Lider kimdir

Lider kimdir

Lider kimdir: Bir bedevi ile devenin öyküsü, Günün mana ve önemine binaen bir kıssa, Fransız gazeteci, Sina Dağı'nın eteklerinde karşılaştığı bir Bedevi'ye sorar, Sence lider kime denir ? Bedevi,
Tanımlama yapmak yerine, bu soruya bir öykü ile sorunuza cevap verebilir miyim? der, Gazeteci, elbette, anlat öykünü "diye yanıtlar.

Bedevi anlatır.

Liderlik nedir, nasıl lider olunur:

Çölün ortasında benim gibi bir Bedevi, devesinin üstünde ve kızgın güneşin altında, Sina Çölü'nde yol almaktadır.
Aniden ufuk çizgisi kararır, gökyüzünde nadir tek tük görülen kuşlarda, bu kez topluluk halinde, o kasvetli karanlığın aksi istikametine doğru, hızla ve telaşla kanat çırpmaktadır.
Çölün mutlak sessizliği, daha da yoğunlaşır sanki.
Deneyimli Bedevi;
Bu belirtilerin, şiddetli bir kum fırtınasının habercisi olduğunu hemen anlar.
Devesini çökertir,
Üstünden iner.
Çantasından çıkardığı sağlam bir kazığı, kızgın kumlara çakar ve devesini sıkıca bu kazığa bağlar.
Daha sonra yine heybelerden, katlanmış parçalar halinde çıkardığı küçük çadırını hızla kurup, çadırın içine girer ve kapı örtüsünü her iliğinden sımsıkı düğümler.

Tam işini bitirmiş en son düğümü henüz atmıştır ki, fırtına bulundukları bölgeye ulaşır.
O minik çadır havalanacakmış gibi sallanmakta, şiddetli rüzgarın oluşturduğu kum sağanağı, neredeyse delip geçecek bir hızda, çadır yüzeyine çarpmaktadır.

Fırtınan şiddeti ile her kum tanesinin, boyları küçük fakat verdikleri acı büyük oklar gibi bedenine saplandığı deve, dile gelir
-- Efendi, canım çok yanıyor, hiç olmazsa sadece başımı çadıra sokmama izin verir misin? 'der.
Öylesi bir fırtınada çadırın dışarısında olmanın ne kadar zor olduğunu iyi bilen Bedevi, zavallı devenin bu dileğini kabul eder ve:
-- Peki, başını çadıra sokabilirsin diyerek, kapıyı bağlayan düğümleri boşaltır.

Çadırın dışındaki şiddetli fırtına durmak bir yana, giderek daha da artmaktadır.
Deve, sahibine tekrar yalvarır;
-- Efendim, benim derimin en ince olduğu yer boynumdur ve şu an çok acıyor, izin ver, izin ver boynumu da çadıra sokayım.
Biraz ikirciklenmeyle, bu isteğe de Peki' der Bedevi.
Fırtına, sanki sonsuza dek sürecek gibidir.
Deve bu sefer, ilk ikisinden çok daha acıklı bir sesle yalvarır.
-- Efendi, bana acı ne olur, müsaade et hörgücümü de çadıra sokmama izin ver.

Bedevi bu son isteği de kerhen kabul eder.
Ancak, devenin hörgücün de çadırdan içeri girmesiyle, küçücük çadırda, artık kımıldayacak yer kalmamıştır.
Bu duruma, Bedevi' den önce, deve tepki gösterir;
Efendi, bu çadır ikimize dar geliyor.
Sen dışarı çıkıp, başının çaresine baksan.

Anlayan anladı.