![]() |
| Kürt İsyanları |
19. Yüzyılın İlk Kürt İsyanı: Babanzâde İsyanı
Tarihte Kürt İsyanları: Babanzade İsyanı:
Kürt isyanlarından Baban zade Abdurrahman Paşa İsyanı, günümüzde Irak sınırları içinde yer alan Süleymaniye şehrinin valisi "Baban aşiretinden" Baban zade İbrahim Paşa'nın 1806 yılında ölümü sonrası, Osmanlı Devleti'nin aynı aşiretten Baban zade Halit Paşa'yı vali olarak ataması üzerine yaşanmıştır. İbrahim Paşa'nın yeğeni olan Baban zade Abdurrahman Paşa, kendi hakkının yendiğini öne sürerek Osmanlı yönetimine karşı bir isyan başlatmıştır.Kürt isyanları
İsyan, Osmanlı Devleti'ni oldukça zorlamış ve 1808 yılında bastırılmıştır. Ancak güç kaybı nedeniyle hakimiyeti altındaki toprakların elden çıkmasını engelleyemeyen Osmanlı, 19. yüzyılın başlarından itibaren ayrılıkçı Kürt isyanlarıyla mücadele etmek zorunda kalmıştır.
İsyan coğrafyası, Baban, Soran ve Botan beylerinin bulunduğu bölgeyi kapsar. Bu bölge, Osmanlı Musul vilayeti sınırlarıyla kuzeydeki Cizre-Şemdinli hattını içerir. İlk isyan eden kişi ise Baban Beyi Abdurrahman Paşa’dır.
İsyan öncesi Baban zadeler üzerine araştırmacı yazar Salim Meriç, “Baban zadeler” başlıklı çalışmasında, “Babanlar veya Baban zadeler olarak bilinen aile, 17. yüzyılın ikinci yarısında Baba Süleyman ile başlayan geniş bir Kürt ailesidir” diyor.
Bu aileyi tarihten günümüze taşırken, Kuzey Irak’ın Süleymaniye bölgesinde bulunan Baban Aşireti’nin, Osmanlı Devleti’ne karşı en büyük üç Kürt isyanından birini gerçekleştiren köklü bir aşiret olduğunu belirtiyor. II. Abdülhamit’in Baban ailesiyle iyi ilişkiler içinde olduğu biliniyor; nitekim Dahiliye ve Harbiye Nazırı da Baban Aşiretinden Abdurrahman Paşa’ydı.
Baban zade ailesinin önde gelen isimlerinden Mustafa Zihni Paşa, 1848 yılında Süleymaniye’de doğmuş ve eğitimini Bağdat’ta tamamlamıştır.
Baban zade ailesinin tüm çocukları ve torunları Galatasaray Lisesi mezunudur.
Yeni nesil torunlar ise daha çok Saint Benoit Fransız Lisesi’ni tercih etmektedir.
İlk tahsilini Bağdat’ta tamamladıktan sonra İstanbul’a gelen Zihni Paşa’nın oğlu Ahmed Naim, 1891’de Galatasaray Lisesi’ni, 1894’te ise Mülkiye Mektebi’ni bitirir. 1895’te ek görev olarak Galatasaray Lisesi’nde Arapça hocalığı yapmaya başlar. 1908’de II. Meşrutiyet’in ilanından sonra tamamen “Maarif Nezareti”ne geçer.
Baban zade Ahmed Naim Bey (1872-1934), siyasal İslamcı düşünürlerin önde gelen isimlerinden biridir. Ekim 1918 ile Ekim 1919 tarihleri arasında kısa bir süre Darülfünun’un Umum Müdürlüğü’nü (rektörlük) de yapmıştır.
1919 yılında Ayan Meclisi’ne üye olur. İslamcı fikir dünyasının oluşumunda büyük bir payı vardır. Baban zadeler üzerine yazan bir diğer isim ise Dr. Kaws Kaptan’dır. “Baban, Soran, Botan” adlı kitabında, “Baban emirliğinin tarihi eskidir,” der ve Baban profilini şu şekilde çizer: Merkezi olan Süleymaniye şehrinin kuruluşundan da öncedir. 1639’da Kürdistan, Sünni ve Şii mezhepleri temel alınarak, İran ve Osmanlı devletleri arasında paylaştırılmıştır. Buna göre, Güney Kürdistan, Şehrezor ve Baban emirliği Osmanlı devletine verilmiştir. Baban emirleri bunu çok iyi biliyorlardı.
Bu iki devletten biri diğerine üstünlük sağlayıp bölgede hakimiyet kurarsa, ilk olarak Baban Emirliği'ni ortadan kaldıracaktır. Bu yüzden Osmanlıları zayıflatmak ve bölgedeki etkilerini kırmak amacıyla İran’a destek veriyorlardı. Bunu başardıklarında ise bu kez İran’a yönelip saldırılar düzenliyorlardı. Böylece İran ve Osmanlı devletleri ne kadar birbirlerini yıprattıysa, Babani Emirliği de bu çelişkileri derinleştirmeye o kadar çabalıyordu.
İsyan öncesinde Baban Emirliği’nin sınırları bir dönem Süleymaniye, Kerkük, Hemedan, Köysancak, Kasr-ı Şirin ve Zehew’e kadar uzanmıştı. 1789’da Baban emiri Abdurrahman Paşa, Bağdat Valiliği’ne bağlı Osmanlı’dan bağımsız bir yönetim kurma peşindeydi ve güçlü bir ordusu bulunuyordu.
Bağdat Valiliğini dışlayarak Osmanlı merkez yönetimiyle doğrudan iletişim kurmak istiyor, ancak Osmanlı buna sıcak bakmıyor.
