'de mülteci işgali

Mültecilerin Türkiye'yi işgali:

Adım adım mülteci işgali:

artık bizim olmaktan çıkmış durumda. Her yerdeler ve her yeri ele geçirmişler. Büyük şehirlerde onlar çoğunluk olmuş, biz ise azınlık durumuna düşmüşüz. Yani Anadolu'nun birçok yeri fiilen onların eline geçmiş.

Türk babalar, ailelerini o kirli bakışlardan korumak için adeta bedenleriyle bir duvar örüyor. Her yer Suriyeli, Arap, Afgan dolu. Mesire alanlarına gidiyorsunuz, binlerce Suriyeli çimenlere yayılmış, Türkler ise köşelerde, bu kalabalıktan biraz uzak bir yer arıyor. Artık

Suriyeli Hasan İzmir'deki yangını söndürmek için avuçlarıyla toprak taşıdı." Bu tür haberler, gerçeği gizleyemez. Kesin bir veri olmamakla birlikte, inanılmaz derecede büyük bir kalabalıktan söz ediliyor. , , , , , Ürdün...

Artık gerçeği görün; bu basit bir "mülteci" sorunu değil. Bu, açıkça bir işgal. Bu, emperyalistlerin bir ülkeyi ele geçirmek için uyguladığı eski bir soğuk savaş taktiği. Kan yok, savaş yok.

Birinci adım: Mülteciler akını.

Emperyalistler, bölmek istedikleri ülkenin demografik yapısını "" yöntemiyle değiştiriyorlar. Nasıl mı? Sınır bölgelerindeki ülkelerde terör ya da iç savaş yoluyla kargaşa çıkararak ülkenizin yoğun göç almasını sağlıyorlar.

En insani yanınızı, merhametinizi hedef alıyorlar! Gece gündüz medyada zor durumdaki insanların dramlarını göstererek sizi kucak açmaya zorluyorlar. Sonunda kucağınızda kim olduğunu bilmediğiniz yüzlerce, binlerce, hatta milyonlarca mülteci buluyorsunuz.

İkinci adım: Yaşadığınız yere yabancılaşma.

Önce mahallelerde, sonra bölgelerde ve şehirlerde başlıyor değişim. Dili, kılığı, tavrı farklı insanlar etrafınızı sarıyor ve bir bakmışsınız, kendi mahallenizde, kendi şehrinizde azınlık durumuna düşmüşsünüz.

Üçüncü adım: Mülklerin el değiştirmesi.

Doğup büyüdüğünüz mahallede kendinizi güvende hissetmiyorsanız, artık topraklarınız tehdit altında demektir. Yaşadığınız yere yabancılaşır ve oradan bir an önce kaçıp gitmek istersiniz. Sonuç ise belli; siz elden çıkarıyorsunuz, onlar sahip oluyor.

Dördüncü adım: Vatandaşlık elde etme seçme seçilme hakkı.

Büyük gruplar halinde vatandaşlığa geçiyor, seçimlere katılıp oy kullanıyor; seçiyor ve seçiliyorlar. Evler, dükkanlar, bölgeler, hatta şehirler derken bir bakmışsınız vatan elinizden uçup gitmiş, ruhunuz bile duymamış..

Uyanın, vatan artık bizim değil. Vatan avuçlarımızdan kayıp gidiyor. Belki sen, belki oğlun ya da kızın bu işgalle yaşamaya çalışabilir, ses çıkarmayabilir, alışmaya da çalışabilir ama torununun bu topraklarda hiç şansı yok.

SONUÇ

Bu işgal her geçen gün artarak devam ediyor ve belki de gelecekte torunlarınızın bir vatanı olmayacak. Kan dökmeden, sessizce ellerinden alacaklar vatanlarını ve gidecek hiçbir yerleri kalmayacak. Uyanın! Bu bir işgal!