Türk ekonomisinin temel sorunları
Ekonominin temel sorunlarını birkaç başlık alında toplamak mümkündür, en başta güven, ardından yolsuzluklar, siyasi rant için dağıtılan sübvansiyonlar, üretim eksikliği yanlış enerji politikaları ve tarım ve hayvancılığın saldım çayıra Mevla'm kayıra hali.
Ekonomide güven ve ticari ahlak sorunu
İmkân bulan hiç kimse ülkede yatırım yapmayı bırak, ülkede para tutmak bile istemiyor, çünkü kazançların menşei karanlık, birçoğu vergisi ödenmemiş kazançlar, yarın başına bir şey gelir korkusu ile parayı ve yatırımı yurt dışına kaçırıyorlar.
Bugün iktidardakiler bile parasını başka ülkelerde tutuyor, Amerika ve İngiltere'de gayrimenkuller alıyorsa hem ekonomide hem de siyasette sıkıntı gerçekten büyüktür.
Yolsuzlukların ekonomiye etkisi
Öncelikle yüksek vergilerden dolayı kayıt dışılıktır. o nedenle ülkenin ekonomik ayarı bozuktur, ekonominin sağlıklı bir envanteri çıkarılamaz, uzun vadeli ileriye dönük hiç bir hesap kitap süresinde tutmaz ya çok fazladır ya çok eksik, politikacılar ise çok iyi bilip ses çıkarmadıkları, bu özelliği kendi çıkar özellerinde avantaja çevirirken, (bir anlamda kayıt dışı olan ticari kuruluşları maliye baskısı ile kontrol ederken) iyi niyetli ekonomistler, devleti, yandaşı, muhalifi, habire gelecek ile ilgili kafa yorar, tahminlerde, kehanetlerde bulunur.
- Her ne kadar zengin bir ülke olursan ol.
- Her ne kadar üretken olursan ol.
- Yolsuzluğun önüne geçemiyorsan bir adım ilerleyemezsin.
- Zerre kadar gelişemezsin.
Bu anlamda Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda gündemi Sıtkı Ayan, Reza zarraf, Sezgin Baran Korkmaz olacaktır.
Tablo TÜİK'in yıllara göre yaptığı sosyal yardımları göstermektedir, her yıl azalacağına artan bir sosyal koruma ve yardım grafiği,
Türkiye ekonomisinin üretime değil, yabancı fon akışlarına bağımlı ve ranta dayalı olmasıdır, bu nedenle düzenli olarak krizlere girer ve hep yerinde sayar.
Ekonomide liyakate değil sadakate göre makam
Torpil olmadan iş bulmak neredeyse mümkün değildir artık, referans ise İmam hatip çıkışlı olmak, insan kaynağını verimsiz kullanmaktadır, Alabildiğine hoyrat olabildiğince verimsizlik içerisindedir, temel sebeplerden biriside budur ve bunun üstesinden gelmek zordur, çok zordur, çünkü siyasi güç odakları buna dün de izin vermiyorlardı, yarında vermeyecekler.
Sübvansiyonların sosyal yardımların ekonomiye etkisi
Bu tablo yeniden gözden geçirilmelidir.
Türkiye devleti çalışma gücü olmayanlara sosyal devlet olması sebebi ile destek olmak zorundadır, bu yadsınamaz
Lakin 40 çeşit sosyal yardım elektrik, su, doğalda, vs., hazineden karşılanması demek, bu harcamaları diğer vergi mükelleflerin ödeyeceği anlamı taşır
Yardımlar, iktidarın ulufesi yerine, yardım yapılanların gelirlerin arttırılmasına yönlendirilmelidir
Yeterli üretimin olmadığı ülkelerde ekonomi kırılgandır
Misal, yeterli et üretemiyor, ithalat bağımlısınız, sizin içerdeki et fiyatlarınızı, ithalat yaptığının ülke ve döviz kurunuz belirliyor demektir.
Bu sadece et olarak verilmiş bir örnek olup her kalem mala uygulayabilirsiniz
Hükümetlerin can havli ile döviz kurlarını bastırmaya çalışmalarının temel sebebi de budur, üretimsizliktir
Rant ekonomisi terk edilmelidir
Türkiye ekonomisinin üretime değil, yabancı fon akışlarına bağımlı ve ranta dayalı olmasıdır, bu nedenle düzenli olarak krizlere girer ve hep yerinde sayar.
Belediyeler asli görevi olan konut alanı açma görevini yapmadığı için, biraz para bulan arsa stoğu yapar
Biraz para kazanan kazancını dükkân ve daire alarak ya da altın ve dolar tutarak rant getirisine dönüştürür, menkul ve gayri menkullerin rant ekonomisinin dışına çıkartılarak, üretim ve istihdama katkısın sağlanması gerekir, son on yılda gayri menkul ya yabancılara ya da zenginlere satılır olmuştur, zenginler aldığı gayri menkullerin turşusunu kuracak değil ya.
Onlarda bu gayri menkulleri asgari ücretle geçinmek zorunda olanlara kiraya vermektedir
Alt gelir guruplarının barınma ihtiyacı asgari ücret göz önüne alınarak çözülmelidir
Yalan ve talan ekonomisi terk edilmeli
Büyüme şu şekilde hesaplanır
''GSYİH = Tüketim + Yatırım + Devlet Harcamaları + Net İhracat (İhracat- İthalat)''
Her yıl büyümektedir Türkiye
Peki burada soru şudur
Ben büyümeden niye bana düşen kısmını alamıyorum, benim gelirim satın alma olarak neden düşüyor.
Cevabı gayet basittirBu büyüme hormonsal ve yapay büyümedir, ana kaynağı ise, devlet yatırımlarıdır, devletin taşa toprağa ve betona yatırımıdır.
Üç liralık işin yandaşa beş liraya verilerek belli kesimlere kaynak aktarılması vardır
Vatandaşın gelirine pek bir katkısı olmaz
SONUÇ
Serbest piyasa ekonomisi ya da kapitalizm doğası gereği kriz üretir.
- İstikrarsızlık üretir
- Eşitsizlik üretir.
- Bu da yapısaldır.
Çünkü sistem, kriz üretirse ayakta kalabilmektedir.
Çıkardığı, kışkırttığı savaşlar da buna dahildir.
Bu sebeple kapitalizmin yarattığı sorunlar, yalnızca para ve maliye politikalarıyla çözülemez, Çok daha kapsamlı ve köktenci çözümler gerekir
Çünkü asıl sorun vahşi kapitalizmin ta kendisindedir
Yorum Gönder