Mutluluğun resmi |
Mutluluğun resmi nasıl olur dersiniz, İnsanoğlu yaşlandıkça mutluluk kavramı da değişime uğruyor , genç yaşlardaki doyumsuz beklentiler yerini huzurlu bir yaşam isteğine bırakıyor , isterse mutluluğun resmini çizebileceği yaşlar , ömrün son baharı ..
Mutluluğun Resmi:
Altmış yaşı geçenler , yirmili yaşlarından farklı , kırklı yaşlarından değişik , elli yaşlarından ise daha oldun bakıyor insan yaşamına , daha bir kabullenici oluyor , sanki .
Artık öyle Lüks bir hayat istemiyor gönül
Basit bir kır evi mesalâ , toz toprak içinde , önünde bahçe , envai çeşit çiçek , hepsini , evden uçup gidenlerin yerine koymak için .
Artık öyle her öğüne mükellef eksiksiz bir sofrada istemiyor insanın canı .
Maksat karın doyurmak ..
Sabahları bir çorba , tarhana olursa hora geçer
Akşamları bir tost , bir çay neyine yetmez ki !
İnsan Yaşı ilerledikçe olanla yetinmeyi öğreniyor
Eskisi gibi oturdun mu sofraya , götüremiyorsun zaten !
Çok daha az yiyip, daha çok su içiyorsun .
Birde her gün alman gereken ilaçlarını unutmaz isen .
Hayata tek başlıyor
İki , üç , dört.
Sonra geriye sayım başlıyor
Tek sayıya düşme olasılığını düşünmek ise
Dehşet verici.
Her kuş yuvadan uçtukça dal değil gövde sarsılıyor .
Birde buna alışabilsen .
Ne güzel anlatmış Erkin Koray mısraların da
''Günlere bakarsın katı katı,
Üzerine çekersin perde.
Yoldan geçenler var da
Her akşam gelenler nerde?
Kara yazı yazıldı sanma
İnsanın kaderi böyle''
Birde buna alışabilsen .
Ne güzel anlatmış Erkin Koray mısraların da
''Günlere bakarsın katı katı,
Üzerine çekersin perde.
Yoldan geçenler var da
Her akşam gelenler nerde?
Kara yazı yazıldı sanma
İnsanın kaderi böyle''
El hak alışacaksın , çaresiz ..
Aslında insanın evden çıkmayı pek canı istemiyor artık
Lüzumu hariç , o da bakkal kasap işte
Ne yaparsın
Gün bir , öğün üç .
Dışarıda isen , evde uzandığın divan , mıktatıs gibi çekiyor insanı , gel , gel ..
E , dile kolay
Onca yılın beraberliği var .
Duramaz
Hemen dönersin ..
Öyle düğün dernek toplantı imiş , hiç canın istemez artık
Boğar o kalabalıklar artık .
Bir şeyin çok iyi farkına varıyor insan
Duymadığın , yâda duymak istemediğin
Ne kadar çok farklı ses varmış , güçlü günlerinde bastırdığın !
Ne kadar farklı fikir varmış .
Beynini kurt gibi kemirir , sürekli muhasebesini yaparsın .
Boğar o kalabalıklar artık .
Bir şeyin çok iyi farkına varıyor insan
Duymadığın , yâda duymak istemediğin
Ne kadar çok farklı ses varmış , güçlü günlerinde bastırdığın !
Ne kadar farklı fikir varmış .
Beynini kurt gibi kemirir , sürekli muhasebesini yaparsın .
Gerçi ,bu saatten sonra kimsenin fikrinin artık anlamı kalmaz , ne destek , nede köstek olacak imkân yoktur çünkü !
Bir metre sakal bıraksan da , eski kafasın tutucusun diye hiç çaktırmadan üzerini çizivermişlerdir , sabit kalemle ..
Ne demişler herkes aklını pazara çıkarmış
Dönmüş yine kendisi almış diye !
Artık diyorum ki
Herkesin aklı kendine .
Herkes kendi yoluna , su akar yolunu bulur diyen güzel söylemiş
Tartışma olmasın diye hiçbir şeyi uzatmanın da anlamı yok bu saatten sonra.
