-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

ZAMAN NEDİR ZAMAN HER ŞEYİN KATİLİ MİDİR

zaman her şeyin katili

Zaman: Suçsuz Yere Katil İlan Edilen Masum Bir Tanık


Her şeyi öldürdüğü söylenir zamanın. Onu bir cellat, bir cani, evrenin gizli düşmanı olarak resmederiz. 
Ama belki de bu metafor, insanlığın en büyük ironisidir: 
Zamanı suçlu ilan ederek, aslında kendi kaçınılmaz çürüyüşümüzün sorumluluğunu ona yüklüyoruz. 
Peki ya zaman gerçekten masumsa? 
Belki de o, sadece sahne arkasında duran bir figüran, bizse kendi trajedimizin senaristleri…

Zaman Gerçekten Katil mi? İnsanlığın En Büyük İronisiyle Yüzleşmek


Zamanın bıçaklarıyla parçalandığımızı iddia ederiz: Aynalarda çöken yüzler, unutulan aşklar, paslanan bisikletler... 
Oysa zamanın elleri yok. 
Bir çiçeği solduran, onun suyunu vermeyi unutan biziz. 
Bir ilişkiyi bitiren, "vakit yok" diye bahaneler sıralayan biziz. 
Zaman, sadece bir akış; suçu ona atmak, kendi ihmalkârlığımızı bir saate emanet etmek kadar absürt. 
Belki de gerçek katil, bizim "erteleme" denen huyumuzdur.

Zamanın Savunması: "Ben Sadece İzliyordum!


Diyelim ki zaman bir katil. Peki niye? 
Ne kazanacak? 
Cinayet silahı ne? 
Bir kum saati mi? 
Bir takvim yaprağı mı? 
Mantıksız. Mahkemeye çıkarılsa, savcıların elinde kanıt diye sallayacağı tek şey, insanlığın kendi yarattığı "aciliyet" hissi olurdu. 
Zaman aslında bir tanık: Doğumları, ölümleri, insanın kendi kendine yaptığı hataları sessizce izleyen bir sokak lambası. 
Suç ortağı değil, sadece olan biteni kaydeden bir noter.

İroninin Doruğu: Zamanı Öldürmeye Çalışıyoruz


İnsanlık olarak zamanı katletmekle suçluyoruz, ama asıl biz onu öldürmeye çalışıyoruz. 
Onu hızlandırmak için teknoloji icat ediyor, "an"ları yakalayayım derken ömürleri tüketiyoruz. Zamanı dondurmak için kriyojenik tüplere yatırıyor, sonsuzluk vaat eden kremler sürüyoruz. Oysa zaman, biz öldükten sonra da akmaya devam edecek. 
Belki de asıl ironi şu: 
Zamanın katili olmaya çalışan biziz, ama o bizi mezara taşıyan nehir olarak kalacak.

Zamanla Dalga Geçmek: Bir Truva Atı


Zamanın öldürdüğünü söylemek, bir balığı suda boğulmakla suçlamak gibi. O, sadece var. Biz ise onu düşmanlaştırıp, kaybettiğimiz her şeyin arkasına "zamanın eseri" yazıyoruz. 
Belki de bu metafor, insanın kendi kırılganlığıyla alay etme biçimi. 
Zamanı günah keçisi yaparak, geçmişin pişmanlıklarını ve geleceğin belirsizliğini hafifletmeye çalışıyoruz. 
Oysa zaman, Truva Atı gibi: İçinde bizim koyduğumuz şeyleri taşıyor.

Sonuç: Zamanın Katil Değil, Müdavim Olduğunu Kabul Etmek


Belki de zaman, bir katilden çok, bir morg çalışanı. Cesetleri taşır, kayıtları tutar, ama ölümün sebebi o değildir. 
İnsanlık olarak trajedimiz, onu suçlayacak birini aramak. 
Oysa ironi şurada: 
Zamanı suçlayan biz, aynı zamanda onun en aç gözlü tüketicisiyiz. "Vakit nakittir" diyerek onu harcıyor, sonra da kaybettiğimiz her saniye için yas tutuyoruz.

Belki de şapkamızı önümüze koyup itiraf etmeliyiz: Zaman her şeyin katili değil, sadece her şeyin tanığı. Ve belki de gerçek katil, ona bu kadar güç atfeden biziz.

ZAMANIN SAVUNMASI ŞİİRİ  


Bir gölgeyi suçluyoruz,
Elleri yok,  
Avuçlarında çürüyen üzümler *bizim*.  
Saatsiz kuleler dikiyoruz  
Ve diyoruz ki:  
***"ihanetin rengi kum saatidir!"***  

Zaman.  
Parmak izi bırakmayan bir masum.  
Aynaları yaşlandıran değil,  
*aynalara bakmayı unutan* bir sırdaş.  
Çiçekler onun yüzünden soldu dersen,  
Bil ki toprak, 
***susuzluğu bile inkâr eden bir tanık.***  

Zaman,  
Geceyi kemiren yıldızların sırtına  
Kırılmış takvim yaprakları yapıştırır.  
Ölüleri sayar, doğanları yazar,  
***bir kör göz gibi bakar*** 

Zamanın katliam diye bildiği;  
Buzdolabında beklettiğimiz şaraplar,  
Tekerlekleri paslanan çocukluk,  
Ve *"yarın yaparım"* dediğimiz  
Her "yarın"ın çürüyen cesedi.  

Oysa o,  
***sadece bir nehir*** 
İçine attığımız çakıl taşlarını  
Dişleriyle öğüten değil,  
*Taşlara isim veren..   

Diyoruz ki: ***"zaman acımasız!"***  
Ama biz, 
Dakikaları bıçaklayıp cebimize koyan,  
Güneşi hızlandırmak için  
Atomları parçalayan,  
Ve geceyi  
*Uykusuzluk haplarıyla donduran* canileriz.  
Zamanı öldürmek için  
Kendi takvimlerimizi yaktık;  
***dumanı, bugünün gözyaşı.***  

Belki de zaman.  
İçi boş bir piyanonun  
*çalınmamış notasında* uyuyor.  
Bizse —  
***anahtarı yuttuğumuz için***  
Kapıyı tekmeleyen hırsızlar.  
Ve ironi:  
Zaman değil,  
*Kendi sesimiz*  
kulaklarımızda intihar ediyor.  

Son söz:  
Zaman cellat değil,  
***bir çocuğun bisikletiyle düşüşü*** —  
Yara izi değil,  
*Yere çizdiği yıldız. *  
Ve biz,  
Kanayan dizlerimizi  
*Onun sırtına yükleyip*  
***"katil sensin!"*** diye haykırıyoruz —  
 
Şiir:Ahmet ATAM
Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun
Raushan DesignMafiaXDesignThemeXDesignBacklinks DelightsDelights Backlinks