KENDİME YAZILARIM
Türkiye sosyolojisi siyaset ekonomi tarih felsefe ve genel kültür düzeyinde makaleler

Osmanlı şehzadeleri

Babası Osmanlı sultanı dedesi Bizans imparatoru olan şehzade Halil imparatoru
Bizans imparatorunun torunu Şehzade Halil
Bizans imparatorunun torunu Şehzade Halil

Bizans imparatorunun torunu şehzade Halil, Birçok tarihçiye göre Osmanlı'ların çok kısa sürede büyümesinin en önemli sebeplerinden birisi de zayıf komşuların olduğu bir coğrafyada yaşam bulmasıdır.

Babası Osmanlı sultanı kayınpederi Bizans imparatoru Şehzade Halil

 
Bu durumu avantaja çeviren Osmanlılar gerek kılıç yoluyla gerekse siyasi evlilik bağıyla birçok toprak elde etmişlerdir.

Şehzade Halil Yapılan evlilikler vasıtasıyla da komşularının iç işlerine el atabilmişlerdir.
Böyle bir siyasi evliliğin meyvesi olan Şehzade Halil’in hayatına gelmeden önce onun doğumuna gidilen sürece değinilecek, sonrasında onun maceralı yaşamı anlatılacaktır. Şehzade Halil örneğinden de anlaşılacağı üzere;

Osmanlı – Bizans ilişkileri sadece ‘din düşmanlığı’ üzerine inşa edilmemiştir
Bizans’ta İç Savaş 13.yüzyılın sonu 14.yüzyılın başında, İstanbul’da doğduğu tahmin edilen Ioannes Kantakuzenos, baba tarafından Kantakuzenoslar sülalesiyle, anne tarafından ise Paleologoslar sülalesine akrabaydı.
Ioannes 30’lu yaşlarının sonuna geldiğinde ise Paleologoslar sülalesinden III. Andronikos dedesine karşı yürüttüğü mücadeleyi kazanarak Bizans tahtına oturmuş bulunmaktaydı. Ioannes de kendisine bu yolda yardım etmiş ve yakın dost olmuşlardı.
Ioannes’in İmparator Andronikos’un nazarındaki değeri ona düşman da kazandırmıştı ki, bu durum Andronikos 1341’de ölünce su yüzüne çıktı.

Ölen Andronikos’un 9-10 yaşındaki oğlu V. Ioannes Paleologos, annesi Anna’nın naipliğinde imparator ilan edildi.
Böylece idareye Ioannes Kantakuzenos’tan hiç hazzetmeyen imparatoriçe ve çevresindekiler geldi.

Fakat tahtta bir çocuğun bulunması
Sırpları,
Bulgarları ve Osmanlıları
Bizans aleyhinde harekete geçirdi.

Bu durumda Ioannes Kantakuzenos bir ordu kurarak Trakya’ya doğru ilerledi ve her 3 tarafla da sulhu tesis etti.
Fakat o yokken İmparatoriçe Anna ve yanındakiler harekete geçerek Kantakuzenoslar’ın malikanelerini yağmalattırdılar.
Anna bir emir yayımlayarak Ioannes Kantakuzenos’un bütün yetkilerinin alındığını ilan etti.
Ancak imparatoriçenin hesaba katmadığı bir şey vardı:
Ioannes’in kendi kurduğu bir ordusu vardı.
Bu ordu vakit kaybetmeden Ioannes’i imparator ilan etti.
Artık iç savaş başlamıştı ve taraflar kendilerine müttefikler aramaya başladılar.
Ioannes birçok yere başvurduysa da bir türlü istediği neticeyi elde edemedi.
Nihayet 1345 yılında Orhan Bey’e mektup yazarak onunla görüşmek istediğini belirtti. Yapılan görüşmede taraflar anlaştığı gibi

Ioannes’in kızı Theodora ile Orhan Bey evlendiler.
Ioannes Kantakuzenos Orhan Bey’den aldığı yardım ve tertiplediği bir hile ile 3 Şubat 1347’de İstanbul’a girmeyi başardı ve idareyi eline aldı.
Ancak kin gütmeyerek idareyi kendisi yürütmesi şartıyla V. Ioannes Paleologos’u eş imparator ilan etti.
Yapılan anlaşmanın karşılığında, kısa bir süre önce Karesi Beyliği’ni ortadan kaldırmış Orhan Bey, gazilerini oğlu Süleyman komutasında Rumeli’ye geçirerek bazı yerleri aldılar.
İmparator Ioannes Kantakuzenos da bu duruma göz yumdu.


Orhan Bey’in İmparator Ioannes Kantakuzenos’un kızı Theodora ile 1346’da yaptığı bu evlilikten Şehzade Halil dünyaya gelmişti.
Halil, Orhan Bey’in oğulları arasında en küçükleri idi.
1357’de henüz 11 yaşında olan Halil, İzmit körfezinde korsanlar tarafından tutsak edilerek Eski Foça’ya götürüldü.
O sıralarda Eski Foça Bizans’a bağlıydı ve Halil’in kaçırılması büyük ihtimalle Rumeli’deki Osmanlı ilerleyişinden rahatsız olan Bizans’ın işiydi.
O tarihlerde eş imparator V. Ioannes Paleologos da büyümüş ve idarede etkin rol almaya başlamıştı.
Nitekim ihtiyar Orhan Bey oğlu Halil için kayınpederi eş imparator IV. Ioannes Kantakuzenos’a başvurdu.
Bizans yapılan akınların durdurması karşılığında Halil’i vermeyi teklif etti ve Orhan Bey bunu kabul etti.
Ioannes torununu almak üzere 1358 baharında 3 kadırga ile İstanbul’dan Foça’ya hareket ederken, Orhan Bey işi kılıç zoruyla çözmek istedi:

Müttefiki Saruhan Beyi İlyas Foça’yı kuşattı.
Ancak kuşatmadan bir sonuç alınamadı ve IV. Ioannes ise Foça’ya varmadan geri döndü. Ertesi senenin baharında Orhan Bey ile Ioannes Kantakuzenos Kız Kulesi’nde buluştular.
Bu sefer yeni şartlar altında:
30 bin Venedik altını karşılığında Halil kurtarıldı.

Önce İstanbul’a götürülen Şehzade orada dedesinin isteği üzerine, V. Ioannes Paleologos’un kızı İren ile nişanlandı ve Bizans sarayına damat da oldu.Daha sonra ise İzmit’te Osmanlılara teslim edildi.
Şehzade Halil’in 1359’a kadar esir kaldığı 2 yıl boyunca, Şehzade Süleyman’ın da ölümüyle beraber, Rumeli’ndeki Osmanlı akınları durdu.

Orhan Bey’in Yarhisar tekfurunun kızı Nilüfer Hatun’dan olma diğer oğlu Murad, tahta çıktıktan sonra Şehzade Halil’i ortadan kaldırdı.