26231957
Bookmark

YOKSULLUK MU İSTİSMAR MI

İstismar edilen yoksulluk
Yoksulluk mu, istismar mı

İstismar edilen yoksulluk:

Yoksulluk mu Yoksulluğun İstismarı mı?

Yoksulluk mu, istismar mı, O kadar çok yardım derneği var ki, devleti ve dernekleri vakıfları ile lakin bir türlü yoksulluk bitmiyor ülkede.
Dört Milyon ailenin sosyal yardım aldığını açıklıyor sayın bakan, korkunç bir rakam bu, yoksulluk istismar mı ediliyor sorusu akıllardan çıkmıyor bir türlü.

Ramazan ayında bir Yoksulluk istismarı


İki yıl önce, yine bir Ramazan günü iftarımızı yapmıştık ki kapı çaldı. Kapıda yardım talep eden bir kadın vardı; iftardan kalan yemekleri istiyordu. Donup kaldık, boğazımız düğümlendi. Öyle bir şok yaşamıştık ki, elimizde yemek kalmamıştı. Bulup buluşturup bir şeyler verdik.

Son birkaç gündür televizyonlarda bir görüntü dolaşıyor: artık yemek isteyen bir aile. Bu insanlar gerçekten ihtiyaç sahibi mi, yoksa vicdan istismarcıları mı?

Özellikle Ramazan aylarında herkes yardım toplama telaşına giriyor; kimisi kendi için, kimisi başkaları için. Asgari ücretin ve emekli maaşlarının açlık sınırının altında olduğu bir ülkede, kendi için yardım isteyen çok, başkası için isteyen ise daha da fazla.

Gün geçmiyor ki telefona bir mesaj gelmesin... Falanca dernek, falanca vakıf için yardım çağrıları. Herkes elinden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışıyor, ama görünürde ne fakirlik azalıyor ne de yoksulluk bitiyor. Fakir yine fakir, yoksul yine yoksul.

Yoksullara yardım nasıl olmalı


Bu işte bir terslik var. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu konuda bir beyanatı var: Yardım toplama yarışında olanlar için "Devlet içinde devlet olmaz" demiş. Tamamen katılıyorum. Öncelikle devletin, kişilerin gelir durumunu kontrol etmesi, mali durumlarını anlaması gerekiyor. Fertlerin ve ailelerin gelir durumunu bilmeyen bir devlet, yardımı neye göre yapacak? En çok bağırana mı? İhtiyaç sahibinin sesi ise bilirsiniz, pek çıkmaz.

Öncelikle yoksulların tespitinin bazı kriterleri olmalı


Hemen bir çözüm söyleyebilirim
Bu gün cebinde bankamatik olmayan , hatta kredi kartı olmayan yok
Nakit kullanımını ortadan kaldırarak , tüm harcamaların kartlar vasıtası ile yapılmasının zorunlu hale getirilmesi çok kolay
Bir kararnameye bakar
Bu şekilde kişilerin ve ailelerin harcamalarına bakarak gelir durumları kolayca belirlenebilir , aynı zamanda bu yöntem vergi kaçaklarını da önleyecektir .
Çok mu zor ..

Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir devlettir
Yoka yoksula yardım etmesi anayasal bir zorunluluktur
Lakin yardımın doğru yerlere gitmesi koşulu ile
Benim gördüğüm yardımlar doğru bir şekilde toplanamıyor .

Vampirlerin ve çakalların süzgecinden geçmeden doğru adreslere yönlendirilemiyor
Bazen paran oluyor biraz çokça bir yardım yapıyorsun kişiye yada herhangi bir derneğe
Vallahi sağmal inek belliyorlar bir daha o kişiden yada kurumdan yakanı kurtaramıyorsun .
Olmadık zamanında bile seni zorluyorlar
İstemeyi bir iş haline getirmişler

Adam valilikten alıyor, belediyeden alıyor, aşevlerinden alıyor, yardım kuruluşlarından alıyor. Yetmiyor, vatandaşın kapısını çalıyor.

