Osmanlı da vergi sistemi |
Osmanlı devletinde vergi sistemi: Vergi kalemleri kimler vergiden muaftı, mültezimlik, Osmanlı Devleti, bir imparatorluk olması nedeniyle geniş bir coğrafyaya yayılmıştı. Bu geniş coğrafyada yaşayan farklı din, ırk ve kültürden insanlara vergilendirme uygulaması da farklılık göstermiştir.
Osmanlı Devleti'nde vergiler, şer'i ve örfi olmak üzere iki ana kategoriye ayrılırdı.
- Şer'i vergiler, İslam hukukunun hükümlerine dayanan vergilerdir. Bu vergiler, zekât, öşür, haraç ve cizye olmak üzere dört ana başlık altında toplanabilir.
- Örfi vergiler, şer'i vergilerin yanında devlet tarafından konan vergilerdir. Bu vergiler, avarız, ağnam, gümrük resmi, ipekçilik vergisi, tütün vergisi, içki vergisi, tarla vergisi, ev vergisi, dükkân vergisi, pazar vergisi gibi çeşitli başlıklar altında toplanabilir.
Vergilerin tahsilatı, devletin gelir kaynaklarından en önemlisiydi. Vergiler, devlet hazinesine önemli bir gelir sağlıyordu. Devlet, bu vergiler ile ordusunu, bürokrasisini ve diğer harcamalarını karşılamaktaydı.
Vergilerin tahsilatı, devlet tarafından görevlendirilen memurlar tarafından yapılırdı. Bu memurlar, vergi verecek kişileri tespit eder ve onlardan vergilerini toplardı. Vergiler, genellikle ayni olarak tahsil edilirdi. Ancak, nakdi olarak da tahsil edilmesi mümkündü.
Vergi kaçırmanın cezası, vergi miktarının iki katı olarak uygulanırdı. Bu cezaya ek olarak, vergi kaçakçısına hapis cezası da verilebilirdi.
Osmanlı Devleti'nde vergiden muaf olan bazı gruplar şunlardır:
- Din adamları: Müslüman din adamları, zekât ve cizyeden muaftır.
- Askeri sınıf: Asker ve onların aileleri, bazı vergilerden muaftır.
- Özel mülk sahipleri: Bazı özel mülk sahipleri, vergiden muaf tutulabilirdi.
- Yoksullar: Yoksullar, bazı vergilerden muaftır.
Osmanlı Devleti'nde uygulanan vergi çeşitleri ve tahsilatı ile ilgili bazı bilgiler şunlardır:
- Zekât: Müslümanların mal ve servetlerinden alınan bir vergidir. Zekât, altın, gümüş, para, ticaret malları, hayvan, toprak, tarım ürünleri gibi mallardan verilir.
- Öşür: Müslüman çiftçilerden alınan tarım ürünleri üzerinden alınan vergidir. Öşür, ürünün onda biri oranında alınır.
- Haraç: Fethedilen topraklardan alınan vergidir. Haraç, gayrimüslimlerden alınır ve miktarı toprakların verimliliğine göre değişir.
- Cizye: Gayrimüslimlerden alınan kişi başına alınan vergidir. Cizye, erkeklerden alınır ve miktarı yaşa, mesleğe ve gelir durumuna göre değişir.
- Avarız: Afet, savaş veya diğer olağanüstü durumlarda alınan vergidir.
- Ağnam: Hayvanlardan alınan vergidir.
- Gümrük resmi: Gümrüklerden alınan vergidir.
- İpekçilik vergisi: İpek üretiminden alınan vergidir.
- Tütün vergisi: Tütün üretiminden alınan vergidir.
- İçki vergisi: İçki üretiminden alınan vergidir.
- Tarla vergisi: Tarlalardan alınan vergidir.
- Ev vergisi: Evlerden alınan vergidir.
- Dükkân vergisi: Dükkanlardan alınan vergidir.
- Pazar vergisi: Pazarlardan alınan vergidir.
Osmanlıda Vergilerin tahsilatı:
Osmanlı Devleti'nin vergi sistemi, devlet hazinesine önemli bir gelir sağlamıştır. Ancak,
vergilerin tahsilatı ile ilgili bazı sorunlar da yaşanmıştır. Örneğin, vergi memurlarının yolsuzluk yapması ve vergi miktarının tam olarak toplanmaması gibi sorunlar yaşanmıştır.
Osmanlı'da vergi memurları Mültezimler
Osmanlı Devleti'nde mültezim, devlete ait vergi gelirini belirli bir bedel karşılığında toplamakla görevlendirilen kişiye verilen unvandır. Mültezimlik, iltizam sistemi adı verilen bir vergi toplama yönteminin bir parçasıdır.
Mültezimlik, Osmanlı Devleti'nin erken dönemlerinde de mevcuttu, ancak 16. Yüzyıldan itibaren yaygınlaştı. Bunun nedeni, devletin savaş masraflarının artması ve vergi sisteminin daha verimli hale getirilmesi ihtiyacıydı.
Mültezim olmak için gereken şartlar:
- Müslüman olmak
- Yetişkin ve hür olmak
- Belli bir miktar sermayeye sahip olmak
- Devlete vergi borcu bulunmamak
Mültezim olmak isteyenler, iltizam edilmek istenen vergi gelirini açık artırma yoluyla kiralardı. En yüksek teklifi veren kişi, o vergi gelirinin mültezimi olurdu.
Mültezim, kiraladığı vergi gelirini toplamak için gerekli olan görevlileri ve araçları kendisi temin ederdi. Mültezim, topladığı vergi gelirinin bir kısmını devlete, bir kısmını ise kendi kârına harcardı.
Mültezimlik, Osmanlı Devleti'nin mali sisteminde önemli bir rol oynamıştır. Mültezimlik sayesinde, devlet vergi gelirlerini daha kolay ve daha verimli bir şekilde toplayabilmiştir. Ancak, mültezimlerin aşırı vergi toplamalarından dolayı halk üzerinde olumsuz bir etkisi de olmuştur.
18.Yüzyılda, mültezimler giderek güçlenmeye başlamış ve ayan olarak adlandırılan yerel yönetimlerin temelini oluşturmuştur. Bu durum, Osmanlı Devleti'nin merkezi otoritesinin zayıflamasına neden olmuştur.Osmanlı Devleti, 19. Yüzyılda mültezimlik sisteminin olumsuz etkilerini azaltmak için çeşitli reformlar yapmıştır. Ancak, bu reformlar yeterli olmamış ve mültezimlik sistemi 19. Yüzyılın sonlarında kaldırılmıştır.
Yorum Gönder