Kütahya türkü hikayeleri Ahmet beyin türküsü - Kendime Yazılarım

Kütahya türkü hikayeleri Ahmet beyin türküsü

Kütahya türkü hikayeleri Ahmet beyin bir küheylan atı var türkü hikayesi
Kütahya türkü hikayeleri Ahmet beyin bir küheylan atı var

Ahmet Bey, Kütahya'nın tanınmış ve varlıklı bir ailesinin oğlu olup, bir kız kardeşi bulunmaktadır. Babası, hazinedarlar sülalesinden Emin Efendi, annesi ise Osman beylerden Ayşe Hanım'dır. Aileleri, Kütahya'nın Kobak dibi mahallesinde büyük bir konakta yaşamakta, ancak çoğunlukla zamanlarını Tavşanlı'ya bağlı Erenköy'de, İsa Köyü olarak da bilinen çiftliklerinde geçirmektedirler.
 

Kütahya türkü hikayeleri Ahmet beyin bir küheylan atı var türkü hikayesi


Ahmet aynı zamanda medrese eğitimi alıyor.
Kütahya'daki medreseye giderken Küheylan atını kullanıyor.
Ahmet o kadar yakışıklı ki, efsanevi Küheylan atı bile onu tamamlıyor.

Birçok kızın hayallerini süslüyor Ahmet.
Mahallede her geçişinde, kızlar Ahmet'e bakaktan kendilerini alamıyorlar.
Ancak Ahmet, bu ilgiden hiç etkilenmiyor.
Onun aklı sadece derslerinde. 

O, tanınmış bir ailenin oğludur ve canciğer bir arkadaşı vardır ki o da saygın bir ailenin evladıdır. 
Ünlü şairlerimizden Hacı Pesendi'nin oğlu, adı Çakır Efe'dir. İkisi de aynı medresede eğitim görüyor, birlikte dolaşıyor, birlikte yemek yiyor ve birlikte içiyorlar. Ancak, dolaştıkları yerlerde tüm gözlerin Ahmet üzerinde olması, önemsiz gibi görünse de, Çakır'ın içinde bir kıskançlık kıvılcımını ateşliyor. 
Fakat ne kadar kıskanırsa kıskansın, onlar yine de yakın arkadaşlar, kardeşler gibi dostlar. 

Kütahya'da o dönem, gençlerin aklını çelebilecek, yanlış yola sürükleyebilecek birkaç hafifmeşrep kadın ün kazanmıştı. İşte tüm gençlerin ilgisi bu kadınlardan birine ya da ikisine yoğunlaşmıştı. Çakır da bu kadınlardan birine takıntılı hale gelmişti. Öyle bir takıntılı ki, artık medreseyi bile umursamaz olmuştu. 

Bu hafif meşrep kadının adı "DÜVERLİ" kör olası çekmiş çıkarmış Çakır'ı medreseden.
Gençlik bu ya sonunu düşünmemiş.
Öte yandan Ahmet hiç mi hiç bulaşmamış bu işlere.
Çiftlikten medreseye, medreseden çiftliğe gidip gelmede küheylan atı ile yaşı 21-22.
Bu arada Ahmet 'e sözde kesilmiş.
Başına devlet kuşu konan bu şanslı kız Ahır ardından.

Çakır ise Düverli ile almış başına gidiyor.
Fakat kafasında Ahmet 'i de o bataklığa çekmek var.
Güya iyilik yapacak.
Lakin Ahmet bütün ısrarlarına rağmen hala eteğini bulaştırmamış bu işe.
Çakırsa o derece inatçı Düverli ile mutlaka buluşturacak Ahmet'i.

Günlerden bir gün Ahmet 'in medresede imtihanı var.
Ve Çakır bilir ki Ahmet mutlaka gelecek, düverliyi ayarlar, alır evine kapatır.
İmtihandan çıkan Ahmet 'in yakasına yapışır.
Ahmet bakar ki kurtuluş yok, çaresiz gider.
Kapıdan girdiklerinde, Düverli birde ne görsün karşısında dillere destan yakışıklı güzeller güzeli Ahmet.

Dayanamaz hiç beklemeden Ahmet'in boynuna sarılmak ister.
Önceleri Ahmet iter düverliyi utancından.
Bakar ki düverli ısrarlı, nede olsa gençtir Ahmet ve çaresiz düverliyi alır kucağına.
Bütün olanları şaşkınlıkla seyreden Çakır'ın yüreğindeki o küçücük kıvılcım büyür parlar alevler içinde yanmaya başlar.

O ateşin şiddeti ile gözü kararan Çakır saniyede belinden çıkardığı sivri kamasını, yukarı odaya çıkmaya hazırlanan Ahmet 'in sırtına olanca hızı ile saplar.
Daha kapı arkasındalardır.
Bıçağı yer yemez Ahmet, can havli ile geriye döner.
O dostunu o kardeşini göremez.
Çakır kaçmıştır.
Ahmet sırtındaki bıçak ile birlikte fırlar sokağa Kemer hamamının karşısındaki aralıktan iner evine girmek ister.

Fakat Cemalettin Sultan'ın önüne gelince gözleri kararır, dizlerinde derman biter ve orada yığılır kalır.
Biran şeytana uyan Ahmet, bıçaklanarak öldürülmüştür.
Hem de gencecik yaşta.

Cenazesini hemen kız kardeşinin evine getiriverirler.
Kara haber tez duyulur ve çiftliğe ulaşır.
Ulaşır da bir evin bir oğlu yoktur artık.

Hacı Pesendi kendi oğluna mı yansın Ahmet 'emi yansın yoksa aile dostu Emin efendiye mi yansın bilemez.
Emin efendinin yüzüne nasıl bakacağını düşünür.
Düşünürde yüreğindeki bu ateşi Pesendi:
Şimdiki Vakıflar binasının bulunduğu yerdeki sebillerden birinin üzerindeki mermere geçittirir ve şöyle der:

Bir zalimden bir alim
Bir alimden bir zalim
Allah bana evlat verdi
Essalatü vesselam
Dünya minnetsiz,
Baş yok vesselam

Cenazesine büyük bir kalabalık iştirak eder ve Musalla mezarlığına emanet edilir.
Bir haftasına kalmaz babası Emin efendinin gözleri görmez olur.
Kütahya yanar tutuşur.

O güzeller güzeli, civan boylu, yakışıklı Ahmet 'in öldüğüne kimse inanamaz.
Bir müddet sonra bir türkü çıkar, dilden dile dolaşmaya başlar ve bizlere kadar gelir.
Kütahya türkü hikayeleri Ahmet beyin türküsü

Ahmet beyin bir küheylan atı var türkü sözleri


Ahmet beyin bir küheylan atı var
Mavi şalvarının bende yükü var
Ahmet beyin benden başka nesi var.

Saklan dağlar Ahmet beyin kışından
Hiç sevdalar geçmedi mi başından?

Annem benim sandığımı açmasın
Mavi şalvarıma uçkur takmasın
Oğlum gelecek diye yola bakmasın

Saklan dağlar Ahmet burdan geçti mi ?
Yoksa hovardalar aldı kaçtı mı ?

Ahmet beyin boy kürkü var dizinde
Püskürme ben hu çekiyor yüzünden
Şimdi kızlar hiç durmuyor sözünde

Saklan dağlar Ahmet beyin kışından
Hiç sevdalar geçmedi mi başından ?

Ahmet beyin boy kürkü var sarıdan
Ahmet beyin kaderi yok karıdan
Dos bildiği bıçakladı geriden

 




Alıntı : Kütahya türkü hikayeleri

0 تعليقات

Yorumlarda lütfen saygılı olun