 |
| Kütahya türkü hikayeleri |
Kütahya türküleri
Babadan yetim
Anneden öksüzdür Mehmet
Abisi Mısır'da İngiliz'e esir düşer
Evin geçim sorumluluğu Mehmet üstlenmiştir
Savaş ve yokluk yıllarıdır devlet asker toplamaktadır .
Köyün aç gözlü ağası değirmeni ve 1.5 dönüm tarlasını verirse bölgedeki Balıköy karakolu ile işbirliği yaparak onu askerlikten kurtarabileceğini söyler.
Mehmet'de verir elindeki malını
Yapı olarak ürkek ve çekingen birisidir zaten
Lakin Halil ağa sözünü tutmaz ve Mehmet'i askere alırlar
Değirmen ve tarla karşılığı askere gitmeyip bakıma muhtaç ailesinin geçimini sağlamak zorunda olana Mehmet şok olur
Askerler Mehmet'i Balıköy karakoluna götürürler
Lakin bir yolunu bulan Mehmet kaçar ve köyüne gelir
Halil ağaya verdiği sözü tutmasını ister
Aralarında bir tartışma çıkar
Mehmet .
Vazgeçtim sana değirmen ile tarlayı vermekten , ben askere gidiyorum der
Halil Ağa da cevap verir
Sen askere gitsen ne olacak kız gibi oğlansın , askerde seni kadın yerine kullanırlar .
Mehmet askere gider ..
Giderde !
Halil Ağanın seni askerde kadın yerine kullanırlar sözü içine oturur hiç aklından çıkmaz
Simav'dan Kütahya'ya giderken Bir mavzer çalarak tekrar kaçar ve bir kaç kişi ile beraber bir gurup kurarak efe olur .
Aradan bir müddet zaman geçer
Mehmet efe arkadaşları Başköylü Ayaz Memet , Yörük Hüseyin , Moymullu Arnavut Ali ile beraber köyde Halil ağayı bulurlar
Askerde bildiği Mehmet'i karşısında bulan ağa çok şaşırı ve tırsar .
Halil Ağa , Mehmet'in arkadaşını yanına çağırır ve bir miktar para vereyim canıma ilişmeyin der.
Ayaz Mehmet , Mehmet'e bunu parasını alalım canına ilişmeyelim der .
Mehmet , arkadaşı Ayaz Mehmet'e şayet sen beni para ile satıyorsan ben daha fazlasını vereyim der , ve kemerinden çıkardığı altınları arkadaşının önüne atar .
Ayaz Mehmet yanlış anlaşıldığını söyleyerek susar
Mehmet efe Halil ağayı köylülerin yanından uzaklaştırarak , geçmişte kendisine söylediklerini ettiği hakaretleri hatırlatır
Öldürüleceğini anlayan Halil ağa yalvarmaya başlar ama nafile .
Mehmet efe çeker mavzeri vurur
Arkasına bakmadan da gider .
Demirli köyünden Şerife isimli bir kızla evlenir , lakin çocuğu olmaz
Eşine yakın olmak için yakın dağları mesken tutar Mehmet efe .
Ünü ve şanı zamanla artar
Aynı dost ve düşmanlarının arttığı gibi .
Sülye köyünde çetecilik yapan Giziroğlu , molla Ümmet diye birisini kullanarak , Mehmet efeden korktuğu için bir pusu kurar ve efeyi öldürür .
Giziroğlu Mehmet efenin mallarının üzerine oturmak için zorla efenin eşi Şerife ile evlenir
Zaten istek dışı olan bu evlililikde uzun sürmez.
Ve öykü yöre halkının dilinde bir türküye evrilir
Çaltılı'lı Mehmet Efe türküsü
Demirlinin suları akışır
Beşli mavzer Mehmet efeye yakışır
Demirlinin alt yanında armudu
İnce Mehmet gibi kabadayı zeybek varmıy dı
Demirlinin alt yanında kuyusu
Mehmet zeybekte aman kaymakların goyusu
Demirlinin alt yanında batağı
Ceviz dibi efe Mehmet'in yatağı
A . Süleyman neden aman indik köylere
Baskın oldu da aman çıkalım dağlara
Demirlinin erken çıkarda aman koyunu
Molla Ümmet de ettin bana oyunu
Benim yüküm erik değil amanda alıç ta alıç
Aman Allah da beni çetelerin gözünden de savuştur
Demirlinin alt yanında gerdime
Yörük Hüseyin yetişsin de aman benim derdime
Demirliye vardım ama da durmadım
Çetelerin can alacağını da aman bilemedim
Demirlinin üst yanında aman galyası
Yaktı beni bu sülya'nın da aman ayısı
Demirli'nin alt yanında aman da çamları
Mehmet zeybek nasıl verdin de aman canları
Demirlinin alt yanından aman da arpası
Hiç mi de yoktu aman da Mehmet zeybeğin arkası
Demirliye ince bir kış oldu
Duyan duydu da duymayana aman düş oldu
Gidiyom aman da gelemem gayri
Top zülüf'ü Şerife'ye saramam gayri
A Şerifem noldu da bana nolacak
Yağlı kurşunlar da aman da bu canı alacak
A Şerife'm noldu da bana nolacak
Ela gözlere de aman da toprak dolacak
Demirliye vardım aman da içtim ayranı
Kostak Şerife'm Kütahya'da amanda ediyor bayramı
Aman Allah bunlar da bana ar gelir
Aynalı gazeke aman Ali ağama dar gelir
Türkünün ismi: Demirlinin goyunları akışır
Kaynak kişi :Osman Aslan
Kimden alındığı : Mehmet Göktaş
Derleyen : Emek Örgün
Notaya alan : Fatma BAYRAM
Alıntı kaynağı : Milliyet blog
Video : Emel Örgün
Yorum Gönder