Bu girişim, Bağdat Valisi ile arasında sorunlara yol açarken, merkezi yönetimle yaşanan gerginlikler isyanlara dönüşüyor ve her isyan farklı motiflerle ortaya çıkıyor.
Babanzade Abdurrahman Paşa isyanı, Osmanlı’nın Eflak ve Boğdan’da Ruslarla savaştığı bir dönemde meydana gelirken, aynı dönemde Edirne’de reform karşıtları ayaklanmış, İstanbul’da ise Kabakçı Mustafa isyanı hazırlanmaktadır. Anadolu’da misyoner faaliyetleri hız kazanmış, bu bölgedeki Osmanlı tebaası dini ve etnik temelde ayrıştırılmaktadır.
Baban zade isyanı ve özellikleri
İbrahim Paşa’nın ölümüyle birlikte, Baban zade Halit Paşa’nın Süleymaniye Valiliği’ne atanması, Abdurrahman Paşa’nın buna karşı çıkıp ayaklanmasına yol açtı. İsyanın merkezi Süleymaniye’de, Halit Paşa Osmanlı’dan yana bir tavır alınca isyan bastırıldı. Ancak isyanlar Ahmed Paşa ile devam etti.Yeğeni Abdurrahman Paşa’nın intikamını alma bahanesiyle bu kez Baban zade Ahmed Paşa isyan etti.
Ahmed Paşa’nın makam hırsıyla başlattığı bu isyan da kısa sürede bastırıldı. Prof. Dr. Ümit Özdağ, Yeniçağ Gazetesi’nde yayımlanan “Kürtçülük sorunu T.C.’nin ürettiği bir sorun mudur” başlıklı makalesinde bu isyanı "ilk Kürt isyanı" olarak tanımlıyor.
Baban zade Abdurrahman Paşa İsyanı, Baban aşiretinden Süleymaniye kentinin kurucu lideri olan İbrahim Paşa’nın ölümünden sonra ortaya çıktı. Osmanlı idaresi, aşiretin artan gücünden endişe ederek rakip aşiretten Halid Paşa’yı “emir” olarak atadı ve bu durum isyanın fitilini ateşledi. İran tarafından desteklenen bu isyan, İbrahim Paşa’nın torunu Abdurrahman Paşa tarafından üç yıl boyunca sürdürüldü. 1808 yılında bastırılan isyanın ardından Abdurrahman Paşa, İran’a sığındı.
Baban zade Ahmet Paşa İsyanı, Türk-Rus Savaşı’nın (1806-1812) sonlarına doğru ve Osmanlı Devleti’nin Sırp isyanıyla uğraştığı bir dönemde, aynı aileden gelen Baban zade Ahmet Paşa tarafından başlatılmış ve 1812’de bastırılmıştır.
Baban zade Abdurrahman Paşa İsyanı, Baban aşiretinden Süleymaniye kentinin kurucu lideri olan İbrahim Paşa’nın ölümünden sonra ortaya çıktı. Osmanlı idaresi, aşiretin artan gücünden endişe ederek rakip aşiretten Halid Paşa’yı “emir” olarak atadı ve bu durum isyanın fitilini ateşledi. İran tarafından desteklenen bu isyan, İbrahim Paşa’nın torunu Abdurrahman Paşa tarafından üç yıl boyunca sürdürüldü. 1808 yılında bastırılan isyanın ardından Abdurrahman Paşa, İran’a sığındı.
Baban zade Ahmet Paşa İsyanı, Türk-Rus Savaşı’nın (1806-1812) sonlarına doğru ve Osmanlı Devleti’nin Sırp isyanıyla uğraştığı bir dönemde, aynı aileden gelen Baban zade Ahmet Paşa tarafından başlatılmış ve 1812’de bastırılmıştır.
Osmanlı Devleti, 1831 yılında Bağdat’ta Memlükler’in dönemine son verdikten sonra Kuzey Irak’taki emirliklere yönelmiş, 1849-50 yıllarında Süleymaniye’deki Baban Emirliği’ni ortadan kaldırarak bu bölgeyi merkezi hükümete bağlamıştır.
Baban isyanları, Türk tarihine Kürt isyanları olarak yazılmış olsa da bu tartışmalıdır. Baban zadelerin Kürt olup olmadığı başka bir konudur; ancak isyanların Kürt kimliği üzerinden değil, Osmanlı içinde Baban özerk yönetimini ya da Baban Devleti’ni kurmak amacıyla yapıldığı görülmektedir.
_______________________
(38) Araştırmacı-yazar Salim Meriç, Oda Tv, Babanzadeler başlıklı makale, 11 Nisan 2010.
(39) Dr. Kavs Kaptan, Baban, Botan, Soran, s. 17, Peri Yayınları, 1996.
(40) Prof. Dr. M. Abdulhaluk Çay, Kürt Dosyası, s. 344, Boğaziçi Yayınları No: 15, 1993.
(41) Prof. Dr. Ümit Özdağ, Yeniçağ Gazetesi, 21 Aralık 2012.
(42) Şimşir, Kürtçülük I, s. 81.
_______________________
(38) Araştırmacı-yazar Salim Meriç, Oda Tv, Babanzadeler başlıklı makale, 11 Nisan 2010.
(39) Dr. Kavs Kaptan, Baban, Botan, Soran, s. 17, Peri Yayınları, 1996.
(40) Prof. Dr. M. Abdulhaluk Çay, Kürt Dosyası, s. 344, Boğaziçi Yayınları No: 15, 1993.
(41) Prof. Dr. Ümit Özdağ, Yeniçağ Gazetesi, 21 Aralık 2012.
(42) Şimşir, Kürtçülük I, s. 81.