Yoksulluk artık yerini arsızlığa ve alışkanlığa bırakıyor .
Yine gerçek ihtiyaç sahiplerini tenzih ederek .
Bu kişiler iş verseniz de , arsızlık haline gelen bu alışkanlıkları yüzünden çalışmıyorlar .

Bizzat dinledim
Çalıştığım zaman bu kadar gelir elde edemiyorum diyenleri .
Yardımlar , çoğu zaman çalışarak elde ettiği gelirlerden fazla çünkü , biliyorlar !
Çok iyi fark etmişler Asalak ve sülük gibi yaşayarak, başkasının sırtından ajitasyon yaparak , inancı kullanarak gelir elde etmenin çok daha kolay olduğunu , alnı dahi terlemiyor hiç bir zaman
 
İşin en kötü yanı, dilenciliği bir meslek haline getiren bu kişi ve kurumların gerçek ihtiyaç sahiplerinin önüne geçmesidir. Gerçek ihtiyaç sahibi istemeye utanıyor, onuruna yediremiyor. Perdesini çekip aç oturuyor. Daha kötüsü, inancı zayıfsa intihar ediyor.

Sonuç olarak, Bu ülkede kimse yatağa aç girmemeli
Yardımların doğru adreslere ulaşabilmesi önce yardıma muhtaç kişilerin , harcama kalemlerinden yola çıkılarak devlet tarafından tespit edilmesi, belirlenmesi gerekiyor .

Rahmetli Annemin bir sözü vardı
Başkasının avucundan su içen kanmaz diye ,
Çeşitli farklı kuruluşlardan küçük küçük yardımlar almak yerine
Yardımlar tek elden ve tek yerden vatandaşın zorunlu giderlerini karşılayabilecek miktarda olmalı.

Sokakta din ve vicdan manipülasyonu yapılarak dilenilmesinin önüne geçilmesi gerek .
Hiç bir kişi , dernek ve vakıf , topladığı yardım parasından kendi giderini düşmeden yardım yapmıyor
Bulabildiğiniz kadarına bir bakın , kendine yardım kuruluşu yada derneği diyen yöneticilerin maaşlarına , dudağınız uçuklar , dudağınız ..

Yoksula yardım edecekseniz
Yardımların gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını istiyorsanız
Önce yoksulu tespit edin ..
Yardımların yoksula kırpılmadan ulaşmasını sağlayın
Dilenci ve isteyici esnafını bertaraf edin
Yakalandıklarında paralarına el koymak ile yetinmeyin
Falakaya yatırın , falakaya
Dilenci esnafı , yoksulun hakkını gasp ediyor
Gerçek yoksullardan çalıyor bir anlamda.

Dilenci Esnafı Destanı:

Kimi topal, kimi kör, kimi de sakat,
Dilenci esnaflığı, sanki bir saltanat.
Köprü altı sarayları, kaldırımlar tahtları,
Gerçek yoksullar aç gezer, hiç olmaz umurları.

Sahte gözyaşı dökerler, sahte hüzün yayarlar,
Gerçek yoksulun hakkını, arsızca çalarlar.
Allah rızası için derler, kalpleri kara,
Fakir fukaranın lokması, para olur döner onlara

Kimi mendil sallar, kimi şarkı söyler yalandan,
Kimi de çocuk kullanır, vicdansızca bir yandan.
Gerçek muhtaçlar titrerken, soğuk kaldırımlarda,
Onlar keyif çatarlar, sıcak yataklarında.

Ey dilenci esnafı, ey sahtekâr güruh,
Yoksulun ahı tutacak, o gün pek buruk.
Gerçek muhtaçların hakkı, sorulacak nihayet,
O zaman kaçacak delik, ararsınız elbet.

Unutmayın, her damla gözyaşı, bir lanettir size,
Gerçek yoksulların bedduası, dokunacak kalbinize.
Fakirlerin ahı tutacak, o gün geldiğinde,
Utancınızdan yerin dibine geçeceksiniz, o cehennemde.

Ahmet Atam
Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorum Gönder