 |
| PKK nasıl bitirilir |
PKK nasıl doğdu
Bu makale süreci ilk günden yaşayan bir sade vatandaş olarak kaleme alınmaktadır, olaylar ve süreç, doğuşu gelimi ve çözümleri itibarı ile halka nasıl yansıdığı sade bir vatandaş gözü ile aktarılacaktır.
PKK, Partiye karkara Kürdistan, Kürdistan işçi partisi adı altında 1978 yılında Diyarbakır'a bağlı Lice'nin Fis köyünde Abdullah Öcalan ve 21 arkadaşı ile Marksist ve Leninist olarak demokratik konfederalizm ( Kürtlere özerklik) amacı ile kurulmuştur.
Halk tarafından bilinen adı ile Apocular
İlk eylemleri ise yine kendileri gibi sol çizgide olan Maocu ve Güneydoğuda faaliyet gösteren Türkiye işçi ve köylü partisinedir, 1980 yılına kadar TİKP'nin bölgedeki liderleri öldürülür.
Halk tarafından bilinen adı ile Apocular
İlk eylemleri ise yine kendileri gibi sol çizgide olan Maocu ve Güneydoğuda faaliyet gösteren Türkiye işçi ve köylü partisinedir, 1980 yılına kadar TİKP'nin bölgedeki liderleri öldürülür.
1984 yılında ise Eruh ve Şemdinli baskınları ile Türkiye'de adını duyurmaya başlar
1979 Haziran ayında Öcalan Suriye'ye geçer ve Türkiye'deki örgüt mensuplarına eylem, yani terör emrini verir
30 Temmuz 1979 Hilvan-Kurt başı Köyünde yapılan bombalı eylem sonucu PKK bildirgesi okunur
Bucak aşiretine saldırarak devlet ile iş birliğinde olan Kürt aşiretlerinin ve Kürtlerin cezalandırılacağı ilan edilmiştir.
1980 ihtilalinde birçok örgüt mensubu yakalanmış ve Diyarbakır hapishanesine atılmış olup bu süreci bir eğitim sürecine çeviren PKK, asıl omurgasını buradan tahliyeler ile oluşturmuştur
1980 yılından sonra örgüt militanları topluca Suriye'nin kontrolündeki Lübnan'ın Beka vadisine geçmiş ve orada Suriye ve Bulgaristan istihbaratı desteğinde ideoloji ve terör eğitimine başlamışlardır.
1984 yılı itibarı ile tekrar sivil yönetime dönen Türkiye'de terör eylemlerine başlar PKK.
5 Temmuz 1993 yılında Baş bağlar köyü ateşe verilir ve 31 köyü kurşuna dizilir
Akabinde intihar saldırılarına başlar
Bu dönemde bağımsız bir Kürt devleti söyleminden vaz geçilerek sosyalist ilkeler adı altında otonom bir yönetim talebi dile getirilmiştir.
Dönemin kara kuvvetleri komutanı Atilla Ateşin Suriye'yi tehdit eden Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki konuşmasından sonra Suriye devleti Öcalan'ı sınır dışı eder, gittiği her ülkeden sınır dışı edilir, son durak ise Kenya'dır
16 Şubat 1999 günü Engin Alan Paşa'nın koordine ettiği bir tim tarafından Kenya'da göz altına alınarak Türkiye'ye getirilmiştir.
PKK'nın gelişmesi
1979 Haziran ayında Öcalan Suriye'ye geçer ve Türkiye'deki örgüt mensuplarına eylem, yani terör emrini verir
30 Temmuz 1979 Hilvan-Kurt başı Köyünde yapılan bombalı eylem sonucu PKK bildirgesi okunur
Bucak aşiretine saldırarak devlet ile iş birliğinde olan Kürt aşiretlerinin ve Kürtlerin cezalandırılacağı ilan edilmiştir.
1980 ihtilalinde birçok örgüt mensubu yakalanmış ve Diyarbakır hapishanesine atılmış olup bu süreci bir eğitim sürecine çeviren PKK, asıl omurgasını buradan tahliyeler ile oluşturmuştur
1980 yılından sonra örgüt militanları topluca Suriye'nin kontrolündeki Lübnan'ın Beka vadisine geçmiş ve orada Suriye ve Bulgaristan istihbaratı desteğinde ideoloji ve terör eğitimine başlamışlardır.
