-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

ARAF SURESİ HZ NUH VE HZ MUSA KISSASI

Araf suresi kur'anı Kesim kıssaları
Araf suresi Kur'an'ı Kesim kıssaları

Araf suresi bize neyi anlatır? Araf suresi Kur'an'ı Kesim kıssaları, Araf suresi, Kur'an'ın yedinci suresidir. Bu surede, Allah'ın insanlara gönderdiği peygamberler ve onların kavimleri arasındaki mücadeleler anlatılır. Ayrıca, ahirette cennet ve cehennem arasında kalanlar olan Araf ehli hakkında da bilgiler verilir.

ARAF SURESİ

Araf suresinin ana teması, insanların iman ve küfür konusunda yaptıkları tercihlerin sonuçlarıdır. Bu surede, peygamberlerin tebliğine karşı çıkan kavimlerin nasıl helak edildikleri ve peygamberlere inananların nasıl kurtuluşa erdikleri anlatılır. Bu anlatımlar, insanlara birer ibret ve uyarı olarak sunulur. Araf suresinde, 

  • Nuh (a.s), 
  • Hud (a.s), 
  • Salih (a.s), 
  • Lut (a.s), 
  • Şuayb (a.s) ve 
  • Musa (a.s) 

Peygamberlerin kıssaları yer alır. Bu peygamberlerin kavimleri, Allah'ın emirlerine karşı geldikleri ve peygamberlerini yalanladıkları için azaba uğramışlardır. Bu azaplar, tufan, rüzgar, deprem, ateş yağmuru ve yılan gibi çeşitli şekillerde olmuştur.

Araf suresinde ayrıca, Araf ehli hakkında da bilgiler verilir. Araf ehli, ahirette cennet ve cehennem arasında kalanlar olarak tanımlanır. Bunlar, iyilik ve kötülük bakımından denk olan veya küçük bir farkla cennete girmeye hak kazanan kişilerdir. Araf ehli, hem cennetlikleri hem de cehennemlikleri görürler ve onlarla konuşurlar. Cennetliklere duydukları özlem ve cehennemliklere duydukları korku arasında sıkışıp kalırlar. Araf ehli, Allah'ın rahmetini umarak dua ederler ve sonunda cennete girmeye layık görülürler.

Araf suresi bize, Allah'ın peygamberlerine inanmanın ve onlara itaat etmenin önemini vurgular. Aynı zamanda, ahiretteki hesap gününü hatırlatır ve insanları hayatlarını iyi değerlendirmeye çağırır. Bu suredeki kıssalar ve öğütler, insanların imanını güçlendirmeye ve onları doğru yola yönlendirmeye yardımcı olur.

Araf suresi Nuh peygamber ile ilgili önemli bir bölüm içerir. Bu bölümde, Nuh peygamberin kavmine gönderilişi, onlara tebliğ ettiği mesaj, kavminin inkar ve isyanı, Nuh peygamberin Allah'tan yardım istemesi, Nuh tufanı ve gemiye binen müminlerin kurtuluşu anlatılır.

Nuh peygamber

İnsanlık tarihinin ilk peygamberidir. Allah, onu şirk ve küfür içinde yaşayan kavmine hidayet getirmesi için göndermiştir. Nuh peygamber, kavmine Allah'ın birliğini, ahireti, hesabı ve cezayı bildirmiş, onları azgınlık ve zulümden sakındırmıştır. Ancak kavmi, onun sözlerine kulak asmayıp alay etmiş, atalarının dininden ayrılmayı reddetmiş, putlara tapmaya devam etmişlerdir.

Nuh peygamber, kavmini 950 yıl boyunca sabırla davet etmiştir. Ancak onlardan çok azı iman etmiş, çoğu inkarcılıkta ısrar etmiştir. Nihayet Nuh peygamber, Allah'tan kavminin helak edilmesini istemiştir. Allah da ona bir gemi yapmasını ve gemiye inananlarla birlikte hayvanlardan birer çift almasını emretmiştir. Nuh peygamber, Allah'ın emriyle gemiyi yapmış ve tamamladığında da Allah'ın izniyle gemiye binmiştir.

Allah, gökten şiddetli bir yağmur indirmiş ve yerden kaynaklar fışkırmıştır. Böylece su yükselmiş ve yeryüzünü kaplamıştır. Bu sırada inkarcılar pişmanlık duymuş ve gemiye binmek istemişlerdir. Ancak Nuh peygamber onlara kapıyı açmamış ve onların artık iman etmelerinin fayda vermeyeceğini söylemiştir. Oğlu da inkarcılardan olmuş ve dağa sığınacağını zannetmiştir. Ancak su onu da boğmuştur.

