Züğürt tesellisi |
Züğürt tesellisi ne anlama gelir?
Bu deyim, züğürt kelimesinin fakirlik ve sefalet anlamına gelmesinden kaynaklanır.
Züğürt tesellisi yapan kişi, büyük bir kayıp yaşadığı halde, küçük şeylerle avunmaya çalışır.
Bu durum hem komik hem de acıklıdır.
Züğürt tesellisi yapmak, bazen insanın kendini iyi hissetmesini sağlayabilir ama bazen de gerçekleri görmesini engelleyebilir.
Züğürt tesellisi, bir kişinin yoksulluğunu veya başarısızlığını kabullenip kendini avutmasıdır da aynı zamanda. Örneğin, ben zaten arabaya binmeyi sevmem, yürümek daha sağlıklı" diyen biri züğürt tesellisi yapıyor demektir.
Birde Züğürt tesellisi ile mutlu olan cehaleti dip yapmış dangalaklar vardır ki, ülkenin de kaderi ile oynarlar, adam on km ötede kaplıcaya senede bir kez gidemez, hayatında hiç görmediği göremeyeceği viyadükler ile öğünür.
Dangalak züğürtler:
Kasabın önünden geçemeyen, midesi sadaka kültürü, beyni siyasi propagandaya teslim olmuş adam, aya otoyol yapacak yapacağız diyen siyasilerin yalanları ile şehir meydanlarındaki boş bulabildiği banklara oturarak, lüks Restoranlarda yemek yiyenlerin çokluğu, hayatında bir hacı Murat'a bile sahip olamadığı halde, fakir bırakılmayı bir nimet olarak görüp, ahiretteki hurileri düşleyerek, caddelerdeki otomobillerin fazlalığı ile öğünür durur.
Seksen milyon insanın kaderi ile oynayanlarda bu dangalaklardır zaten, züğürt tesellisi günümüz insanı için tamda budur işte.
Bir züğürt tesellisi şiiri:
Yok muymuş araba, ev demişler ona
Demiş, olmasa ne kaybederim ki daha?
Kime sorsa böyle bir teselli
Söyleyin hele züğürtlüğü çok mu belli?
Buzdolabı boş, karnı gurulduyor
O da yok ama, sebze, daha sağlıklı diyor
İnadı inat, ama hep var içinde bir sızı
Züğürt tesellisi denilen, bu mu oluyor?
Cebinde beş kuruş yok, para bitmiş
Para değil, mutluluk esas imiş.
Ama aç karnına gülmek zor oluyor
Züğürt tesellisi denilen bu oluyor?
Kısacası arkadaşlar, durum böyle,
Züğürt tesellisiyle avutuluyorlar, şöyle,
Belki bir gün değişir der bu kader,
Züğürdün dangalağı da muradına erer.
Züğürt tesellisi denilen, bu mu oluyor?
Cebinde beş kuruş yok, para bitmiş
Para değil, mutluluk esas imiş.
Ama aç karnına gülmek zor oluyor
Züğürt tesellisi denilen bu oluyor?
Kısacası arkadaşlar, durum böyle,
Züğürt tesellisiyle avutuluyorlar, şöyle,
Belki bir gün değişir der bu kader,
Züğürdün dangalağı da muradına erer.
Buzdolabı boş, karnı gurulduyor,
Yarın belki alışverişe giderim diyor..
Cebinde beş kuruş yok, cebini yoklar,
İstemem zenginlik fakire cennet var
Eski kıyafetlerle dolaşırken sokakta,
Moda mı, geçin, giydiği yakışanda?
Ayakkabıları delinmiş, topukları aşınmış,
Düz topuk sağlığa zararlıymış.
Bir gün bir melek gelir, sorar halini,
Neden bu kadar mutlusun? der hayretle.
Adam gülümser, der ki, "Züğürt tesellisiyle!"
Melek şaşırır, sallar başını hayretle.
Yarın belki alışverişe giderim diyor..
Cebinde beş kuruş yok, cebini yoklar,
İstemem zenginlik fakire cennet var
Eski kıyafetlerle dolaşırken sokakta,
Moda mı, geçin, giydiği yakışanda?
Ayakkabıları delinmiş, topukları aşınmış,
Düz topuk sağlığa zararlıymış.
Bir gün bir melek gelir, sorar halini,
Neden bu kadar mutlusun? der hayretle.
Adam gülümser, der ki, "Züğürt tesellisiyle!"
Melek şaşırır, sallar başını hayretle.
Bir şiirde züğürdün ağzından yazalım
Yok muymuş araba, ev demişler bana,
Ama olsun, demişim, var ya şu bana!
Bir tane eşek , küçücük bir sıpa,
Bir de atım var, demişim, ne gerek araba!
Yok muymuş altın, gümüş demişler bana,
Ama olsun, demişim, var ya şu bana!
Bir tane tavuk var, yumurtlar sabaha,
Yanında koca bir somun ne isterim daha.
Yok muymuş pasta, börek demişler bana,
Ama olsun, demişim, var ya şu bana!
Bir tane soğan var, kokusu burnuma,
Şef aşçıyım, demişim, ne gerek var tatlıya.!
Yok muymuş deniz, kum demişler bana,
Ama olsun, demişim, var ya şu bana!
Bir tane leğen var, içinde biraz su,
Deniz kenarındayım, demişim, ne gerek plaja.
Yok muymuş aşk, sevgi demişler bana,
Ama olsun, demişim, var ya şu bana!
Bir tane ayna var, bakarım yüzüme,
Ben zaten kendime aşığım, demişim, sana ne.!
Yok muymuş araba, ev demişler, nasip,
Züğürt tesellisi işte, ne garip!
Kırağı vurmuş saçlara, titrer diz,
Olur ya bir gün der, zengin de oluruz biz.
Açlıktan nefesleri kokuyor torun tombalak,
İnadından vaz geçmez züğürt dangalak.
Ahmet ATAM
Yorum Gönder