1984 yılı itibarı ile tekrar sivil yönetime dönen Türkiye'de terör eylemlerine başlar PKK.
5 Temmuz 1993 yılında Baş bağlar köyü ateşe verilir ve 31 köyü kurşuna dizilir
Akabinde intihar saldırılarına başlar
Bu dönemde bağımsız bir Kürt devleti söyleminden vaz geçilerek sosyalist ilkeler adı altında otonom bir yönetim talebi dile getirilmiştir.
Dönemin kara kuvvetleri komutanı Atilla Ateşin Suriye'yi tehdit eden Hatay'ın Reyhanlı ilçesindeki konuşmasından sonra Suriye devleti Öcalan'ı sınır dışı eder, gittiği her ülkeden sınır dışı edilir, son durak ise Kenya'dır
16 Şubat 1999 günü Engin Alan Paşa'nın koordine ettiği bir tim tarafından Kenya'da göz altına alınarak Türkiye'ye getirilmiştir.
Siyasallaşan PKK
PKK olayı artık siyasallaşmıştır2009 ile 2015 yılları çözüm süreci yıllarıdır
Örgüt yetkilileri silahlı mücadeleden vazgeçtiklerini, siyasi bir hareket olarak devam edeceklerini belirterek bir deklarasyon yayınlarlar, görüşmeler büyük gizlilik içerisinde Oslo'da yapılır.
İki polisin PKK tarından infaz edilmesi ve Hadep milletvekili Hasip Kaplan'ın, yok öyle kadın boşar gibi ayrılmak, güneydoğu bizim, diğer yerlerde de ortağız cinsi söylemler sonucu açılım süreci sona erer.
Türkiye Cumhuriyeti bugün Irak'ın kuzeyinde PKK ile, Suriye'nin kuzeyinde ise yine PKK uzantısı PYD ile mücadele etmektedir.
PKK odaklı sorun nasıl çözülür
PKK sorunun çözümü için birkaç alternatif vardır
- Ver Kurtul
- Vur kurtul
PKK'nın talebi Türk devleti içerisinde özerk bir toprak parçası elde etmektir, özerklik talepleri, bugün için bağımsızlığa yetmeyeceği içidir, Türk kaynaklarını kullanarak zaman içerisinde İran, Irak ve Suriye'yi içine katan bir büyük Kürdistan hayalidir, bu nedenle bölgesel bir otonom ya da özerklik verilmesi Türkiye'nin bugünden parçalanması anlamı taşır.
Vur kurtul.
Tüm teröristlerin silahlı güçler vasıtası ile imha edilmesi
İnsanlar ölür, lakin fikirler ve ideolojiler ölmez, tüm örgüt yöneticilerini hatta sempatizanları hapishanelere atsanız PKK'yı yok edemezsiniz, Diyarbakır hapishanesi örneğinde olduğu gibi, bu tür ideolojiler oralarda daha da güçlenerek çıkarlar, tek tek ya da topluca infaz etmeniz, Sri Lanka devletinin Tamil kaplanlarına yaptığı gibi.
Bu da mümkün değildir hem dünya müsaade etmez hem de insani ve ahlaki tarafı yoktur.
PKK sorununun hiç mi çözümü yoktur
Önce bir tespiti yapmak gerekir, sorun PKK sorunu mudur, Kürt sorunu mu?
Sorun PKK sorunu diyorsanız Sri Lanka devleti gibi davranacaksınız.
Yok sorun Kürt sorunu diyorsanız bu sorunun çözümü demokratikleşmekten geçer.
Elitist bir merkezi yönetimin altında ( Türkiye Türklerindir)
Kendi valisini emniyet müdürünü hatta müftüsünü seçebilen, merkezi hükümetim müfredatında tüm illerde dilenirse özelleştirilmiş bir eğitim sistemi uygulanabilen 81 eyalet.
Azdan az gider çokta çok mantığı ile çözüm bulmak imkansızdır
40 yıldır Türkiye terör ile mücadele etmektedir
Bugün yapılan pençe kılıç gibi operasyonlar PKK'yı cezalandırıcı bir hareketten öteye geçemez, kalıcı bir çözüm bulunamadığı sürece Türkiye hem siyasi hem de ekonomik olarak kan kaybetmeye devam edecektir.
Ahmet Atam
إرسال تعليق