Duydugun kadar anlar anladığın kadar görürsün
Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olmak: Türkiye'nin Düşünce Trafiği
Bir toplum düşünün ki okumadan, araştırmadan her konuda fikir beyan edebiliyor. Medyanın trolleri, tarikatların kanaat önderleri ve kulaktan dolma bilgiler ile inşa edilen bu zihin dünyasında, gerçekleri anlatmaya çalışanlar ise sadece rüzgâra konuşuyor.
🏗 Cehalet Otoyolu ve Düşünce Trafiği
Türkiye’de entelektüel gelişimin en büyük çukuru: bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak. Bir otoyol düşünelim, üzerindeki tabelalar tamamen yanlış yönlendirme içeriyor:
"Düşünme! Biz Senin Yerine Düşündük!" – Medya trolleri, yandaş kanallar 🚙 "Hakikat Şeyhimizin Tebliğinde Saklıdır!" – Tarikatlar, cemaatler 🚜 "Bilgiyi ''Şüpheyle Karşıla, Dediklerimize Sığın!" – Kulaktan dolma hurafeler
Sonuç? Freni patlamış bir zihin trafiği, her şeye körü körüne inanan sürücüler ve yanlış yollara sapmış bir toplum.
🧠 Beyinler Arası Bağlantı Kopmuş!
Ne ironik değil mi? Asırlar öncesinden Mevlana Hazretleri sanki bugünü görmüş de demiş ki: "Uğraşma boşuna, seni ancak gördükleri ve duydukları kadar anlayacaklar, gördükleri de ancak kendi anladıkları kadarı olacak." 📜 Sanki zaman makinesiyle gelip Türk halkının bir bölümünün bilgiyle imtihanını izlemiş bilge kişi!
Peki, çözüm nedir? Kitap okumak mı? Hayır, zira kitap okumak yerine Twitter’daki “anonim hesaplara” daha çok güveniyoruz. Akademik kaynaklara mı bakmalıyız? Yok canım, çünkü WhatsApp gruplarımızda "kesin bilgi yayalım" formatında gelen mesajlar bize yetiyor! 🙃
🏆 Çıkış Yolu Var mı?
Belki de çözüm, bilgiye aç olanların daha çok ses çıkarmasıdır. Hâlâ okuyan, araştıran, sorgulayan bir azınlık varsa, belki otoyolda yeni tabelalar asabiliriz:
- 📚 "Gerçekler Acıdır Ama İyileştirir!"
- 🔍 "Okumadan Konuşanlara Fren Yapın!"
- 🌍 "Düşünmeden Paylaşmayın!"
Unutmayalım, bilginin kaynağı kulaktan dolma sözler değil, araştırmanın ve sorgulamanın kendisidir. Kendi gözlerimizle görmek ve kendi kulaklarımızla işitmek için artık harekete geçme zamanı.
"Evet, insanlar ancak görmek istedikleri kadarını görecek, duydukları kadarını anlayacak. Ama bu, anlatmayı bırakmamız gerektiği anlamına gelmez. Belki bir kişi, bir kelimenin yankısıyla uyanır; belki bir bakış, perdeleri aralar. Hakikat, su gibi akmaya devam etmeli Nehir kendine bir yol bulur, taşların arasından sızar ve sonunda denize ulaşır."
Gerçeği anlatmak belki rüzgâra konuşmak gibidir, ama rüzgâr da bir yerlere taşır sözleri. Kim bilir, belki bir tohum düşer ve bir gün filizlenir. 🌱✨
Unutmadan ekleyeyim, bu yazdıklarım sadece ironik bir gözlem olup, amacı kimseyi aşağılamak değildir. Ancak bazen gerçekleri anlatmak için ironinin keskin diline ihtiyaç duyulur, değil mi? 😉
Kulaktan dolma sözle büyür zihinler,