Rüyalar bilinç altının yansıması mıdır, Neden rüya görürüz, Rüyaların bilinç altının yansıması olup olmadığı, yüzyıllardır tartışılan bir sorudur.
Bu konuda farklı görüşler olmakla birlikte, rüyaların bilinç altının bir yansıması olduğu görüşü, psikanalizin kurucusu Sigmund Freud tarafından ortaya atılmış ve günümüze kadar yaygın bir şekilde kabul görmüştür.
Neden rüya görürüz
Türkçe' de bir deyim vardır, aç tavuk kendini darı ambarında görür diye, Freud'a göre, rüyalar, uyanıkken bilincimiz tarafından bastırılmış olan duygu, düşünce ve arzularımızın bilinçaltında birikmesi sonucunda ortaya çıkar.
Bu atasözü, insanların ihtiyaç duydukları şeyleri hayal ettiklerini ve gerçeklikten uzaklaştıklarını ifade eder.
Kaynaklar:
¹: Freud, S. (1900). Düşlerin Yorumu. [2](^1^)
²: Penot, B. (2000). Psikanalizde Ruya Yorumu. [3](^2^)
³: Korulsan, E. (2017). Rüyalar bilinçaltınıza dair ne anlatıyor: Freud ve dört rüya tipi. [4](^4^)
Bu duygu ve düşünceler, rüyalarda semboller ve metaforlar yoluyla ifade edilir.
Örneğin, bir kişi rüyasında bir uçurumdan düşüyorsa, bu rüya, o kişinin bilinçaltında korku ve endişe gibi duyguların bir yansıması olabilir.
Rüyaların bilinç altının yansıması olduğu görüşünü destekleyen bazı kanıtlar
Örneğin, rüyalarda görülen semboller ve metaforlar, genellikle kişinin yaşam deneyimlerinden ve kişisel sorunlarından etkilenir.
Ayrıca, rüyaların içeriği, kişinin uyanıkken yaşadığı olaylardan etkilenebilir.
Örneğin, bir kişi bir sınavdan önce rüyasında sınava giriyorsa, bu rüya, kişinin uyanıkken yaşadığı sınav kaygısının bir yansıması olabilir.
Rüyaların bilinç altının yansıması olduğu görüşüne karşı çıkan bazı görüşler
Rüyaların bilinç altının yansıması olduğu görüşüne karşı çıkan bazı görüşler
Bu görüşlere göre, rüyalar, bilinçaltının bir yansıması olmak yerine, beynin uyku sırasında işlediği bilgileri ve deneyimleri temsil eder.
Bu görüşe göre, rüyalar, kişinin gerçek yaşamıyla doğrudan ilişkili olmayabilir.
Sonuç olarak, rüyaların bilinç altının yansıması olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, bu konudaki araştırmalar, rüyaların bilinç altıyla bağlantılı olduğu ve kişinin iç dünyasını yansıtabileceğine dair bazı kanıtlar sunmaktadır.
Sonuç olarak, rüyaların bilinç altının yansıması olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, bu konudaki araştırmalar, rüyaların bilinç altıyla bağlantılı olduğu ve kişinin iç dünyasını yansıtabileceğine dair bazı kanıtlar sunmaktadır.
Rüyalar, bilinç altının bir yansıması olmanın yanı sıra, kişinin duygularını, düşüncelerini ve arzularını anlamanın da bir yolu olabilir.
Rüyaları yorumlamak, kişinin kendini daha iyi anlamasına ve iç dünyasını keşfetmesine yardımcı olabilir.
Freud bu sözü ile rüyaların bilinçaltımızın bir yansıması olduğunu ve bize gündüz bastırdığımız veya ihmal ettiğimiz duygu, düşünce ve arzularımızı gösterdiğini anlatmak istemiştir.
Freud bu sözü ile rüyaların bilinçaltımızın bir yansıması olduğunu ve bize gündüz bastırdığımız veya ihmal ettiğimiz duygu, düşünce ve arzularımızı gösterdiğini anlatmak istemiştir.
Freud'a göre rüyalar, uykunun korunmasını sağlayan ve bilinçdışı arzuların yerine getirilmesini sağlayan bir işlev görürler.
Rüyalar, bilinçli benliğimizin kabul etmediği veya sansürlediği şeyleri, sembolik bir dille ifade ederler.
Bu yüzden rüya yorumu, Freud'un psikoanalitik yönteminin önemli bir parçasıdır.
Freud, rüya yorumu ile hastalarının bilinçdışına giden "kral yolunu" bulmaya çalışmıştır.
Rüya yorumu, hastanın rüyasında gördüğü imgelerin ne anlama geldiğini ve bunların hastanın yaşam öyküsüyle nasıl ilişkili olduğunu ortaya çıkarmayı amaçlar.
Freud'un rüya yorumu metodu
Freud'un rüya yorumu metodu rüyanın iki farklı içeriğinden bahseder:
Rüyanın görünen içeriği ve rüyanın gizli içeriği.
Rüyanın görünen içeriği, rüyada görülen imgelerin yüzeydeki anlamıdır.
Rüyanın gizli içeriği ise, rüyada görülen imgelerin arkasında yatan gerçek anlamdır.
Rüyanın gizli içeriğine ulaşmak için, rüyada görülen imgelerin kişiye özgü anlamlarını bulmak gerekir.
Bu anlamlar, kişinin yaşadığı deneyimlerden, kültüründen, inançlarından ve kişilik özelliklerinden etkilenir.
Freud'un rüya yorumu metodu, psikanalizin kurucu eseri olan Düşlerin Yorumu adlı kitabında ayrıntılı olarak anlatılmıştır¹.
Freud'un rüya yorumu metodu, psikanalizin gelişimine büyük katkı sağlamıştır.
Ancak bu metot, günümüzde pek çok eleştiriye de maruz kalmıştır.
Bazı eleştiriler, Freud'un rüya yorumu metodunun bilimsel olmadığını, rüyaların her zaman bilinçdışı arzularla ilgili olmadığını, rüyaların bireysel değil evrensel semboller taşıdığını ve Freud'un kendi önyargılarını ve cinsiyetçi tutumlarını rüya yorumuna yansıttığını ileri sürmüştür²³.
Bu eleştirilere rağmen, Freud'un rüya yorumu metodu, psikoloji tarihinde önemli bir yer tutmaktadır.
Rüyaların insan ruhunun derinliklerine açılan bir kapı olduğu fikri, pek çok insanın ilgisini çekmiştir.
Rüyaların bize kendimizle ilgili neler söylediğini merak etmemiz doğaldır.
Ancak bu merakımızı tatmin etmek için, sadece Freud'un rüya yorumu metoduna bağlı kalmamalıyız.
Rüyalarımızı kendi içgörümüzle ve başka kaynaklarla da karşılaştırmalıyız.Rüyalarımız bize kendimizi tanımak için bir fırsat sunabilir, ancak bunun için onları doğru şekilde yorumlamak gerekir.
Kaynaklar:
¹: Freud, S. (1900). Düşlerin Yorumu. [2](^1^)
²: Penot, B. (2000). Psikanalizde Ruya Yorumu. [3](^2^)
³: Korulsan, E. (2017). Rüyalar bilinçaltınıza dair ne anlatıyor: Freud ve dört rüya tipi. [4](^4^)
Yorum Gönder