Su çekildikten sonra gemi Cudi dağına oturmuştur. Allah, Nuh peygamberi ve gemidekileri selametle çıkarmış ve onları dünyaya yayılacak yeni bir neslin atası kılmıştır. Ayrıca Nuh peygamberin duasını kabul ederek inkarcılara lanet etmiş ve onları yok etmiştir.

Araf suresi Nuh peygamberin hikayesini bize öğretirken aynı zamanda bizlere de bazı dersler verir. Bu derslerden bazıları şunlardır:

- Allah'ın birliğine iman etmek ve O'na kulluk etmek en büyük nimettir.

- Peygamberlere inanmak ve onların getirdiklerine uymak kurtuluşun yoludur.

- Ataların dinini taklit etmek akıl ve hidayete aykırıdır.

- Putlara tapmak büyük bir cehalet ve zulümdür.

- Allah'ın azabından kaçmak için iman etmek gerekir.

- Allah sabredenleri ve güvenenleri mükafatlandırır.

- Allah zalimleri ve inkarcıları cezalandırır.

Araf Suresi Hz Musa

Araf Suresi, Kur'an'ın yedinci suresidir. Mekke'de indirildiğine inanılan sure, 206 ayetten oluşur. Surede, Hz. Musa'nın hayatı ve peygamberliği ile ilgili birçok ayet vardır. Bu ayetler, Hz. Musa'nın Allah'ın elçisi olarak Firavun'a ve İsrailoğulları'na gönderilmesi, mucizeler göstermesi, Tur Dağı'nda Allah ile konuşması, Tevrat'ı alması, kavminin buzağıya tapması ve tövbe etmesi gibi olayları anlatır.

Hz. Musa, Allah'ın seçkin peygamberlerinden biridir. Kur'an'da adı 136 defa geçer ve en çok bahsedilen peygamberdir. Allah ona konuşma, asa ve el mucizeleri vermiştir. Ayrıca ona Tevrat'ı indirmiş ve kendisiyle doğrudan konuşmuştur.

Araf Suresi'nin 143. ayeti, Hz. Musa'nın Tur Dağı'nda Allah ile buluştuğu ve O'nu görmek istediği anı anlatır. Ayet şöyledir:

Ne zaman ki, Musa, mikatımıza geldi, Rabbi ona kelâmıyla ihsanda bulundu. "Ey Rabbim, göster bana kendini de bakayım sana." (Allah:) "Sen beni asla göremezsin; fakat şu dağa bak; eğer o yerinde durabilirse sen de beni görebilirsin" dedi. Rabbi dağa tecelli ettiği zaman onu parça parça savurdu; Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki: "Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim; sana tövbe ettim; ben inananların ilkiyim." (Araf, 143)

Bu ayetin tefsirinde şu noktalar önemlidir:

- Hz. Musa, Allah'ın kendisine belirlediği vakitte Tur Dağı'na gitti ve orada kırk gün oruç tuttu. Bu süre zarfında Allah onunla vasıtasız vahiy yoluyla konuştu ve ona Tevrat'ı verdi.

- Hz. Musa, Allah'ın kendisiyle konuşmasından dolayı büyük bir sevinç ve heyecan duydu. Bu sebeple O'nu görmek istediğini dile getirdi. Bu isteği, O'nun büyük bir aşk ve muhabbetle bağlı olduğunu gösterir.

- Allah ise Hz. Musa'ya, O'nu dünyada görmesinin mümkün olmadığını bildirdi. Çünkü Allah cisim değildir ve hiçbir yere sığmaz. O'nun zatını hiçbir şey kuşatamaz ve hiçbir şey O'na benzemez.

- Allah, Hz. Musa'nın isteğini reddetmekle birlikte, onu kırmamak için bir delil gösterdi. Şu dağa bakmasını ve eğer o yerinde durabilirse kendisini de görebileceğini söyledi.

- Allah, dağa tecelli ettiği zaman dağ dayanamadı ve paramparça oldu. Hz. Musa da bu büyük kudret karşısında baygın düştü.

- Hz. Musa, kendine geldiğinde Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih etti ve O'na tövbe etti. Bu da onun tevazu ve itaatini gösterir.

- Hz. Musa, ayrıca inananların ilki olduğunu söyledi. Bu da onun imanının kuvvetini ve öncülüğünü ifade eder.


Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun