Ekmeğe ne oldu |
Ekmeğe ne oldu, 1950 yılına kadar Ekmeğimiz esmermiş, biz görmedik, lakin bizim çocukluğumuzda evde yapılırdı ekmek ve her mahallede bir ekmek fırını vardı, bir hafta on gün bayatlamazdı o ekmekler, bu günkü ekmekler ise ertesi güne kaldı mı küfleniyor, ufalanıyor, maya, ekşi maya olarak evde üretilirdi, organikti, doğaldı, sofrada doyduğumuzu bilirdik. ne oldu bizim ekmeğimize.
Ekmeğimiz ile kimler oynadı
ABD, Anadolu’nun 14 kromozomlu siyez buğdayı ve 28 kromozomlu kavılca buğdayının genlerini oynayarak 48 kromozomlu “Cüce Buğday” türü geliştirdi.
Sapının kısalığından dolayı bu buğdayımsı “Cüce buğdaylar” Pakistan ve Hindistan’a da ihraç edildi; üretim rekoru kırıldı.
Dünyanın verimli tarlalarının, buğdayların kimyasal gübrelerle, zehirli ilaçlarla tanışma dönemi başladı, tehlikenin farkında değillerdi.
Buğdayın genetiğiyle sürekli oynandı; ortaya çıkan “buğdayımsı” bir şeydi! Kavılca ve siyez artık tanınmaz haldeydi…
ABD, 1950’den itibaren “ihtiyaç fazlası” diye “yardım” adı altında bu buğdayımsı ürünü Türkiye’ye soktu.
ABD, 1950’den itibaren “ihtiyaç fazlası” diye “yardım” adı altında bu buğdayımsı ürünü Türkiye’ye soktu.
Türkiye kurak geçen yıllarda ucuz buğdayımsı "cüce buğday" adını verdiği genetiğiyle oynanmış GDO'lu buğdayı ithal etmeye başladı, ülkemizde:
- Gluten
- Çölyak,
- Diyabet
- Otoimmün hastalıkları
- Obezite
- Alzheimer
- Demans, dikkat eksikliği vb.
- Nörolojik hastalar ve romatizmal hastalıklar patladı.
Dalkavuk medya, beyaz ekmeği “kalite”, zenginlik ve refah göstergesi olarak sundu. zenginlik göstergesi, refah göstergesi olarak sundu.
Halk, beyaz ekmek yedikçe, acıktı.
Acıktıkça, beyaz ekmek yedi.
Ekmeksiz doymuyorum” haline getirildi.
Tıka basa yemenin sonucu milletin sağlığı bozuldu.
Şeker olduk
Astım olduk
Alerji olduk ve hastalıklar ardı ardına sıralanmaya başladı.
Ekmeklik beyaz unun içindeki katkı maddeleri nelerdir
Ekmeklik beyaz un, buğdaydan elde edilen bir gıda maddesidir. Buğday unu, öğütülmeden önce kabuk, embriyo ve endosperm olmak üzere üç kısımdan oluşur. Ekmeklik beyaz un, buğdayın endosperm kısmından elde edilir. Bu kısım, protein, nişasta ve lif bakımından zengindir.
Ekmeklik beyaz unun içine genellikle aşağıdaki katkı maddeleri ilave edilir.
Enzimler:
Enzimler, undaki proteinlerin ve nişastanın yapısını değiştirerek ekmek hamurunun daha iyi kabarmasını ve daha dayanıklı olmasını sağlar. Enzimlerden en çok kullanılanlar amilazlar, proteazlar ve lipazlarıdır.
Asitlik düzenleyiciler:
Asitlik düzenleyiciler, ekmek hamurunun pH değerini kontrol ederek ekmeklerin daha iyi kabarmasını ve daha uzun süre dayanmasını sağlar. Asitlik düzenleyicilerden en çok kullanılanlar askorbik asit (E300) ve sitrik asit (E330)'dir.
Hamur geliştiriciler:
Hamur geliştiriciler, ekmek hamurunun daha iyi kabarmasını ve daha dayanıklı olmasını sağlar. Hamur geliştiricilerden en çok kullanılanlar monokalsiyum fosfat (E341) ve sodyum sitrat (E331)'dir.
Beyazlatıcılar:
Beyazlatıcılar, unun rengini daha beyaz hale getirerek ekmeklerin daha estetik görünmesini sağlar. Beyazlatıcılardan en çok kullanılanlar benzoil peroksit (E928) ve potasyum bromat (E924)'dır.
Türkiye'de ekmeklik beyaz unun içine ilave edilebilecek katkı maddeleri, Türk Gıda Kodeksi Ek Gıda Maddeleri Yönetmeliği'nde belirtilmiştir. Bu yönetmeliğe göre, ekmeklik beyaz una ilave edilebilecek katkı maddeleri şunlardır:
- Enzimler:
- Amilazalar
- Proteazlar
- Lipazlar
- Asitlik düzenleyiciler:
- Askorbik asit (E300)
- Sitrik asit (E330)
- Hamur geliştiriciler:
- Monokalsiyum fosfat (E341)
- Sodyum sitrat (E331)
- Beyazlatıcılar:
- Benzoil peroksit (E928)
- Potasyum bromat (E924)
Fiyatı çok daha pahalı olan kara ekmeğin, aslında hem bütçe, hem sağlık açısından çok daha ucuza geldiğini hiç bir beslenme uzmanı halka anlatmıyor.
Türkiye dünya ortalamasının beş katı ekmek tüketiyor, dünyada çöpe en fazla ekmek atan ülkeyiz. Çünkü beyaz ekmek dünyanın en çabuk bozulan ekmektir.
Yıllardan sonra Marshall Yardımı ile Beyaz Ekmek yemeye başlayan Avrupa ülkeleri Beyaz Ekmek yemeyi çoktan bıraktı.
Biz ise beyaz ekmek ile Tam Buğday ekmeği arasındaki farkı daha yeni anlamaya başladık., hastalıklardan korunmak için ilaçlara değil sağlıklı besinlere sarılmamız gerekiyor.
Bu gün tüketici parasını neye verdiğini bilmiyor, yerli ata tohumu ile geleneksel tarım ile üretilmiş , GDO’suz , kimyasal ilaç ve gübre olmayan ,kimyasal katkı maddesi içermeyen” gıda talep etmiyor.
Türkiye dünya ortalamasının beş katı ekmek tüketiyor, dünyada çöpe en fazla ekmek atan ülkeyiz. Çünkü beyaz ekmek dünyanın en çabuk bozulan ekmektir.
Yıllardan sonra Marshall Yardımı ile Beyaz Ekmek yemeye başlayan Avrupa ülkeleri Beyaz Ekmek yemeyi çoktan bıraktı.
Biz ise beyaz ekmek ile Tam Buğday ekmeği arasındaki farkı daha yeni anlamaya başladık., hastalıklardan korunmak için ilaçlara değil sağlıklı besinlere sarılmamız gerekiyor.
Bu gün tüketici parasını neye verdiğini bilmiyor, yerli ata tohumu ile geleneksel tarım ile üretilmiş , GDO’suz , kimyasal ilaç ve gübre olmayan ,kimyasal katkı maddesi içermeyen” gıda talep etmiyor.
Bu gün kısa saplı cüce buğday ürettiğimiz için samanı bile dışarıdan alıyoruz, insan sağlığı için ekmeğimize sahip çıkmalı, ata tohumu ile üretim yapan çiftçiler devlet tarafından desteklenmelidir.
Ahmet ATAM
Yorum Gönder