Atatürk ve anılar |
İtalyan ordusunun kuzey Afrika'da savaştığı günler
Savaş tehlikesi nedeniyle, Türkiye'nin Ege sahillerindeki tüm birlikleri de her türlü olaylara karşı tedbir amaçlı etkin önlemler almışlardı.
Kışlalarda özellikle nöbetçilerin çok uyanık ve dikkatli olmaları emredilmişti.
Bölgedeki tüm birlikler bir gece önceden aldıkları şifre ile Atatürk'ün geleceğinden haberdar edilmişlerdi.
Atatürk'ün gözünden hiç bir şey kaçmayacağı için de ;
Daha bir sıkı hazırlıklara girişildi.
Denetleme esnasında koruganların birine giden yolun dönemecinde duran Atatürk yanındakilerine şöyle söyle seslenir
-- Siz burada bekleyiniz, ben yalnız gideceğim.
Denetleme esnasında koruganların birine giden yolun dönemecinde duran Atatürk yanındakilerine şöyle söyle seslenir
-- Siz burada bekleyiniz, ben yalnız gideceğim.
Denetlemeye gittiği bölgenin Bölük Komutanı Yüzbaşı:
-- Sayın Paşam, lütfen izin veririniz, ben de sizinle geleyim.
Atatürk, çok kesin bir ifadeyle bu öneriyi reddeder
-- Hayır, siz burada kalınız.
Mustafa Kemal Atatürk, patikanın kıvrımını döner ve burada bulunan nöbetçi Mehmetçik'e doğru yürür.
Olayın devamını Atatürk'ün ağzından dinleyelim:
Uzaktan bir sivilin yalnız başına kendisine doğru geldiğini gören nöbetçi Mehmetçik hemen silahına davrandı ve biraz daha yaklaşmamı bekledikten sonra gür sesiyle:
-- Dur hemşerim, yassak !...
Bu uyarı karşısında derhal durdum ve nöbetçi ile, karşılıklı şöyle bir konuşma geçti:
-- Sen beni tanıyor musun ?
Nöbetçi, büyük bir dikkatle bakarak, biraz tereddüt geçirdikten sonra:
-- Sen, Atatürk'sün Komutanım.
Atatürk, şöyle cevap verir:
-- Güzel, sen benim Atatürk olduğumu biliyorsun da, bana hâlâ neden yasak diyorsun ?
İşte o an Mehmetçik bir an durakladı.
Onun bildiği gibi Atatürk yapayalnız gelmezdi.
Bu işte kesinlikle bir kurt yeniği vardı.
Bir an düşündükten sonra kafasını salladı ve safiyetle şu cevabı verdi:
-- Komutanım, biliyorum sen Atatürk'sün, Atatürk'sün ama, düşmanların işine akıl sır ermez, birisini sana benzetip içeri sokarlar ve benim başım derde girer, gözünü seveyim, sen şu bizim Yüzbaşıyı beraberinde al da gel, o zaman nereye istersen git.
İşte görüyorsunuz, ben de geri geldim.
Gazi Mustafa Kemal Paşa kahkahalarla gülüyordu.
Tuttuğu nöbet esnasında, tanıdığı hâlde kendisine bile izin vermeyen Mehmetçiği takdir ediyordu.
Atatürk derhâl Mehmetçiğin çavuşluğa terfi ettirilmesini emretti.
Alıntı:
-- Sayın Paşam, lütfen izin veririniz, ben de sizinle geleyim.
Atatürk, çok kesin bir ifadeyle bu öneriyi reddeder
-- Hayır, siz burada kalınız.
Mustafa Kemal Atatürk, patikanın kıvrımını döner ve burada bulunan nöbetçi Mehmetçik'e doğru yürür.
Olayın devamını Atatürk'ün ağzından dinleyelim:
Uzaktan bir sivilin yalnız başına kendisine doğru geldiğini gören nöbetçi Mehmetçik hemen silahına davrandı ve biraz daha yaklaşmamı bekledikten sonra gür sesiyle:
-- Dur hemşerim, yassak !...
Bu uyarı karşısında derhal durdum ve nöbetçi ile, karşılıklı şöyle bir konuşma geçti:
-- Sen beni tanıyor musun ?
Nöbetçi, büyük bir dikkatle bakarak, biraz tereddüt geçirdikten sonra:
-- Sen, Atatürk'sün Komutanım.
Atatürk, şöyle cevap verir:
-- Güzel, sen benim Atatürk olduğumu biliyorsun da, bana hâlâ neden yasak diyorsun ?
İşte o an Mehmetçik bir an durakladı.
Onun bildiği gibi Atatürk yapayalnız gelmezdi.
Bu işte kesinlikle bir kurt yeniği vardı.
Bir an düşündükten sonra kafasını salladı ve safiyetle şu cevabı verdi:
-- Komutanım, biliyorum sen Atatürk'sün, Atatürk'sün ama, düşmanların işine akıl sır ermez, birisini sana benzetip içeri sokarlar ve benim başım derde girer, gözünü seveyim, sen şu bizim Yüzbaşıyı beraberinde al da gel, o zaman nereye istersen git.
İşte görüyorsunuz, ben de geri geldim.
Gazi Mustafa Kemal Paşa kahkahalarla gülüyordu.
Tuttuğu nöbet esnasında, tanıdığı hâlde kendisine bile izin vermeyen Mehmetçiği takdir ediyordu.
Atatürk derhâl Mehmetçiğin çavuşluğa terfi ettirilmesini emretti.
Alıntı:
Kâmil Homris'in Anılarından
Yorum Gönder