Dedim ya , Herkesin aklı kendine .
Sende oturur kendi aklını yazılara döker , kırkından sonra saz çalma misali uyduruktan yazar olursun 😂
Sen yaz , aklını kelimelere mısralara dök
En güzel arkadaş bu saatten sonra kağıt kalem, gerçi o da teknolojiye yenik düşüp yerini bilgisayarlara , cep telefonuna bıraktı ya , olsun , oraya yaz , hiç olmazsa kağıt gibi buruşturup atılamıyor .
Beğenen alır
Beğenmeyen almaz .
Vallahi bedava.
Basite indirgersin her şeyi
Evde bile eşya fazlalığı istemez olursun artık
Saçlarını dahi neredeyse üç numara kesmeye başlarsın .
Basit olsun , yapmasın ağırlık .
Sen yaz , aklını kelimelere mısralara dök
En güzel arkadaş bu saatten sonra kağıt kalem, gerçi o da teknolojiye yenik düşüp yerini bilgisayarlara , cep telefonuna bıraktı ya , olsun , oraya yaz , hiç olmazsa kağıt gibi buruşturup atılamıyor .
Beğenen alır
Beğenmeyen almaz .
Vallahi bedava.
Basite indirgersin her şeyi
Evde bile eşya fazlalığı istemez olursun artık
Saçlarını dahi neredeyse üç numara kesmeye başlarsın .
Basit olsun , yapmasın ağırlık .
Ha , birde o doyumsuz gerçekleşmesi olası olmayan beklentilerini kötü alışkanlıklarını, safra taşları gibi etrafa serpebiliyorsan , ah o sigara illetinden de kurtulabiliyorsan
Hem özgür , hem mutlu.
Abidin Dino'nun çizemediği mutluluğun tablosunu yaşayabilirsin .
Hem özgür , hem mutlu.
Abidin Dino'nun çizemediği mutluluğun tablosunu yaşayabilirsin .
Bazen nevrin döner,
Ne o gardırop dolusu kıyafetler.
Kızarsın kendi kendine , çıplak mı kaldın da aldın bu kadar elbiseyi diye , kimi dar gelir , kimi bol , atamasında hayatından
Ne o gardırop dolusu kıyafetler.
Kızarsın kendi kendine , çıplak mı kaldın da aldın bu kadar elbiseyi diye , kimi dar gelir , kimi bol , atamasında hayatından
Bi saatten sonra,
Sevmediklerini görmezden gelir
Beğenmediğini yemez
Hoşlanmadığını giymezsin.
Sevmediklerini görmezden gelir
Beğenmediğini yemez
Hoşlanmadığını giymezsin.
Mutlu bir aile ortamı
Bir çorba , bir hırka yeterde artar çünkü .
Belli bir yaştan sonra mutlu olmak istiyorsan eğer
Hiç umurunda olmamalı kimin ne yaptığı , ne söylediği .
Kendi hayal dünyanda , çayın sigaran ve birde kanepen.
Ne demişler
Mutlu mu olacaksın
Az insan
Az eşya ha bir de
Az yemek ha
İhtiyaçtan fazlası her şey hamallık çünkü .
Ayaklar artık eskisi gibi yürümez, ne kadar zorlarsan zorla , yaşını fısıldar kulaklarına
Gözler kulaklar ha keza .
Hiç hissetmez iken ceryanı
Ufacık esinti kasırga gibi sanki
Kar ne ki, yağmur bile dondurur artık.
Güzel tarafları yok mu ?
Var , hiç olmaz mı !
Belki de hayatının en mutlu yıllarını yaşıyor da olabilirsin .
Uyumlu bir eş , güzel çocuklar , tatlı mı tatlı birde torun varsa.
O anların kıymetini bilmeli.
Zaten ;
Artık ne gelecek korkusu , ne de geçim sıkıntısı , birde çocukların işi düzgün yuvaları huzurlu ise;
Sana da ;
Devletten aylık, Allah'tan sağlık zamanı, varsa bu ikisi , gam yok .
Ahmet Atam
Yorum Gönder