-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Kütahya'nın fetih tarihi



Kütahya'nın fethi
Kütahya'nın fethi

Kütahya Türkler tarafından ilk kez ne zaman fetih edildi, Kütahya'yı Bizans'tan alan Selçuklu komutanı, Kütahya kaç kez fethedildi:


Kütahya'nın fethi ve Selçuklu dönemi, Malazgirt Zaferi'ni takiben Anadolu'nun Türkler tarafından fethedilmesi sürecinde gerçekleşmiştir. Türkler hızla batıya ilerlerken, Kutalmışoğlu Süleyman Şah 1078 yılında İznik'i merkez alarak Anadolu Selçuklu Devleti'ni kurdu. Devletin kuruluşundan sonra Süleyman Şah, Marmara ve Batı Anadolu'da birçok şehir ve kaleyi fethetti. Kütahya'nın da bu dönemde, yani 1075 ile 1078 yılları arasında Türklerin kontrolüne geçtiği düşünülmektedir.

Kaynaklarda kesin bilgilere ulaşamamakla birlikte, Kütahya çevresindeki şehir ve kasabaların fethedildiği yılları göz önünde bulundurursak, Kütahya'nın da aynı dönemlerde Türkler tarafından ele geçirildiğini söyleyebiliriz.

Süleyman Şah döneminde Kütahya, Anadolu Selçuklu Devleti'nin batı sınırını oluşturuyordu. Kütahya, Birinci Haçlı ordularının Anadolu'ya girişinden sonra ne kadar süre Türklerin kontrolünde kaldı? Haziran 1097'de, Anadolu Selçuklu Devleti'nin başkenti İznik, Haçlılar vasıtasıyla Bizans'ın eline geçtiğinde, Sultan I. Kılıçarslan Orta Anadolu'ya çekilmek zorunda bırakıldı.

Sultan Kılıçarslan, Anadolu'daki diğer Türk devletlerinden aldığı destek kuvvetlerle Haçlı ordusunu Eskişehir'de karşıladı, ancak sayıca üstün olan Haçlılara karşı duramayıp geri çekilmek zorunda kaldı. Devletin merkezini Konya'ya taşıyan Sultan, Haçlılara karşı tükenme savaşlarına girişti, ancak Marmara ve Batı Anadolu bölgeleri, aralarında Kütahya'nın da bulunduğu, kaybedilmekten kurtarılamadı. Haçlılar, daha önceden yaptıkları anlaşmaya göre ele geçirdikleri yerleri Bizans'a bırakıyorlardı. Sonuç olarak, Kütahya 17 yıllık Türk egemenliğinin ardından yeniden Bizans kontrolüne geçti.

Haçlıların yarattığı tahribatın yanı sıra, Sultan Kılıç Arslan'ın ölümü ve oğulları arasındaki taht kavgaları, Anadolu Selçuklu Devleti'ni Bizans'a karşı zayıflattı. Buna karşın, uç bölgelerde yerleşik Türkmen kuvvetleri, Bizans'a karşı akınlarını sürdürmekteydi. Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos, bu akınları durdurmak ve Konya'yı ele geçirerek Türkleri Anadolu'dan çıkarmak amacıyla 1116 yılında harekete geçti. Eskişehir-Kütahya yolunu izleyerek Bolvadin ve Akşehir'i ele geçirdi, ancak Konya'ya yürümeye cesaret edemeyip geri çekildi.

Anadolu Selçuklu Sultanı Mesut'un son yıllarında, devletin güçlenmesiyle birlikte Bizans'a yönelik akınlar yeniden başladı ve bu sırada Türkmen kuvvetlerinin Kütahya'ya kadar ilerledikleri biliniyor. II. Kılıç Arslan'ın Selçuklu tahtına geçmesi ve taht kavgalarının yeniden başlaması ihtimali üzerine, Anadolu Selçuklu Devleti'nin güçlenmesini tehlike olarak gören Nurettin Mahmut ve Bizans İmparatoru I. Manuel Komnenos bir anlaşma yaptılar. Bu anlaşmadan sonra Kilikya Ermeni Krallığı'na karşı düzenlediği seferden dönerken Türkmen kuvvetlerinin saldırılarına uğrayan I. Manuel, ağır kayıplarla İstanbul'a geri dönmek zorunda kaldı.

1159 ertesi yıl Türkmen Kuvvetleri Isparta ve Denizli çevrelerine akınlarda bulundular
Sultan Kılıç Aslan ile Bizans İmparatoru arasında 1162 yılında yapılan sulh anlaşması uçlardaki akınların bir müddet durmasına sebep oldu.
Fakat bu durum uzun sürmedi doğudaki rakiplerini bertaraf eden Sultan Kılıçarslan Bizans aleyhine yeniden genişleme siyaseti takibine başladı. İmparator manuel komnenos Türklerin ilerlemesine son vermek hatta onları Anadolu'dan atmak gayesiyle 1176 yılında büyük bir ordu ile Anadolu Selçuklu Devleti'ne karşı harekete geçti.

Sultan 2 Kılıçarslan Bizans kuvvetlerini dar ve Sarp capellen myriakepelon Vadisi'nde ağır bir hezimete uğrattı. Bu sefer artık Türklerin Anadolu'dan atılamayacağını ve Anadolu'nun bir Türk yurdu olduğunu ortaya koymuştur Mryiakephalon Zaferini takip eden yıllarda Türklerin ilerleyişini ve hudutlarda toplanmış olan Türkmen Kuvvetleri'nin akınlarını durdurmak Bizans için artık mümkün değildi.

Sultan II. Kılıçarslan, 1182 yılında yeni bir fethetme hareketine başlayarak Uluborlu ve Kütahya'yı ele geçirdi. Böylelikle, Kütahya ilk fethinden bir asır sonra yeniden Türk hakimiyetine girmiş oldu. Sultan II. Kılıçarslan'ın ülkesini oğulları arasında paylaştırması sonucunda Uluborlu ve Kütahya, Gıyaseddin Keyhüsrev'e düştü. 1196 yılına dek Gıyaseddin Keyhüsrev'in yönetiminde kalan Kütahya, bu tarihte onun İstanbul'a sığınmasıyla kardeşi Rükneddin Süleyman Şah'ın egemenliğine geçti. Selçuklu şehzadeleri arasındaki taht kavgaları sırasında Kütahya'nın tekrar Bizans kontrolüne girdiği görülmektedir.

Kaynaklara göre, Sultan Alaaddin Keykubat döneminde 1233 yılında Kütahya üçüncü kez Selçukluların egemenliğine girmiştir. Karaca viran Köyü'ndeki Ribat kitabesi temel alındığında, Kütahya'nın son fethinin tarihi 1210 olarak kabul edilebilir. Ancak bu köyün Kütahya'ya on saat mesafede olması ve bir hudut karakolu ihtimalini güçlendirirken, Yoncalı hamamındaki 1233 tarihli kitabe, Kütahya'nın Türkler tarafından son kez fethedildiğini kesin olarak ifade etmektedir.

Fotoğraf yapay zekâ ile oluşturulmuş temsili bir resimdir.
Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun