GENÇ NESLİN YOZLAŞMASININ SORUMLULARI KİMLER

Genç Neslin Yozlaşması: Toplumsal ve Kültürel Etkenler


Gençliğin Çöküşü: Kimler Bu Hikâyenin Faili?

Gençliğin Yozlaşmasında Kimlerin Payı Var?

Yazılarımızda sık sık “Gençlik nereye gidiyor?” diye yakınırız. Peki, bugün iğneyi kendimize, çuvaldızı gençlere batıralım; gençler nereye gidiyor da yetişkinler nerede duruyor, bir de ona bakalım. Ülkenin başını belaya sokan olayların, toplumu yozlaştıran, ahlak ve adaleti unutturan, görmezden gelen baş aktörler genelde gençler mi, yoksa onlara örnek olması gereken yetişkinler mi?

Sorunun cevabı aslında nerede durduğun ve nereden baktığınla ilgili. Her zaman yerinde saymış, bir yerlere varamamış kişilerin, dinamik ve değişime ayak uydurabilen Türk gençliğine (elbette hepsi değil) yönelttiği kıskançlık, anlaşmazlık ve bağnazlık yüklü “Gençlik nereye gidiyor?” cümlesi de olabilir. 

Bugün çuvaldızı gençlere değil, benim gibi orta yaşlılara ve yaşlılara batıracağım. Bu ülkede yüz binlerce öğrenci tek bir soruyu fazla yapabilmek için dirsek çürütürken, birileri sınav sorularını ve onlarla birlikte gençlerin hayallerini çaldı, geleceklerini kararttı. Bu soruları çalanlar sizce lise öğrencileri miydi?
  • Ülkeyi terörize eden 
  • Darbeler yapan
  • 15 Temmuz’u planlayanlar ergenler mi idi?
  • Kaçıncı sınıfa gidiyordu?
Örnek olmaları gerekirken milletin yüzüne baka baka yalan söyleyen siyasetçiler, sanatçı kimliğiyle her türlü ahlaksızlığı yapanlar, tıfıl ergenler mi? Din adamı sıfatıyla ekranlara çıkıp halkın milli ve manevi değerlerine hakaret edenler kundaktaki çocuklar mı? 

Ahlaklı ve adil bir aile ortamında sevgiyle büyüyen bir genç, evlendiğinde hayat arkadaşını döver mi? 
Evinde kedisi, bahçesinde köpeği olan, hayvan sevgisiyle yetişen bir genç, bırak insanlara, hayvanlara bile sevgiyle yaklaşmaz mı?

Televizyonlarda, sinemada; 7 yaş üstüne uygun olarak işaretlenmiş bir filmde belin üstüne çıkamayan yapımcılar sizce kaç doğumlu? Yetişkinler olarak biz bu ülkenin bugünü ve geleceğiyiz. Bugünü kurtaramazken, doğru dürüst örnek olamadığımız gençleri hangi hakla eleştireceğiz? Yarınları onlara nasıl emanet edeceğiz?
Kimin elinin kimin cebinde belli olmadığı, çarpık ilişkilerle dolu dizilerle reyting rekorları kıran filmleri çekenler... Onlar 15 yaşında mı? Kan damlayan, şiddet kusan senaryoları yazanlar bebek mi?

Gençlere örnek olması gereken hademe kılıklı öğretmenler


Kendileri fosur fosur sigara içerken, çocukların cebinde çakmak çıktı diye disipline gönderen; yetersiz Türkçesiyle gençlere doğru dürüst ders anlatamayıp, anlamayanlara “it sürüleri” diye hitap edebilen... Hele ki kıyafet serbestisinden sonra, bir kısmını tenzih ederim ama hademe kılıklı öğretmenler kim? Beş yaşında sabi mi bunlar? Ve bunların atamasını yapanlar bebek mi?

Kendisi haramı helal sayıp çarpık ilişkiler yaşarken, öte yandan ailenin öneminden bahsedenler herhalde yeni yetmeler değil. Yetişkinler olarak biz, ülkeyi beton yığınına çevirirken günümüz gençlerine yeşili ve doğayı nasıl sevdireceğiz? 

Orta yaşlılar ve yaşlılar olarak alttan bir sürü dersimiz varken, gençlere üst perdeden nasıl ahlak dersi vereceğiz?
Propaganda tarzında birkaç Osmanlı dizisi var, onlar da tarihi hatalarla dolu. Bir bakın, son iki yılda geçmişimizi anlatan kaç Türk filmi çekilmiş? Kitapçıların çok satanlar rafındaki kitaplardan kaçı gençlere ecdadını sevdirmek için yazılmış? 

Geçmişini unuttuğumuz bir nesle nasıl gelecekten ödev vereceğiz? Toplumun temeli aile, gençler ise bizim aynımızdır. Onları eleştirmek yerine önce kendimize bakmamız, nerede hata yaptığımızı sorgulamamız gerekiyor.

Gençlerin bu günkü durumundan sorumlu kim?

  • Gençler mi? 
  • Aileler mi 
  • Öğretmenler mi? 
  • Eğitim sistemi mi?
  • Yoksa toplum mu?
Bence sorumluyu bulmak için aynaya bakmamız yeter. “Senin yaşında Fatih İstanbul’u fethetmişti!” diyerek demagoji yapmaya da gerek yok. Fatih, 21 yaşında İstanbul’u fethetti; ancak babası II. Murat Han, hocası ise Akşemsettin idi. Peki ya biz?

Next Post Previous Post
No Comment
Add Comment
comment url