…

GADİRİ HUM BAYRAMI NEDİR?

Sünni kaynaklara göre ..
Şiîlerin inancına göre İslam peygamberi, Ali bin Ebî Tâlib’i kendisinden sonra gelecek halef tayin etmiştir. 

Bunun kaynağı olarak Gadir-i Hum’u öne sürerler.
Bunu anmak için her sene Hicrî Zilhicce ayının 18’inde “Gadir-i Hum Bayramı” kutlanır.
Bu gün, Gadir-i Hum Hadisi’nin yıl dönümüdür.

GADİR-İ HUM BAYRAMI’NI KİMLER KUTLUYOR?

Sünni rivayetlere göre Gadir-i Hum’da Hz. Ali hakkında ‘Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır.’ hadisinin söylenmesinin sebebi hilafetle alakalı olmayıp bir kaç sebebi vardır:

Hazreti Ali’nin bir savaşta yaptıklarından dolayı gücenenlerin olması ve Yemen seferi sırasında ganimetlerin taksiminde katı davranmasından ötürü yanındakileri küstürmesi sebebiyle sahabilerin şikayetçi olmaları ve aynı zamanda savaşlarda müslümanların müşrik akrabalarını öldürmesinden dolayı Hazreti Ali’ye karşı oluşan antipatiyi gidermek için bu hadis söylenmiştir.

Pek çok Sünni kaynakta bu hadis geçmekte ancak nerede söylendiği belirtilmemektedir.
İbn Teymiye, hadisin sahih isnadı olmadığını mevzu olduğunu ve Gadir-i Hum olayının Hazreti Ömer ve Hazreti Osman halife seçilirken gündeme gelmediğini Rafiziler tarafından uydurulduğunu söylemiştir.

GADİR-İ HUM BAYRAMI NE ZAMAN KUTLANIR?

Şii inancında yer alan Gadir-i Hum Bayramı, Şii Müslümanlar tarafından Kurban Bayramı ve Ramazan Bayramı’na ilâveten Hicrî takvime göre Zilhicce Ayı’nın On Sekizinci günü üçüncü bir bayram olarak kutlanmaktadır.

GADİR HUM BAYRAMI’NDA NELER YAPILIR?

Gadir-i Hum Bayramı Alevi itikadına göre en büyük bayramdır.
Gadir-i Hum olayında Peygamber Efendimizin Hz. Ali’ye kendisinin halefi olarak tayin olduğu gün olarak ilan eden Aleviler, bugünü bazı ibadetler ile geçirirler.

Gadir-i Hum Bayramı’nda başlıca yapılması tavsiye edilenler; 
Oruç tutmak, 
Gusül almak, 
Hz. Ali’yi ziyaret etmek, 
Seyyid İbn Tavus'un “İkbal” adlı kitabında Resulullah'tan rivayet ettiği sığınma duasını okumak, Nubde Duasını okumak, 
Gusledip öğleye yarım saat kala iki rekat namaz kılmak (her rekatta 1 defa “Fatiha” suresi 10 defa “İhlas” suresi, 10 
Ayete'l Kürsü” ve 10 defa da “Kadir” suresi okunur), 

Mümin kardeşlerin birbirlerini görünce yek diğerini şu şekilde tebrik etmeleri: 
Bizim Emirilmüminin ve Ehlibeyt imamlarının velayetine sarılanlardan eden Allah'a hamdolsun.”, 100 Defa “Dinin kemalini ve nimetinin tamamlanmasını Emirilmüminin Ali bin Ebu Talib'in velayeti kılan Allah'a hamdolsun.” demek.

Şİİ KAYNAKLARA GÖRE GADİR-İ HUM BAYRAMI

Peygamber (s.a.a) yanındaki muazzam kalabalıkla birlikte Medine'ye döndüğü sırada, Medine, Irak ve Mısır yollarının ayrıldığı yer olan Cuhfe bölgesindeki Gadir-i Hum denilen yere vardı.

Zilhicce ayının on sekiziydi.
Orada şu ayet nazil oldu:

Ey Elçi! Rabbinden sana indirileni tebliğ et...

Yüce Allah Peygamber'e, Ali'yi insanlara göstermesini ve onu veli edinmenin, ona itaat etmenin herkese farz olduğunu onlar duyurmasını emretti.

Bu arada vahiy, kincilerin ve kıskançların şerrine karşı kendisinin korunacağını da Hz. Peygamber'e garanti ediyordu.

Kalabalığın başı Cuhfe yakınlarına kadar varmıştı.
Hz. Peygamber (s.a.a) önde gidenlerin geri döndürülmelerini ve geridekilerin de o yerde durmalarını istedi.

Burası, daha önce hiç kimse tarafından konaklama yeri olarak kullanılmamıştı.
Eğer vahiy gelmeseydi, Peygamber (s.a.a) de burada konaklamayı düşünmüyordu.
Sonra kalabalığın ortasında durdu ve herkesin duyacağı yüksek bir ses-le şöyle buyurdu:

Ey insanlar!

Davet edilip de daveti kabul etmiş gibiyim.
Size iki ağır emanet bırakıyorum.
Biri Allah'ın kitabı, diğeri de Ehlibeyt'im.
Benden sonra bunlara karşı nasıl bir tavır takınacağınıza bakın!
Bu ikisi havuz başında benimle buluşuncaya kadar birbirlerinden ayrılmazlar.

Ardından şunları söyledi:

Allah benim mevlâmdır ve ben de her mümin erkek ve kadının mevlâsıyım.
Bunu dedikten sonra Ali'nin (a.s) elinden tuttu ve şöyle dedi:
Ben kimin mevlâsıysam, işte Ali de onun mevlâsıdır.

Allah'ım!

Onu veli ve dost edineni sen de veli ve dost edin.
Ona düşman olana sen de düşman ol. 
Ona yardım edene sen de yardım et.
Onu yalnız bırakıp yardım etmeyeni sen de yalnız bırak ve yardım etme.
Nereye giderse gitsin, hakkın onunla beraber olmasını sağla.

Dikkat edin!

Bu sözlerimi burada bulunanlar, burada bulunmayanlara ulaştırsınlar.
Daha oradan ayrılmamışlardı ki Eminü'l-Vahy Cebrail şu ayeti indirdi:

Bu gün dininizi kemale erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'a razı oldum.

Bu ayetin inmesi üzerine Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurdu:
Allahu ekber, dinin kemale ermesinden ve nimetini tamamlamasından dolayı.
Sonra insanlar Emirü'l-Müminin'i kutlamaya başladılar.
Onu kutlayan sahabîlerin en başında Şeyheyn Ebu Bekir ve Ömer de vardı.

Diyorlardı ki: "Peh, peh!

Ne mutlu sana ey Ebu Talib'in oğlu! 
Artık benim ve bütün mümin erkek ve kadınların mevlâsı oldun.

Rivayete göre, Peygamber efendimiz (s.a.a), Ali için bir çadır kurulmasını istemiş ve Müslümanlara da gruplar hâlinde yanına girerek Emirü'l-Müminin sıfatıyla onu selâmlamalarını emretmiştir.

Bütün Müslümanlar bunu yaptılar. 
Hatta o sırada Peygamber'in (s.a.a) yanında bulunan eşleri ve diğer Müslümanların hanımları da çadıra girip Emirü'l-Müminin olarak Ali'yi selâmladılar.

Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun