-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Sosyalizm ve İslam: Uyum mu Çatışma mı

Sosyalizm ve İslam

Sosyalizm ve İslam, Sosyalizm, İslam ülkelerinde neden bir taban bulmaz, neden İslam ülkeleri sosyalizme geçemez, Halk mı talep etmez, kapitalist güç odakları mı engel olur?

Sosyalizm ve İslam: Birbirine Zıt mı, Yoksa Uyumlu mu?

Bu soru, son yıllarda birçok akademik ve siyasi tartışmanın konusu olmuştur.
Sosyalizm, eşitlik, adalet ve dayanışma gibi değerleri savunan bir ideoloji ve ekonomik sistemdir.
İslam ise, Allah'ın vahyettiği son din ve hayat nizamıdır.
İslam ve sosyalizm arasında bir uyum veya çatışma var mıdır?
Bu sorunun cevabı hem İslam'ın hem de sosyalizmin doğru anlaşılmasına bağlıdır.
Sosyalizmin tarihsel kökenleri, 19. Yüzyılda Avrupa'da ortaya çıkan sanayi devrimi, kapitalizm ve emperyalizmdir.
Bu süreçte, işçi sınıfı sömürülmüş, yoksulluk ve sefalet artmış, uluslararası rekabet ve savaşlar kızışmıştır.
Sosyalistler, bu duruma karşı çıkarak, işçi sınıfının örgütlenmesini, üretim araçlarının kamulaştırılmasını, sınıfsız ve sömürüsüz bir toplum kurulmasını savunmuşlardır.
Ancak sosyalist hareketler, farklı akımlara bölünmüş, bazıları reformist, bazıları devrimci, bazıları da totaliter yöntemlere başvurmuşlardır.
Sosyalist deneyimlerin çoğu, demokrasiyi ihlal eden, insan haklarını yok sayan, ekonomik verimliliği düşüren ve çevreyi tahrip eden uygulamalarla sonuçlanmıştır.
  • İslam ise, insanlığın yaratılış amacını, Allah'ın varlığını ve birliğini, peygamberlerin görevini ve ahiret hayatını anlatan bir dindir.
  • İslam aynı zamanda, insanların hem dünya hem de ahirette mutlu olmalarını sağlayacak bir hayat nizamı sunar.
  • İslam'ın temel kaynakları Kur'an ve Sünnettir.
  • İslam'ın ekonomik sistemi ise, zekât, sadaka, faiz yasağı, helal kazanç ilkesi gibi kurallarla belirlenir.
  • İslam'ın ekonomik sistemi hem bireysel hem de toplumsal hak ve sorumlulukları dikkate alır. İslam'ın ekonomik sistemi hem özel mülkiyeti korur hem de sosyal adaleti sağlar.
  • İslam'ın ekonomik sistemi hem rekabeti teşvik eder hem de iş birliğini destekler.
Bu kısa karşılaştırmadan da anlaşılacağı gibi, İslam ve sosyalizm arasında temelde bir uyum yoktur.

İslam ülkelerinde sosyalizmin uygulanamamasının nedenleri 

- İslam ülkeleri genellikle geleneksel, tarım ağırlıklı ve az gelişmiş toplumlardır.
Sosyalizm ise modern, sanayileşmiş ve gelişmiş toplumlara hitap eder.
- İslam ülkelerinde halkın çoğunluğu dindardır ve İslam'ın değerlerine bağlıdır.
Sosyalizm ise seküler, materyalist ve ateist bir ideolojidir.
- İslam ülkelerinde siyasi sistemler genellikle otoriter, merkeziyetçi ve baskıcıdır.
Sosyalizm ise demokratik, katılımcı ve özgürlükçü bir sistem ister.
- İslam ülkelerinde ekonomik sistemler genellikle kapitalist, liberal ve küreselleşmeye açıktır. Sosyalizm ise sosyalist, planlı ve milli bir ekonomi ister.
- İslam ülkelerinde kapitalist güç odakları, sosyalist hareketleri engellemek için çeşitli yöntemler kullanmıştır, bunlar arasında:
  • Askeri darbeler
  • Siyasi yasaklar
  • İdeolojik karalama
  • Dış müdahale ve terörle mücadele bahanesi sayılabilir.
Sonuç olarak, İslam ülkelerinde sosyalizmin uygulanamamasının nedenleri hem içsel hem de dışsal faktörlere bağlıdır.
Ancak bu durum, İslam ülkelerinin sosyal ve ekonomik sorunlarını çözmek için alternatif arayışlarından vazgeçmesi anlamına gelmez.
İslam ülkeleri, kendi tarihlerinden, kültürlerinden ve değerlerinden beslenerek, kendi özgün modellerini geliştirebilirler.
Bu modeller hem İslam'ın hem de insanlığın ortak ideallerine hizmet edebilirler.
Bazı toplumlara sosyalizmi anlatamazsınız bile.




Çünkü o toplumun fakirleri kendilerini sömürülen sınıf olarak değil, geçici sıkıntı çeken milyonerler olarak görür.
Kapitalizmde fakirlerin sadece karnını doyurabilecek kadar bir geliri ve birde dini vardır, peygamberinin bile açlıktan karnına taş bağladığına inandırılan kitle kalan tek varlığı olan dinini kaybedeceği zannı ile sosyalizme asla sıcak bakmaz, dinle harmanlanan bir siyasal İslam'da da geniş halk kitlelerinin payına da pek bir şey düşmez.
Siyasal İslam ile yönetilen kapitalist toplumlarda kadrolara dahi yandaş olmayan torpilsiz işe alım yapılmaz, rejimin değişeceğini varsayan hiçbir kimse rejim değişince işini kaybedeceği korkusuyla asla ve kat a sosyalist bir rejimin gelmesine müsaade etmez.

Yine siyasal İslam ile yönetilen kapitalist toplumlarda iktidarın yandaşlarına dağıttığı ulufeler yüzünden haksız kazanç elde edenler rejimin değişmesi ile kazançlarının elinden alınacağı korkusu yaşar, bu nedenle onların en büyük düşmanı sosyalizmdir ve asla değişmesine müsaade etmezler.
Bu tür rejimlerde iktidarların en büyük destekçileri tarikat ve cemaatlerdir, toplumu tam olarak mevcut iktidarın istediği şekilde yoğurur ve şekillendirir, bu vazife karşılığında en büyük pastayı da onlar kapar, zenginleşir ve holdingleşirler, zenginleştikçe güçlenirler, güçlendikçe dokunulmaz olurlar.

Türkiye gibi siyasal İslam ile yönetilen ülkelerde sosyalist bir sistemin uygulanmasına en başta tarikat ve cemaatler sırası ile tarikatlardan beslenen siyasiler, ardından para ve mülk sahipleri devamında emperyalist güçler asla ve kata izin vermez, doğmadan boğarlar. Sosyalizm bu tür ülkelerde haklın tercihi ile değil ancak devrimle gelir.

Ahmet ATAM
Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun